━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Kitsunelerin en güçlü hafızaya sahip olmaları aynı zamanda bir kutsama olduğu kadar lanettir de. Hayatları boyunca karşılaştıkları her yüz, her an ve her söz zihinlerinde çok canlı bir şekilde yaşıyor. Bu yüzden Chuuya ile zar zor geçirdiği iki yılın her gününü, tekini dahi her gününü anlatırken Dazai anlatma kısmında zorluk çekmese de anlatırken o anıları yeniden yaşarken içten içe tüm enerjisinin sömürüldüğünü hissediyor. Aynı zamanda bunca zahmete katlandıktan sonra Chuuya'nın ona inanmayacağına dair bir korku da var. Anlattıklarını doğrulayacak nitelikte çok şeye sahip değil. Eski evlerinden sakladığı birkaç eşya (tengu tüylerinden yapılmış bir yelpaze, el yapımı işlemeli bir çift yemek çubuğu, bir zamanlar kürkünü taramak için kullanılan tahta tarak, Chuuya'nın öldüğü gün giydiği bordo kimono ve onun siyah kuşağı) ve duygularının samimiyeti dışında kesin bir şey sunamıyor.
Anlatması en zor anı şüphesiz Chuuya'nın ölüm günüydü. Dazai yaşlar akıtıp kendi kimonosunu onlarla lekelerken Chuuya da ona bakmaya dayanamadı. Orada oturup Dazai'ın cansız bedenini nasıl tuttuğunu, onunla ilgilenmeye zamanı olmadan evlerinin Mori'nin adamları tarafından saldırıya uğramasını ve Dazai'ın biraz da olsun sahip olduğu insani yönünü tamamen kaybedip vahşi bir tilki olarak her birini öldürmesini dinlerken Chuuya'nın gözleri de doldu. Dazai'ın Mori'yi nasıl öldürdüğünü dinlerken içi rahatladı ve tuttuğunu fark etmediği nefesi huzurla verdi.
Aynı gün Dazai ona Mori'nin öfkesinin Arahabaki'yi uyandırışını da anlattı. Yaşadıkları bölgeyi tamamen yerle bir edip insanları katleden Arahabaki büyük bir felaket olmasının yanı sıra ayrıca Dazai için de bir kurtarıcıydı. Yüz yıl boyunca Dazai her gününü Arahabaki'ye dil dökerek ve tüm sihir gücünü Chuuya'nın ruhunun öteki aleme geçmesini engelleyerek geçirdi. Sadece altı kuyruğa sahipken sonunda yıkım tanrısını kandırmayı başardı. Yeryüzünde sadece onun tarafından bilinen bir ölümlüyü ölümsüzlüğe ulaştırmanın aşamaları o kadar da karmaşık değildi. Bir tanrı ve bir insan birleştikten sonra olan bir şeydi ama büyük günahtı. Tanrılar bu yaptığından sonra onu Chuuya'dan ayırıp sürgüne gönderdiler. Yedinci kuyruğunu çıkardığı sene Chuuya gelip katanasını onun göğsüne sokana kadar Dazai onu bir daha göremedi. O yüz yılı gerçekten hiçbir şey yapmayarak bir ormanda dünyevi tilkilere benzeyen bir formda geçirdi.
Tekrar karşılaştıkları günü anlatırken Dazai kıyafetini bir arada tutan kuşağı gevşetiyor ve yakalarını çekiştirip beyaz-mavi desenli kumaşı omuzlarından sıyırarak bandajlı göğsünü ortaya çıkarıyor. Bandajları da çözmeye başlayana kadar Chuuya ona kaşlarını kaldırıyor. Sonunda tam kalbinin üstünde iyileşmesine rağmen izinin ilk günkü kadar düzgün bir şekilde kaldığı katana yarası ortaya çıkıyor. "Beni öldüremesen de çok hasar bıraktın," diye açıklıyor. "Onarmak için yüz yıl uyumam gerekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kitsune and his hunter
Fanfici. Dazai Osamu/Nakahara Chuuya. ii. Alternatif Evren. Efsaneler der ki bir ormanın merkezinde bulunan bir evde kitsune ve sevgilisi beraber yaşar.