10.bölüm

48 12 9
                                    

Hyunjin bir kaç kelime söyleyip kanatlarımın görünüşünü sıradan melek kanaylarıyla değiştirmişti "şimdilik böyle kalsın, sonra bunu bir büyüğümüze danışıp hallederiz." Usulca kafamı sallamıştım

Felix önüme gelip elini uzattı "Merhaba ben felix, yeni oda arkadaşın ve ayrıca sende istersen en yakın arkadaşın" elimi yavaşça kaldırdım ve tuttum beni kendine doğru çekip kaldırdı.

Ani yaptığı harketle dudaklarımdan küçük bir inilti çıktı
"Ben özür dilerim, canın yansın istemedim. Üzgünüm çok aptalım. Lütfen beni affet." Deyivermiş bir çırpıda.

Hafifçe gülümseyip "sorun yok, endişelenme ben iyiyim" demiştim

Birden söze hyunjin atlamıştı "bu kanatlarla okula uçarak gidemezsin" demişti ve düşünmeye başlamıştı
Felix hafifçe boğazını temizleyerek dikkatleri üzerine çekmişti.

"Aslında benim bir fikrim var"

...

"Bebeğim olmaz."

"Ama lütfennn"

Hyunjin hafifçe göz devirmişti.
"Hadi diyelim jisung bir ejderhaya bindi o ejderhayı nasıl konturol edecek?"
Demişti hafif kendini beğenmiş ve sorar bir şekilde

"Bence bir deneyelim" aslında felix'sin anlatığı ejderhaya merak etiğim için fikiri onaylıyordum sonuçta bu bir rüyaydı.

Hyunjin garip bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu ve felix kendini beğenmiş bir şekilde sevgilisine doğru yürüyüp "o kedi kararını verdi gelincik ve onun seçtiği karar benim fikirim" sevgilisi sanki bu haraketinden hoşnut olmuş gibi " hmm öylemi minik civciv, ne senin gibi bir çılgın fikrini onayladığı için tepememi çıkıcaksın?"
Demişti biraz cilve ile

Birbirlerini hem yiyecek hemde kinle bakıyorlardı ortamı biraz yumuşatıp hemde daha yakın olmak adına " "öpüşürzeniz kusarım" demiştim ve dememlede gülmeye başlamışlardı.

Gülmeleri kesildikten sonra hyunjin "o zaman siz kararınızdan eminseniz. Buyrun macesteleri." Demişti kibarca eğilip elleriyle kapıları göstererek

Felix kapılara doğru gitti ve bir kaç şey söyledikten sonra biraz geri çekildi iki kapı birleşti

Ve harika renklerle dolu bir yer doğdu

"Burasının ismini bilmiyorum ama ejderhalar burda" demişti felix.

Hepimiz içeri girmiştik

İçerisi cennet gibiydi herşey mükemmeldi

"Tıpkı cennet gibi" demiştim
hyunjin bir anda söze girmişti

"Teknik olarak cennet" Demişti
hiçbir şey anlamamıştım ama yinede kafa sallamıştım

...

Nihayet bir ejderha görmüştük  "hyunjin bak orada"
Felix'sin heycanlı çıkan sesini ejderha duymuş olacak ki üzerimize doğru geliyordu

Üzerimize gelen ejderha bir anda durdu 
Ve tıpkı hyunjin felix için diz çöktüğü gibi önümde diz çöktü

Hepimiz bir birimize garip bir şekilde bakıyorduk

Bakışmamız hyunjin sesi ile bölündü
"Sen son başmelektinya ondan herhalde"

"o zaman bineyim mi?"

"Bence birşey olmaz, hadi bin"

Yavaşça kocaman olan ejderhaya doğru yürüdüm ejderha benim binmem için eğildi

ben bindiğimde ise havalandı

Ve olduğu yerde uçmaya başladı

"Şimdi ne yapmam gerek" diye bağırmıştım

şeytan tüyü / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin