3. Bölüm

35 3 12
                                    


Sonic'in ağzından

Öff iç ses ne boş yaptın! Fire angel 'mış, aynen öyledir.

Ben artık susuyorum, her şeyi anlattım orrrobsu hala inanmıyor!

Masaya tavuğu da koyduktan sonra, önümdeki önlüğü çıkarttım ve dolaba astım. Teyzemin odasına daldım, daldığım gibi gözlerimi kapadım.

"Ya arkadaşlar bu evde insanlar yaşıyo! Öğğ kusucam şimdi, kapınızı kapatıp yiyişin. Ayrıca ben yemek yemeyeceğim, size afiyet olsun."

Onların kapılarını sen açtın 👽

Kapıyı kapatıp yeniden aşağıya indim, zaten bizim çocukların masaya yerleştiğini gördüm.

"Sonic, gel ve yemeğini ye!"

"Beni düşündüğün için teşekkür ederim zeka küpüm, fakat ben yemek yemeyeceğim."

"Bugün ki randevun nasıldı?"

Öyle afalladım ki, az kalsın yere 180 derece yapışacaktım.

"Ne randevusu?"

"Bu sabah gelen yeşil çocukla, ayrıca kıyafetleeini değiştirseydin keşke."

"Birincisi scourgeyle randevuya çıkmadık, ikincisi bu kadar erken geleceğini bilmiyordum."

"Tamam inanmış gibi yapacağım, şimdi otur yemeğini ye."

Amy ve Knuckles'e gözüm kaydı, hiç konuşmuyorlardı. Meraksız piçler...

"Kusura bakma zeka küpüm fakat birazdan yeni güllerim gelicek, o yüzden anlarsın ya yiyemem. Onları dikmem gereken konular var."

"Sonic, bu gidişle elimizde çürüyeceksin. En azından şu çeyrek ekmeği ye."

Elime verdi tavuklu ekmeğe baktım, kıramamki ben bu zeka küpümü!

"Tamam, ben çıkıyorum!"

Evden çıktım ve kapının önünde çiçekleri beklemeye başladım.

"Meow!"

Duyduğum miyavlama sesiyle, ayaklarıma baktım. Yavru bir kediydi, gri tüyleri pislikten siyah gibiydi. Yere eğildim ve tiksinmeden onu tek elimle kucağıma aldım.

"Sen titriyorsun, hasta mısın yoksa?"

"Meooow!"

O kadar tatlı miyavlıyorduki, kıkırdamaya başladım. Kapının köşesine oturup, yavru kediyi kucağıma aldım. Ekmeğin içinden bir kaç parça tavuk çıkartıp, ağzına doğru yaklaştırdım. Yiyişi bile çok tatlıydı, ısırıcam ya!

Sonic korkutma beni 😰

Merak etme gülüm ben Çinli değilim! Kapının önünde duran kamyonla gözümü kediden ayırdım, kamyondan 2 kişi indi biri Ares'di diğerini ise tanıyordum.

"Hey Ares, şuna bak!"

Ares yanıma doğru gelmiş, hem kediye hemde bana bakıyordu. Ekmekten bende bir ısırık aldım, Ares aniden kahkaha atınca şaşırdım.

"Ne oldu?"

"Dudağında bir şey kalmış."

"Nerde?"

"Dur alayım."

Dudağımın kenarını cebinden çıkarttığı peçete yardımıyla sildi, sonrasında biraz mahçup gibi bir şeyler geveledi.

"Sen bu sene okula gelmiyor musun?"

"Ares üzülme, yani durumları biliyorsun. Tek başıma yazılabilirim ve okula gidebilirim fakat, onları bırakmak istemiyorum."

"Haklısın kusura bakma, keşke bizde yardım edebilsek ama..."

"Hey sıkıntı değil, üzme kendini!"

Arkadaki çocuğun boğazını temizlemesi onu yeni hatırlamış gibi telaşlandı.

"Ben şey... Çiçekleri taşısak iyi olacak sanki, gel shadow!"

Arkadaki çocuğun adı shadowmuş, gözgöze geldiğimizde gülümsedim.

"Merhaba~"

Shadow sadece kafasını salladı ve yutkundu, sonrasında Ares'in yanına gitti. Ben kucağımdaki küçük kediyle, onların çiçekleri içeri taşımalarını izliyordum ve bir yandan yemek yiyordum. Ares'in son çiçeği de içeri koyduğunu ve geri döndüğünü gördüm.

"Evet buda sonuncusuydu, biz artık gidelim sonic sende fazla burda oturma hastalanırsın. Kediye de dikkat et kendinede, görüşürüz!"

"Bay bay!"

"Meow!"

Kamyon giderken ben kedinin miyavlamasına gülüyordum, evin içine girip onu bahçenin önündeki masaya bıraktım. Artık şu çiçekleri halletmeliydim!

Shadow'un ağzından

Ares üstünü değiştirmiş binadan ayrılıyordu, aniden arkasaını döndü.

"Görüşürüz shadow!"

Sadece kafamı salladım, onun uzaklaştığından emin olunca silver'e mesaj attım. Birkaç dakika sonra kapının önünde duran silver'in arabasına bindim, silver ise bana merakla bakıyordu.

"Ne öğrenmek istiyorsun silver?"

"Adamların dediklerine göre, o çocuk hiçbir okula yazılmamış doğru mu?"

"Evet, onu bir şekilde okula yazdırmamız gerekiyor. O olup olmadığını anlamak için, aynı okula gitmek zorundayız. Beni evime bırakabilir misin, birkaç işim var."

Silver olumlu anlamda kafasını salladı ve arabayı sürmeye başladı, bende dışarıyı seyretmeye başladım. Evime geldiğimde arabadan indim ve silver'i yolladım, içeri girdiğimde kendimi yatağa attım.

Aklıma Sonic'in merhaba diyişi geldi, bilemiyorum herkese karşı böyle mi? Bekle... Ben niye onu düşünüyorum?! Yatakta doğruldum, ve gömleğimi çıkarttım.

"Kendine gel shadow, onu aklına getirme!"

Sertçe yutkundum, cidden mi? Aniden odanın kapısı açılınca oraya gözüm kaydı, sonic buraya nasıl girdi? Üzerine doğru yürümeye başladı, üzerinde scourge'nin attığı elbise vardı ve o çok güzeldi. Yatakta üstüme doğru çıktı ve beni yatağa ittirdi, önü açık gömleğimden karnıma dokunmaya başladı.

"Sende beni istiyorsun shadow~"

Siktir...

Yataktan hızla doğrulup, sıkça nefes almaya ve etrafa bakınmaya başladım. Sadece bir rüyaymış, sadece rüya...

BÖLÜM SONU~

BÖLÜM SONU~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Nature's Angel? /SonadowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin