14.bolum(sonradan güncellemeli)

19 4 2
                                    

...

Sabah uyandığımda Her yerim ağrıyordu En çok da kanatlarım yavaşça doğruldum felix'in yatağına baktım ama yerinde değildi.
Banyodan gelen sesli Felix'in nerede olduğunu anladım.

Yavaşça başımın ucunda olan telefonu uzandım saate baktım saat 8.30'du telefonum Geri koydum ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim.

Dışarı çıktığımda koridor neredeyse bomboştu ortak lavabolara gittim meleklerle doluydu herkes güzel güzel giyinmiş ve süsleniyorlardı adama hızlı adımlarla Tekrar döndüm telefonumu aldım ve günlere baktım bugün pazartesiydi ve okulun başlamasına yarım saat vardı Hemen dolaba gittim birkaç kıyafet alıp giyindim ardından banyoya gittim ve günlük rutinim yaptım ve çantama birkaç kitap koyup odadan çıktım Neden bu kadar erken çıktığımı sorarsanız okula dair hiçbir şey bilmiyordum ve önceden gidip biraz bilgi edinsem daha iyi olur diye düşündüm.

Yukarıya çıkarken Hoca olduğunu tahmin ettiğim bir adam beni durdurdu "Sen yine öğrencisin değil mi, Beni takip et" demişti.

Cevap vermeye kalmadan gitmişti koşark onun gittiği yere yetişmeye çalışıyordum.

Biraz yaklaşınca adam "sınıfını biliyormusun" demişti
Kafamı sağ-sola sallarken "hayır"dedim

Adam hâlâ yürürken kafasını salladı "pekii,-kelimesini uzatarak- tanıştığın biri var mı?" dedi kafa sallayarak felix ve hyunjin' in ismini söyledim "tamam senin programını hyunjin ile aynı yapıyorum" dedi

bir kapı açtı ve içeri girdi eline bir kağıt aldı iki eliye tuttu ileriye doğru yaklaştırarak kağıtın bükülmesinj sağladı ve geri hızlı çektiĝinde boş olan kağıt artık yazılarla yazılmıştı.

Kağıtı bana yattığında bekletmeden aldım. "Kağıtın önünde gireceğin derler arkasında ise o derse seninle girecek olan öğrenciler var" demişti
Kağıtın arkasını çevirdiğimde kağıtın boş olduğunu gırmüştüm ve tam bunu hocaya -veya müdürmü bilmiyorum-
Ona söyleyecekken
Lafa girdi

"Çalışması için üzerine iki kere dokun, akıllı tabletmi diyirsunuz dünyada onun mantığında" kafa salladım ve teşekkür ederek kapıdan ayrılacakken bir anda durdum ve saygı gösterisi olarak eğildim.

Odadan çıktım ve kapıyı kapattım ardından ilk dersimin olacağı salonu aramaya başladım.

İkinci büyü salonu, ikinci büyü salonuu...

Kendi kendime mırıldanırken bana seslenen tanıdık sesi duyunca arkamı döndüm "jisung, dün olanların hiç biri yaşanmamış gibi davranalım" demişti

Benle yaşadıkları için utanıyordu. Haklıydıda o en iyilerden birisi iken ben okula daha yeni gelmiştim
"Peki, öyle yapalım" dedim

"Anlayışın için teşekkürler" dedi ve gitti

Açıkcası pekte umrumda değildi
Salonu aramaya devam ettim

Sonunda bulduğumda huyunjin'in kapıya doğru koşmaya başladığını gördüm ve geç kalmış olma korkusuyla bende koşmaya başladım

Hyunjin kosmasını durdurdu ve kapıyı acmak için haraket ettiğinde ona doğru seslenmiştim"HYUNJIN, DUR!" hafif eğildim ve nefes aldıktan sonra devam ettim "beni... bekle" dedim ve koşmaya kaldığım yerden devam ettim.

Ve neden arkasına bakmadığını düşünüyordum. Koştuğumda adım seslerimi duymamışmıydı?

Yoksa geçkaldığı için umursamamış mıydı?

Nihayet kapıya ulaştığım da Hyunjin bana 'boku yedin, boku yedik' dercesine baktı ve dönüp kapıyı tık tıkladı.

İçeriden gelen tok sesle Hyunjin kapıyı açmış ve yavaş yavaş içeri girmeye başlamıştı.

"Hiç şaşıtmıyorsun bay hwang"

Ardından bana baktı.

"Ve yanına da birini daha bulmuşsun."

Biraz bekledikten sonra

"Hadi, geçin yerinize" dedi ve bizde oturduk

şeytan tüyü / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin