Jungkook
Sabah jimin hyung'la beraber kafeterya'ya indik ve kahve almak için sıraya girdik ama sıra çok uzundu, bizde dersler hakkında konuştuk , ama jimin hyung biraz garip duruyordu. Ruh hali bi anda değişmişti.
Sıra nerdeyse bize gelmişti önümüzde 3 kişi vardı. "Hyung sıra bize geldi çok uzundu ya neden bu kadar sıra var. " dedim
Jimin hyung da "bende sıkıldım jungkook geldi zaten sıra, alırız şimdi " dedi bende evet manasında kafamı salladım.
Önümüzdeki kişi almıştı kahvesini ve arkasını döndügü an jimin hyung'un koluna döktü "AH kolum , yandım " dedi jimin hyung hemen koluna baktım ve " hyung iyimisin" dedim sadece kafasını sallamıştı
Arkama Döndüm "dikkat etsene biraz" diyerek kızdım o da "iyimisin bilerek yapmadım " dedi. Ne kadar sinirli olsam da jimin hyung için birşey dememiştim. Jimin hyung da " tamam önemli degil iyiyim" dedi
"Jungkook gel bir yere oturalım" dedi hyung ve oturduk sonra buz alıp geldim ve dikkatli bir şekilde jimin hyung'un koluna koydum ve "hyung tut biraz acısı geçer en azından" dedim. Gülümsedi ve "Teşekkürler jungkook endişelenme eve gidince krem sürerim"dedi. Bende gülümsedim biraz oturduk ve içeceklerimizi içtik sonra kalktık.
Merdivenlerden çıkarken jimin hyung bana " sen sınıfına git ben bi lavaboya girip geleceğim" dedi. Bende "tamam hyung geç kalma sende dersine" dedim. ve el sallayarak gittim. Jimin hyung'da lavaboya doğru yürüdü.
Derse girmiştim ve aklım jimin hyung'da idi. Kolu kızarmıştı ve acıdıgı belli oluyordu ne kadar belli etmemeye çalışsada anlıyordum. Gerçekten çok endişeliydim jimin hyung'u çok seviyordum ve ona birşey oldumu sanki kendime olmuş gibi üzülüyordum.
Ne kadar derin dalmışsam hoca bana seslendiğinde kendime gelmiştim. Hoca soru sordu ve tabiki aklım başka yerde olduğu için cevaplayamamıştım ama bide şu varki ders matamatik ve ben hiç sevmem.
Hoca kızmasın diye derse odaklanmaya çalıştım fakat aklım hep jimin huyun'daydı "acaba naptı , sınıfına gittim'i , bir şey oldu- mu " diye düşünmekten alamıyordum kendimi hoca artık bana gıcık gitmeye aşladıgı için en ön sıra'ya aldı ve hep gözü bendeydi.
Derse artık odaklanmıştım zaten zilin çalmasına 5 dakika vardı. 5 dakikanın ardından hemen jimin hyung'un sınıfına gittim ama göremedim ve jisung'a sordum o da hiç gelmedi dedi. Ben endişelenmiştim ve jisung' a "en son lavaboya giricekti niye gelmedi ki " dedim endişeli bir şekilde.
"Lavabolar'a bakalım felix'i de çağıralım hem" dedi bende kafa salladım ilk felix in sınıfına gittik ve olayı anlatıp lavabolara bakmaya başladık oldugumuz kattan aşağı kadar bakmaya başladık. Bizim katta yoktu bi aşağı katta da yoktu en alt kat'a indik.
Kapıya geldik ama kapı kilitliydi işerden ağlama sesi geliyodu biz de kapıyı yumruklamaya başladık "hyung ordamısın cevap ver" dedim. Felix, han "jimin senmisin ses ver bize" dediler. Sonra içerden " kook burdayım kapı kilitli" dedi sesini duyunca rahatlamıştım ama korkuyordu kesin "hyung sakin ol açıyorlar kapıyı" dedim.
Hizmetlileri çağırtmışrık birtane geçen çocuğa ve şu an kapıyı açmaya uğraşıyordu. O sırada içeri jimin hyung'u sakinleştirmek için konuşuyorduk. Felix "jimin çıkarıcaz seni" ve Han "sakin ol jimin" diyorlardı.
Ama jimin hyung hem aģlıyo hem de "jungkook lütfen çıkarın beni burda Han , Felix lütfen" diyordu. Çok endişeliydim.
Hemen hemen'e 5 dakika sonra açılmıştı kapı hemen yanına gittik ve üçümüze de sarıldı bizde sarıldık. "Hyung iyimisin çok endişelendik senin için" dedim "iyiyim" dedi jimin hyung fakat hala ağlıyordu. Biraz daha öyle kaldık ayŕıldığımızda jimin hyung çok kötü gözüküyodu ve bitkindi ayağı kalkabilcek gibi durmuyordu ve bizde onu revire götürdük.
