Kapı açılırken nefesim kesilmiş bekliyordum. O bir saniye bana bin yıl gibi gelmişti. Zaman durdu sanki. Aklımdan bir çok şey geçiyordu. Gerçekten O burada mıydı ? Beni mi beklemişti bu saate kadar ? Yoksa bunların hepsi bir rüya mıydı ? Uyanıp rüyamın büyüsünün bozulmasından korkuyordum.
Ve kapı açıldı. Gülüş. O gülüş. Çok tanıdıktı, çok içtendi. Bana hiç öyle gülmemişti ama ben bilirdim o hayallerimi süsleyen mükemmel gülüşü. Ah ne güzeldin sen be kadın. Kısa saçlarından hüzün dökülüyordu. Gözlerinden ışık saçılıyordu. Kedi kadar masumdun gözümde. Sana sarılmak için neler vermezdim bir bilsen. Sana dokunmayı, gözlerine bakmayı... Ah kadın ah.
Koluma dokunması ve alaycı bir 'hey cevap verecek misin uyuyan güzel' sesiyle irkilip kendime geldim. Odaya girdiğinden beri gözlerine bakıp düşündüklerim aklıma geldi ve utandım. Yanaklarımın kızardığını hissettim. 'P-pardon, dalmışım' diyebildim. Güldü. Tanrıım. Bu sahne benim hayallerimden biri miydi? Ama olamazdı. Buradaydı işte, burada. Yanımda oturuyordu, gülümsüyordu, yüzüme bakıyordu.
'Nasılsın diye sormuştum ama cevap yok hâla' dedi ve yine mükemmel bir şekilde güldü. 'İyiyim teşekkür ederim' diyip gülümseyebildim sadece. 'Benim artık gitmem lazım, bundan sonra daha dikkatli ol'
Kal be kadın kal. Kal Tanrıça. Gel uzan yanıma. Göğsüne yatayım, saçlarımla oyna. Uyurum hemen. Nefesini boynumda hissedeyim.
'D-dikkat ederim. Tekrar teşekkürler'
Gülümseyip odadan çıktı. Ah o gülümsemesi beni bitiriyordu. Yüzünden hiç eksik olmuyordu o mükemmel gülümsemesi.
Ne salağım ben. Ayağıma kadar gelmişti kız. Ve ben tek kelime edemedim. Belki bir daha bu kadar yakınımda olmayacaktı. Eh be Nil. Heyecandan kekeledim bir de. Tam bir rezillik...Sonunda eve geldik. Annem üzerime titriyordu. ilgiden sıkıldım ve odama çıktım. Kedim yatağıma yatmış beni bekliyordu. Bu kedide olmasaydı ne yapardım ben hiç bilmiyorum.
İki gün rapor almıştım. Aslında kendimi iyi hissediyordum ama raporum varken tabiki okula gitmeyecektim. Hem olanları hâla atlatmış sayılmazdım.
Bu iki günüm yine O'nunla geçti. Ah nasıl seviyordum. Keşke bilseydi. Keşke onun icin çarpan bir yürek olduğunu hissedebilseydi. Benden hoşlanmış mıydı acaba yoksa salak gibi davranıp kekeleyerek konuşmamla alay mı etmişti ? Ben ne kadarda aptal bir kızım. Belki bir kez daha o kadar yakın olamayacaktık. Belki ilk ve son kezdi gözlerime bakıp gülümsemesi. Hep aynı boku yapıyordum işte. Kendimden nefret ediyorum. Önüme gelen tüm fırsatları kaçırıyordum. Hemde salaklığımdan! Ne olurdu yani girişken sıcak kanlı bir insan olsaydım.
Bu düşünceler kafamın içinden bir türlü çıkmıyordu.
Kediyi aldım. Sigarayı aldım. Balkona çıktım. Bir sigara, iki sigara, üç sigara, beş, sekiz... Kedi yanımda. O hep yanımda zaten. Yorgunluğumu hissettim. Hüznümü hissettim. Tanrıçayı hissettim. Biraz uyumak en iyisiydi...(Arkadaşlar diğer bölüm 2 gün sonradan başlayacak yani Nil'in okula gittiği gün. Bu arada uzun zamandır yeni bölüm gelmiyordu çünkü beğeni sayısı azdı ve yorum yoktu. Bende yazmıyordum. Fakat bir kaç mesaj ve bir yorum geldiği için yazdım bende. Okuduktan sonra yorum yaparsanız, beğenirseniz sevinirim)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem |LGBT|
Novela JuvenilTanrı gerçekte yok muydu yoksa benim sesimi mi duymuyordu ? Belki de duymazdan geliyordu, herkes gibi...