Gelmeyecek Geleceğimiz(Tanıtım)

438 28 9
                                    

''Hayır ağlamıyorum'' dedim hıçkırıklarımı yutup kızaran gözlerimi ellerimle kapatırken. ''Seni ağlattığım için ne olur affet beni.'' dedi Stefan bütün dokularımı uyuşturabilecek çaresiz bir ses tonuyla. ''Ağlamıyorum'' diye diretirken görüşümü bulanıklaştıran gözyaşlarımın artması ve gizlenilemeyecek derecede şiddetlenen hıçkırıklarımı umursamadan ona sarıldım. Göğsümün inip kalkan ritmine engel olamasam da nefesinin boynumda oluşturduğu uyarı huzurlu bir rüya gibiydi ve beni dizginliyordu.

''Üzgünüm seni sevmeyi çok isterdim ama yapamam. Sende yapamazsın ''Dedi oyunbozan bir çocuğun ısrarcılığıyla. Ben ise kabullenemediğim sözlerine karşılık ''Sevebilirsin. Ben Sevebiliyorum'' dedim acıklı bir ahenkle söylerken daha da sıkı sarılmıştım. ''Sevmiyorsun. Sevemezsin de'' dedi Stefan ağlamaklı bir sesle. ''Stefan seni seviyorum ve hiçbir şey buna engel olamaz. Sen bile'' dedim inatla. O ise beline sardığım ellerimi gevşetti ve omuzlarımdan destekleyerek beni kendinden uzaklaştırdı. Omzumu kavrayan parmaklarına baktım. O kadar dikkatle,ürkekçe dokunuyordu ki bu taa kalbime değmişti.

Aynı elin işaret parmağı şimdi de baktığımız yöndeki küçük bir bahçeyi gösteriyordu. Stefan orayı işaret ederek ''Şuraya bak! Oradaki küçük kızı görüyor musun? Dünya tatlısı parıl parıl gözleri var. Tıpkı senin mavi derin gözlerin gibi''dedi. Hayranlıkla bakan gözleri benimle buluştuğunda ''Hani nerede göremiyorum?'' diye sordum ve bahçeye daha da dikkatli baktım. Ama kiraz ağaçları ve çamlardan başka gözüme hiçbir şey ilişmiyordu.

Stefan ''Peki onu sevebilir misin?'' diye üstelediğinde iyice sinirlenmiştim. Kimden ya da neyden bahsediyordu? içimden geçenleri ona aktardım ve ''Sen neden bahsediyorsun? Orada kimse yok.'' dedim. O ise yine aynı ısrarcılığıyla ''Seviyor musun o kızı?'' diye sordu. Bu sefer ben ondan bir adım uzaklaştım ve ürktüğümü belli etmemeye çalışarak, otoriter bir ses tınısıyla ''Orada kimse yok ve ben olmayan birini sevemem!'' diye bağırdım. O anında cevap vererek ''Olmayan birini sevemezsin. Aslında olmayan o kız da seni sevemez çünkü yok. ''dedi Ben omuzlarımı düşürdüm ve tükenmiş bir halde ''Anlamıyorum Stefan'' diye soludum. O kısa bir süre dolu dolu olmuş gözlerle baktı ve ''Ben yokum Caroline'' dedi. Tek kelime gibi çıkmıştı -Ben yokum Caroline -'Nefret'gibi 'Acı' gibi 'Kin'gibi bir kelimeydi bu. Elini yanağıma koyarak devam etti ve ''Sen de olmayan birini sevemezsin. Olmayan biri de seni sevemez.'' dedi. Kısa bir soluk daha aldı. Benden bir kelime dahi beklemeden son olarak ''Ben ölüyüm!  Ölü birini hayallerinden çıkar artık. Gün ışığım, elveda'' dedi ve burnumdan öpüp ansızın kayboldu. Elinin sıcaklığı hala yanağımdaydı. Şimdi o ısı beni kasıp kavuruyordu.

Gözlerin Hüznün Mavisi(Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin