İçinden geçilen 17 Eylül 2023 süreci tarihe mal oldu ve bu döneme dair çok şey yazılacağı muhakkak.
Ancak bu sürecin etkilerine doğrudan veya dolaylı olarak maruz kalanlar kimlerdi?
Zor zamanların savruluşları hayatlarında nasıl yankı buldu?
Bu sorular cevapsız bırakıldığında bir iki nesil sonra bir varmış bir yokmuş misali masala dönüşmek de var!
"İşte bu yüzden tanıklığımı önemsiyorum."
İnsana dair bildiğim birşey daha var.
Bazı çiçekler dünyaya gelir ve giderler.
Onlardan geriye kalan tek şey kurumuş yapraklarıdır.
Birçok hatta milyonlarca benzeriyle aynı kaderi paylaşırlar.Ama insanoğlu öyle mi?
Onun burda bulunuşu onlardan çok farklı...Sahilde o kadar insanın bulunması
Denizle olan bakışlarımı kesiyordu.
Boğaz yakındı ayağa kalkıp boğaza Doğru yürümeye başladım.Siyah paltom rüzgarla birlikte savruluyordu.
Boğazda bakışlarım bank ararken insanların bakışlarıda beni izliyordu.Garipseyen bakışlar...
Ve sonunda boş bir bank bulmanın sevinciyle koştum.
Banka oturdum.
Soğuk hava yüzüme çarpıp, saçlarımı savuruyordu.
Yağmur yağdığı yerde izini bırakıyordu.
Heryer ıslaktı.
Oturduğum bank bile bunu sonradan ıslaklığı hissederken farkettim.
İnsanlar gelip geçen herkes bana bakıyordu.
Albino hastasıyım vücudumu
Tamamen ele geçirmemişti.
Saçlarım bembeyaz kahverengi birkaç tutam barındırıyordu.Tenim de beyazdı ama kirpiklerim ve kaşlarım kahverengiydi.
Ama yine de dikkatleri üstüme çekmeyi başarıyordum.
Telefonumu çıkarıp yüzüme baktım.
Ve üstünde nazlı
yazan numarayı aradım.Çalıyor... Çalıyor...
Ve açtı karşı taraf alo dedikten sonra aynı klasik cevabı verdim.
"Alo nazlı nerdesin kızım soğuktan dondum."
Diye sitem ettim."Geliyorum ya bekle işte hatta tam arkandayım " dediği anda arkama baktığımda haki yeşili kabanıyla nazlı'yı gördüm.
Ayağa kalkıp sarıldım." Uu soğuktan buz gibi olmuşsun.
Ee kızım geçseydin ya bir kafeye ne yapıyorsun bu soğukta?"
Ellerimi ovuşturarak buharını üflüyordu." Ya nazlı dur o kadar da soğuk değil abartma hem ben boğaz havası seviyorum gel oturalım hem gidecem biraz sonra "
Onu da kendimle birlikte banka oturttum. Gözleri beni süzüyordu."Noldu sana da mı garip geliyorum artık gerçi bugün yeteri kadar garipseyen bakışlara maruz kaldım zaten." Diyerek önüme döndüm.
Nazlı hemen ellerimi tuttu.
" Hayır hayır asla ben sana asla öyle bakmam bunu düşünmen bile saçma. lavinya sen dışınla da içinle de çok güzelsin sana bakan o bakışların hiçbirini haketmiyorsun bunu asla unutma."
Yüzüne küçük bir tebessüm sundum.
Ve sarıldım.
Hayatım pek kolay olmadı.
Annemin ölümü kardeşimin benim yüzümden sakat kalması babamın örgüt üyesi olması. Bunların hepsi bu hayatta bana siyah bir tepside sunulmuş birer acı gerçek.
Ve ben bunlarla yüzleşecek kadar büyümedim fiziken büyüsemde kalbim hâlâ o küçük lavinya ve bu acı gerçekler ona çok ağır geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ LAVİNİA
Fantasy"sen benim beyaz meleğimsin ölüm kokan lavinyamsın..." "Kalbini bir mahkûma mahkûm etmiş kızlara gelsin..."