Company -Minsung

two*⁰²

Anyeong anyeong anyeong

Dicek bişi yok

İyi okumalarrr!
-
Çıkış zamanı gelmişti minho motoruyla birlikte bekliyordu jisung'u. Ne Jisung vardı nede onun sınıfından biri. Biraz daha beklemeye karar verdi.

Yaklaşık 15 dk olmuştu çıkıl zili çalalı. Bir anda merdivenlerden uçarak inen hyunjin ve yeonjunu gördü. Onlar Jisungun sınıfından dı.

"Hyunjin! Yeonjun!" ikili Minho ya baktı "efendim bro" dedi hyunjin. Minho gözlerini devirdi "Jisung'u arıyorum da" iki genç önce birbirlerine baktı sonra yeonjun konuştu, "hoca tüm sınıfı cezaya bırakmıştı gelirler şimdi" dedi yavaş yavaş öğrenciler iniyordu. "Sağol" dedikten sonra omuzunu patpatladı yeonjunun "eyvallah bro!" bunların ikiside cidden tuhaftı.

Minho sınıfa çıktı sınıfatan son bir kaç kişide çıkmıştı içeri girdi. Jisung eşyalarını topluyordu.

Arkadan gelip hafifçe beline sarıldı. Jisung irkildi ve azından minik bir 'a' kaçmıştı. Arkasına dönüp ona sarılan bedene baktı.

"Ah sen miydin hyung"

"Korktun mu?"

"Biraz"

"Neyse toparlan da gidelim"

"Tamam~"

Geri çekilmişti Minho. Jisung son eşyalarınıda toparlar ken jisung'u izliyordu Minho.

Cidden mükemmeldi, muhtemelen başkası giyse hiç yakışmayacak bir etek onda nasıl bu kadar güzel durabiliyordu.

"Hyung?" Minho'nun dibine girmiş ona bakıyordu jisung. "Hey yarım saattir sesleniyorum hyung iyi misin?" Minho kendine gelip silkelendi. "Evet Jisungie iyiyim, sadece dalmışım"

"Gidelim mi o zaman" eliyle kapıyı işaret etmişti. "Evet evet hadi gidelim" bir kaç adımdan sonra kapını önünde durdu jisung.

"Şey hyung..."

"Efendim Jisungie"

"Ş-şey elini tutabilir miyim?"

"Ah neden soruyorsun Jisungie. Direk tut"

Jisung çekinerek elinin ucunu tuttu büyüğünün. Minho da elini düzgünce tuttu Jisung'un.

Etrafta fazla kişi olması geriyordu jisung'u. Minho da bunu biliyordu. Okul çıkışı olsada kursa kalanlar olduğu için hala biraz kalabalıktı koridor.

Jisung birkaç kişinin onlara bakmasıyla utanıp elini çekmeye çalışmıştı ama Minho elini daha sıkı tutunca son çare olarak büyüğüne sokuldu.

Bahçeye inince derin bir nefes aldı Jisung. Büyüğünün elini bırakıp yanına geçti.

"Tak bakalım Sungie"

Elinde beyaz renklı siyah, gri ve yeşil şeritli bir kask vardı. Jisung kaskı alıp taktı, biraz yamuktu.

Minho Jisung'a güldü. "Yamuk takmışsın" biraz daha güldükten sonra kaskı düzeltti minho.

"Bin bakalım"

Jisung motora binip eteğini düzeltti. Minho da jisung dan emin olduktan sonra bindi.

"Sıkı tutun"

"Gerek yok hyung iyi böyle"

Minho ileri geri manevra yapıp sırıttı. Jisung kendini Minho'nun sırtında buldu yavaşça beline tutundu.

"Sanırım gerek varmış"

Gülüp yola koyuldular.

-
Minho'nun evine gelmişlerdi zaman kaybetmemek adına hemen birer ramen yedikten sonra kahve yapmaya koyulmuştu Minho. Jisung ise hiç acelesi yokmuşcasına mutfak tezgahına oturdu.

Minho'nun gözü Jisung'un hafiften görünen baldırına kaydı. Hemen kendini toparlayıp devam etti.

Jisung'u belinden tutarak aşşağı indirmişti, doğrusu ikiside beklemiyordu bunu.

Kahveleri alıp masaya geçtiler.

-
Yaklaşık yarım saattir Jisung Minho'ya bir şeyler anlatıyordu fakat Minho hiç birini dikkate alamıyordu.

Jisung yanındayken ve onun o çekici çilekle karışık vanilya kokusunu alırken eriyordu.

"Off, böyle anlamıyorum Jisungie. Kucağımda anlatmaya ne dersin? Belki daha iyi dinlerim?"

Jisung bir an duraksadı. "İyi dinleyeceksen neden olmasın"

Minho geriye çekti kendini Jisung ise kucağına oturdu. Minho'nun elleri ister istemez beline kaydı.

Jisung sesini düzeltip anlatmaya devam etti. Fakat bir sorun ise Minho'nun eli Jisung'un bacağını okşuyordu, rahat durmuyordu.

Jisung uyarmak adına elini elinin üstüne koydu ve kalemi bıraktı.

"Peki insanlar beğenecek mi bunu?" parmağıyla Jisung'un çizdiği resimi gösterdi.

"Yani umarı-" Minho elini daha derine götürüyordu.

Jisung son bir uyarı adına kendini ona bastırdı.

-
Mrb

Bye🎀🍓🍒