1

190 16 3
                                    

Han hep babasından şiddet görürdü. Annesi kardeşlerini alıp kayıplara karışmış, Han babası ile kalmıştı. Babası her gece içer, kumar oynar, eve her tarafı morarmış dayak yemiş vaziyette gelirdi. Ancak iki gün önce babası borcu olduğu mafya tarafından öldürülmüştü. Ve Han ise amcasına kalmıştı. İşlerin düzeleceğini sanarken amcasından dayak yemiş, teyzesinden ise baskı görmüştü. Yani değişen bir şey yoktu. Artı olarak artık baskı görüyordu.

                                    ~

~Handan

Yine yediğim azarla gece vakti göz yaşlarım süzülmüş, hıçkırarak, sesimi duyurmadan ağlıyordum. Herkesin uyuduğundan emin olup dışarı çıktım. Evden kaçmak istesem de param yoktu. Ayrıca tek başıma yaşamam mümkün değildi. Yemek yapamıyorum, ev işlerini bilmiyorum, ne yapmam gerektiğinde anlıyamam. Bu hapishaneye mahkum olmak benim kaderimdi...

Sokakta yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ama telefonumda ki konumdan bulabilirdim. Amcamların evi denize yakındı. Belki rahatlarım amacıyla kıyıya doğru gittim. Anlaşılan yanlızdım. Kimsecikler yoktu. Taşların üstüne oturdum ve aniden gelen ağlama sesiyle irkildim.

Sol tarafımda biri oturuyordu. Genç biri gibiydi. Siyah sweatshirt, kot pantolon giyordu. Saçları sarıydı.

(Örnek)

~Anlatıcıdan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~Anlatıcıdan

Han: İyi misin?

Genç çocuk soruyu yönelttiğinde karşısında ki çocuk önce ona baktı.
Ardından:

Minho:Sen kimsin?

Han: Ben Han Jisung. Amacım rahatsız etmek değil sadece eğer kendi sorunumu düşünürsem bencil gibi hissederim. Tekrardan özür dilerim...

~Minho'dan

Karşımda ki çocuk yani Jisung birşeyler diyordu ama inanın odaklanamıyordum. Çok tatlıydı ve sincaba benziyordu.

Minho: Beni önemseme kendi işine bak.

Karşımda ki çocuk kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Yanımdan uzaklasıyordu yavaşça. Kendimi kötü hissettim. Benle düzgünce konuşan ilk kişiydi sanırım.

Minho: Gitme Jisung.

Han: Ne?

Minho: Gel yanıma otur.

Han: Tamam ama birşey yapmazsın değilmi?

Minho: Napıcam seni şekerle felan mı kandırcam?

Han: Doğru.

Deyip yanıma oturdu.

Minho: Neden bu saatte burdasın?

Han: Aynı soruyu sana sorabilir miyim?

Minho: İlk ben sordum ama!

Han: Detaya girmeye gerek yok, rahtalamak amacıyla evden çıktım.

Minho: Neden?

Han: Birdaha görmeyeceğim,  tanımıyorum seni zaten anlatıyorum o zaman. Bak şimdi:

Biz bir aile iken annem ve babam kavga etti ardından annem kardeşlerimi alıp gitti. Babamla kaldık. Bazı hobileri vardı yani içki içmek gibi. Bazenleri onun sinirini bozuyordum o da haklı olarak bana şey yapıyodu...

Minho: Ne yapıyordu?

Han: Yani...

Minho: Dövüyordu?

Han: HAYIR ÖYLE DEĞİL YANİ..

Minho: Anladım tamam. Peki şimdi ne yapıyor?

Han: Melek oldu.

Minho: Azrail olan mı?

Han: Ya.

Minho: Tamam sustum. Sen nerde kalıyorsun?

Han: Amcamda.

Minho: Sana iyi bakıyor mu?

Han: Soru yağmurun bittiyse bende soru sorabilir miyim?

Minho: Tekrar ediyorum, Sana iyi bakıyor mu?

Han: E-evet.

Minho: Gözlerin niye öyle demiyor Jisung?

Han: Gözlerime bakma sen.

Minho: Neden?

Han: Boşver, herneyse sıra bende.

Minho: Sorumu cevaplamadın.

Han: Tamam off, belki birazcık beni incitip bağırıyor olabilirler.

Minho: Anladım.

Han: Sen?

Minho: Boş ve uzun konuşmaktan nefret ederim o yüzden direk söylüyorum. Zorbalık.

Han: Peki neden zorbalık yapıyorlar?

Minho: Onları ilgilendirmeyen meselelere burunlarını sokuyorlar. Zengin ve gay olmam.

Han: İyi de bu çok saçma!

Minho: Han, bazı insanlar nefret için sebep bulmazlar...

-

End



Only Love/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin