"sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman hayatı önemsemeye başlıyorsun."
- Lev Tolstoy
Hissetmek öylesine tuhaf bir duygudur ki kimi zaman size iyi olanı hissettirir kimi zaman ise kötü olanı hissettirip canınızı sıkar.
Fakat insan öylesine tuhaf bir canlıdır ki herşeye rağmen sonucu ne olursa olsun hissetmek ister belki iyi olan herşeyi hissetmek, belki de kötü olanı önceden hissedebilmektir onun istediği...
Düşünmek lazım.
Bunun hakkında, çok düşünmek değilde öz düşünmek gerek.°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Adliyenin kapısında dikilmiş iki güvenlik ile göz göze gelmemle irkildim.
Korkutucu yüzleri beni korkutmaya yetiyordu.
Timurla olan kavgamdan sonra kendimi pek te iyi hissettiğim söylenemez.
Herkes beni bırakıp gidiyor.
Nedensizce.
İnsanların benimle olan bağ süreleri çok kısa yalnızca 1 ay sürer ve sonra çekip giderler.
Arkalarında güçsüz, yıkık, kırgın
Bir ben bırakarak...
Timur da aynen böyle yapıyordu.
Korumam olduğu gün ant içmişti.
Sonu ölüm bile olsa seni yalnız bırakmayacağım.
Sonu ölüm mü kalım mı bilmem ama bildiğim tek şey var o da Timur yeminini bozmuştu ve ben bozulan bir yeminle yeni bir yemin ettim.
Bu yola tek başıma çıktım.
Kimse yanımda olmadan korkanlar kaçar. Ben onlara müsaade ettim.Ve benim için kapanan kapılar bir daha açılmaz...
Girişe doğru yürüdüm topuklu ayakkabılarımdan çıkan sesler bakışları üstüme çekmekte yeterliydi.
Girişte sıkı bir güvenlik vardı.
Hâkim bile olsan üstünü ararlar.Güvenlik yanıma yaklaşıp
"Lütfen çantanızı ve paltonuzu çıkarıp kontrol paneline koyun."
Çantamı ve paltomu çıkarıp bahsettiği kontrol paneline koydum. Bilgisayar başındaki kadın içindekileri kontrol edip.
Panelin diğer tarafına koydu.
Paltomu da aynı şekilde ceplerini de kontrol edip panelin diğer tarafına koydu.Erkek bir güvenlik yaklaşıp üstümü aramaya kalktığında.
Kollarımı havaya kaldırdım.
Üstümü arayıp emin olduktan sonra eliyle yolu gösterip müsaade etti. Çantamı ve paltomu alıp imzalamam gereken kağıdı önüme koydu. Danışman kadın.
Kağıtta örgütün avukatı olduğum ve gerekli maddeler yazıyordu.
Hergün aynı şekilde imzalıyordum."Teşekkürler Lavinya hanım iyi günler."
Diyerek yüzüne sahte bir gülümseme takınıp konuştu.
Burda herşey, herkes sahteydi.
En ufak bir söze kanmanin nelere bedel olacağını ihanetler sayesinde anlıyorsun."Teşekkürler Suzan hanım size de iyi günler dilerim."
Aynı sahte gülümsemeyi takınıp arkamı dönüp gittim.Asansöre binip 6. Kata bastım.
Telefonumu çıkarıp fizik eğitmenini aradım.Bir kaç dakika çalıyor meşgule atıyordu.
En sonunda açmıştı.
" Alo beste hanım ben lavinya Maria'nın ablası "Hergün gelip Maria'ya yürümesi için terapi yapsada nafile.
Psikolog bile tutmuştum.
Bütün özel öğretmenleri, her türlü malzemeyi almıştım ama Maria'yı mutlu eden şeyler onlar değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ LAVİNİA
Fantasy"sen benim beyaz meleğimsin ölüm kokan lavinyamsın..." "Kalbini bir mahkûma mahkûm etmiş kızlara gelsin..."