KALABALIK YALNIZLIK

4 0 0
                                    

      İnsanın hayatı bir anda nasıl değişebilirdi? Bir hastalıkla mı? Sanmıyorum doğuştan beri hastaydım zaten. Peki bir ayrılıkla mı? Doğmadan önce ilk ayrılığı babamla yaşamıştım. Sanırım akla gelebilecek her şey bir anda ben doğmadan önce başıma gelmişti. Doğmadan önce bir anda planlananın dışında hayatım değişmişti. Ama bu seferki farklıydı.

      Gelin siz de hayatımı benim gözümden izleyin.

————————————————————————————
28 MAYIS 2016
      Uyanır uyanmaz yatağımda doğruldum. Yine bir yığın ilaç almak zorunda kalmıştım. İlaçların yüklemiş olduğu seruma baktım çoktan bitmişti. Hatta serum bittiği için serum hortumundan yukarı doğru kanımın yükselişini görebiliyordum.

-"Zerrinnnnn serumum bitmiş çıkartır mısın?"
     Sanırım sesimi duyurmayı başaramamıştım. Tekrar seslenmek yerine komidinimin ilk çekmecesini açıp pamuk ve yaralandını aldım. Bulmak zor olmamıştı. Her zamanki yerindeydi. Serumu çıkartıp kolumdaki bantları yavaş yavaş yıkarcasına çıkarttım. Şimdi Zerrin olsa adını dahi bilmediğim steril bir sıvı dökerdi ama üşengeçlik benim kitabımda vardı. Canımın yanacağını bile bile bantları çıkarttım. Tek hamle kalmıştı iğneyi çıkartmak.

        Her defasında bunu yaparken geriliyordum. Zerrin yapsa bile gerilmeme engel olamıyordum. Sanki damarlarımda gezen kan bana ait değildi. Akıp bedenimden kurtulmayı istiyordu.
        Derin bir nefes alıp iğneyi çekip hemen üzerine pamuğu bastırdım. Tabi bunu yaparken birkaç kan damlası da yatağıma doğru yolculuk yapıp amacına ulaşmıştı.
Zerrin: -"Yine bekleyemedin değil mi?"
       İstemsizce kaşlarımı çattım. Zerrin elinde ilaçlarla odaya girmişti. Umursamayarak ayağa kalktım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkarken yanıma geldi.

Zerrin: -" Sanırım birileri tersinden kalkmış..."
        Yüzümü kuruladıktan sonra Zerrin'e baktım. Derdimi biliyordu ama onun da elinden gelen bir şey yoktu.
-"Zerrin gerçekten iyi değilim biraz hava almak istiyorum. Ben gelinceye kadar kahvaltımı hazırlar mısın?" Zerrin beni kafası ile onayladıktan sonra odamdan çıkıp çıkışa doğru ilerledim. Evimiz çok büyük olmadığı evden çıkmam çok zamanımı almamıştı.
     Her sabah yaptığım şeyi yaptım. Yalnızlığımdan kurtulmak için onu bekledim saatlerce. Ama biliyordum gelmeyeceğini.
Tekrar ayağa kalktım. Posta kutum gözüme çarptı. Uzun zamandır bakmıyordum. İstemsizce içimde bir merak uyanmıştı. Acaba neler gelmişti.

     Posta kutuda geldiğimde istemsizce hecelercesine posta kutu numarasını okudum.

-"Two, two and four." Yanındaki asılı B harfine ablam veremesem de umursamadım. Kutuyu hızlı bir şekilde açtığımda postaların çoğu benden bağımsızca yerle buluşması bir kaç saniye almıştı.

       Kağıt parçalarının hepsini alıp eve doğru yürüdüm. Bu içinde önemli bir şey bulacakmış gibi hissediyordum. Evin ziline basmak yerine Zerrin'e seslenecekken birden kapı açıldı. Zerrin kapıyı açar açmaz içeri geçtim. Oturma odasına geçtiğimde kahvaltının çoktan hazır olduğunu görünce hemen kahvaltı masasına doğru ilerledim.
      Kağıtları da masada boş olan yere koyup oturdum.

Zerrin: -" Siz başlayın ben çayınızı getiriyorum." Başımla onaylayıp posta kutusundan çıkarttığım kağıt parçalarına odaklandım. Neyi aradığımı ben de bilmiyordum ama bir şey beni kendine çekmişti.
       Çoğu yemek broşürüydü dikkatimi çekecek olanları ayırdım. Elimde üç tane zarf kalmıştı. İlk zarfı sabırsızlıkla açtım. Zarfın içinden hiç ummadığım bir şey çıkmıştı. Tahmin edersiniz yine yemek broşürü. Ama bu seferki diğerlerinden daha çok özenilmişti onu da diğer çöp yığınının arasına yolladım. İki adet zarf kalmıştı. İkisi de davetiyeydi. Birisi çoktan tarihi geçmiş olan cadılar bayramı kostüm partisiyken diğeri bir hafta sonra olacak olan yık sonu partimiz için bir davetiyeydi. Şaşırdığım konu ise maskeli olacağı olmasıydı. O kadar yıl sonu partisi yapmışlardı ama ilk defa maskeli bir parti yapıyorlardı. Hiç bir zaman partilere gitmememe rağmen bu sefer meraklanmıştım. Bu katılabileceğim belki de ilk ve son okul partisi olacaktı.

Liseden mezun olmama günler kalmıştı ve bunu kaçırmayı hiç ama hiç istemiyordum. Zarfı saklamam gerekiyordu bu davetiyeyi kaybedersem oraya asla giremezdim.

ITAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin