Okulun olduğu lanet bir sabaha gözlerimi açtım. Başımda alarm, aşağıda da annem bağırıp duruyordu. Bu iğrenç iki sesi her sabah duymaktan bunalmıştım. Gözlerim yine tavana dalmıştı. Kilitlenmiştim. Sık sık böyle olurdu, alışkındım. Bir süre sonra kendime geldim ve kalkıp hazırlanmaya başladım.
Okula girdim. Her zamanki gibi kulaklıklarım takılıydı ve okuldaki saçma insanların sesini duymamak için müziğin sesini biraz daha açtım. Nedense okul bu gun biraz daha farklı geliyordu bana. Nedenini merak etmiyordum ve sorgulamadan sınıfa çıktım. En arkada olan sırama oturdum. Dersin başlamasına daha 15 dakika vardı. Kafamı çantama koydum ve gözlerimi kapattım. Şarkılar bana eşlik ediyordu. Düşündümde koca okulda yalnız olmak aslında kötüydü. Beni seven, yanımda olan, herşeyimi bilen bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu farkettim. Sadece okulda değil, okul dışında da böyle bir arkadaşım yoktu benim. Liseye geçince eski arkadaşlarımın hepsini hayatımdan çıkarmıştım. Zaten aralarında gerçek arkadaş diyebileceğim biri yoktu ama en azından beraber vakit geçirdiğim insanlar vardı. Şimdiyse yalnızım. Ailemle de aram iyi değil. Babamı sevmiyordum. İşi dolayısıyla sık sık şehir dışında olması beni mutlu ediyordu. Eve geldiği zamanlar hiç huzurlu olmuyordum. Anneminse babamdan neden boşanmadığını merak ediyordum. Gerçi annemide sevmiyordum. Kısaca koca okulda, koca evde, koca hayatta y a l n ı z d ı m. Ne vardı benim her derdimi dinleyen bir arkadaşım olsa, beraber eğlenebileceğim bir insan olsa.
Biri kafama dokundu sert bir şekilde başımı kaldırdım, sinirlenmiştim. Kafama dokunanın ingilizce hocam olduğunu, derse girdiğimizi belirtmek ve beni uyandirmak için yaptığını anlamıştım. Bu olaya alışkındım çünkü her sabah hemen hemen aynısı yaşanıyordu. Saçımı düzeltip kulaklıklarımı çıkardım. Berrak hoca o sırada yoklama alıyordu. Aniden biri kapıyı hızlıca açtı. Sınıftaki herkes gözlerini kapıya dikmiş garip garip baktığını farkettim. Benim umrumda değildi. Sonra Berrak Hocanın 'okulda ilk gününün olaylı geçmesini istemezsin heralde. Geç bakalım yeni öğrenci...' cümlelerini duydum. Başımı kaldırıp kapıya baktım. Kız. Bir kız. Güzel bir kız. Uzun yeşil saçları, kaşındaki piercing, deri botları, siyah ceketinden yerlere uzanan kulaklığı... Tanrııım.... Kız çok güzeldi ve çok ilgimi çekmişti. Ama daha gelir gelmez ona ilgimi belli edip götünü kaldıramazdım. Zaten sınıfın erkekleri onun götünü yeterince kalcıracaktı, adım gibi emindim. Ayrıca homofobik olmadığını kimse bilemezdi. Gerçi eşcinsel olsa bile benimle çıkar mıydı ? İyide ben Umay'a aşıktım. Her ne kadar o beni görmesede. Peki bu kız kimdi ? Neyin nesiydi ? Bir an ona duyduğum ilginin sadece arkadaşlık yönünde olduğunu hissettim. Böyle bir arkadaşım olsa ne güzel olurdu.
Yine zihnimdekiler konuşup duruyordu ve ben çok yorulmuştum. Uyumam gerekiyordu. Kafamda konuşanları susturmanın tek yolu uyumaktı. Tekrar kafamı kaldırdım ve yeni kıza baktım. Berrak hocanın yanındaydı, birşeyler konuşuyorlardı. Çantamı sıraya koydum ve herzamanki gibi uyumak için sıraya kapandım.Sınıftaki aptalların o iğrenç seslerini işittiğimde uyandığımı anlamıştım. Gözlerim hâla kapalıydı. Birden bacağıma temas eden başka bir bacak olduğunu hissettim. İyide benim yanımda kimse oturmazdı. Okul başladığından beri bu sırada tek başıma otururdum.
Aniden başımı kaldırdım ve ne göreyim ! Yeni kız! Yanımda oturuyordu. Nedense bir saniyeliğine çok şaşırmıştım. Acaba ona duygusal bir ilgi mi duyuyordum ? Yok canım. Sadece okulda kimse benimle ilgilenmez ve yanıma gelmezdi, bu yüzden şaşırmış olabilirdim. Sonra geçti zaten. Yine eski Nil'e geri döndüm tabi. Tam yine kafamın içindeki krallıklardan sesler duyulmaya başlamıştı ki bacağıma temas eden bacağın sahibi konuştu. Önce duymazlıktan geldim. Zaten ne dediğini de anlamamıştım. Sonra üsteledi.
'Heyy sana diyorum rahatsız olduysan başka bir sıraya geçeyim'
Kız trip attı resmen. Gülesim geldi ama ciddiyetimi ve mesafemi bozmayarak 'rahatsız olmadım, sadece okulda yanıma ilk defa biri oturdu ona şaşırdım' dedim cevap vermesini beklemeden kalktım. Sınıftan çıktım tuvalete doğru ilerleyecektim ki aynı ses tonu arkamdan 'beklee beklesene' diye bağırınıyordu. Durdum yanıma geldi.
'Herkese karşı böyle soğuk ve kaba mı davranırsın yoksa bu bana özel mi?' Tanrımmm. Bu kız ne kadar da çok konuşuyordu. Belki de ben az konuşuyordum bilemeyeceğim.
'Kasıtlı yaptığım birşey yok. Seni sevdim' gerçektende sevmiştim. Onunla arkadaş olabileceğimizi düşünüyordum. O sırada tuvalete doğru ilerliyorduk. Aklımdan yine bir çok şey geçiyordu. Güzel şeyler aslında. Daha adını bilmiyordum ama bu kızla iyi arkadaş olacaktık. Zihnimi yine koca bir krallık ele geçirmişti. O krallıkta savaşlar sık sık olurdu. Kelime savaşları, cümle savaşları. Hepsi havada uçuşurdu ve yine başlamıştı. Böyle olduğu zamanlar kafamı duvarlara vurasım geliyordu. Tuvalete girdik kafamdaki sesler aniden kesildi. Hassiktir napıyordu bu kız ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem |LGBT|
Teen FictionTanrı gerçekte yok muydu yoksa benim sesimi mi duymuyordu ? Belki de duymazdan geliyordu, herkes gibi...