bölüm 2

344 37 13
                                    

"Kalbi taştan olana pamuk olma. Pamuk taşın etrafını sarsa da yumuşatmaz yıprandığıyla kalır."

.......

Yaklaşık yarım saattir uyanmış yanında uzanıp uyuyan adama bakıyordu Süheyla. Şimdiye kadar çoktan bir bahane bulup gitmesi gerekmez miydi? Ve hangi yüzle yanına gelip uyumuştu merak ediyordu. O değil miydi onu görmemek için sürekli iş seyahatlerine gidip işin tüm yükünü kardeşlerinden alıp sırtlanan?

Dengesizliklerine ayak uyduracak değildi elbette. Ondan önce aşağıya inip onu beklemeyecekti ki onda bir değeri olmadığını açıkça bilsindi. Yataktan çıkıp kendisini özenle hazırladıktan sonra aşağı indi. Dila elinde ekmeklerle masaya doğru gidiyordu Şehla ve Roj Hanım ise ayak üstü bir şeyler konuşuyorlardı. Süheyla'yı görür görmez yanına çağırdı Roj Hanım.

"Uyanmanı bekliyorduk Süheyla." dedi Şehla.

"Neden bir şey mi oldu?"

"Kahvaltımızı çabucak edip yukarıya çıkalım diye."

"Yukarıya mı?"

"Evet Roj Hanım'ın çeyizlerine bakacağız."

Süheyla tebessüm ederek Roj Hanım'a baktı. Hep çeyizlerini överdi gelinlerine ve her defasında sizin diliniz uzundur şimdi laf edersiniz diye göstermiyordu. Nasıl olmuşsa Şehla onu bir şekilde ikna etmişti.

"Nasıl ikna etti seni Roj Hanım?" dedi kayınvalidesinin koluna dokunup.

Şehla araya girdi.

"Ben ikna etmedim ki! Süheyla gelinim hep çok merak ederdi onun için bugün artık laf etseniz de açacağım dedi."

Süheyla neden bunu yaptığını direk anladı. Dün ki olaydan sonra morali düşmüştü ve diğerleri gülerken onun mutsuzluğunu kaldıramıyordu. Kendince elinden geleni yapmak istiyordu. Onda tam bir anne sıcaklığı hissetti. Bu kadın ona verilen mucize gibiydi hiçbir zaman oğlunu savunmamış her zaman gelinin arkasında bir dağ gibi durmuştu.

"E tabi ki benim için açacak! O benim ikinci annem." dedi Roj Hanım'ın yanağına bir öpücük kondurarak.

"Şehla gelin kıskançlıktan kendini yesin dursun şimdi!"

"Aşk olsun Roj Hanım! Demek kıskanayım ha! Sizinle bir daha konuşmayacağım."

"O zaman bizimle yukarıya da gelmeyeceksin diye anladım doğru mudur gelin?"

Şehla gözlerini başka yöne çevirdi suratını asarak.

"Kim demiş onu? Gelir bir köşede sessizce otururum!"

Şehla'nın sohbetini çok severdi Süheyla ve adı kadar emindi ki o asla onu kıskanmazdı mutluluğunu isterdi. Çünkü Roj Hanım her gelinine ayrı ayrı değer verirdi.

Hepsi birbirine bakıp gülüşürken Dila araya karıştı.

"Yüzünüzdeki gülücüklere kurban! Gelin çaylar soğuyacak."

Hep beraber masaya geçtikten dakikalar sonra Serhat, Welat ve Mirhan aşağı inmişti. Kendi aralarında onlarda bir sohbete dalmıştı. Öyle ki kahvaltı masasını sonradan farketmişlerdi.

Welat, Dila'nın Mirhan ise Şehla'nın yanına oturmuştu. Serhat, bir süre onu yukarıda yalnız bırakarak inen karısına baktı sonra da yanında yerini aldı. İnatlaşacaktı belliydi fakat pes etmeye niyeti yoktu.

Süheyla sandalyesini bir tık yana çekti uzaklaşmak adına ama Serhat sandalyenin kenarını tutarak onu bir çekişte yanına geri çekti.

Derin bir nefes aldı Süheyla. Şuan masayı terketmek istiyordu fakat Roj Hanım'a saygısızlık etmemek için bunu kafasından söküp attı. O aldığı sevgiye haksızlık etmeyecek şımarmayacak kadar büyümüştü. Saygı çok önemliydi bunu asla ihmal etmeyecekti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SÜHEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin