Doğuştan Köle

4. Bölüm

Saat daha 11'di ve Deniz de Hande de evden çıkmıştı. Buğra evde tekti. Neredeyse her gün bu saatlerde sıkıcı bir boşlukta kalıyordu Buğra. Özellikle de ablaları tıpkı bugünkü gibi evden çıkmadan ona bugün için bir emir vermedilerse.

Bir emir almamış olsa da evde tek kaldığı her zaman yapması gereken şeyler vardı Buğra'nın. Hande'nin banyosuna girdi. Banyoda 2 kirli sepeti bulunuyordu. Küçük olana sadece çorap atılıyordu. Kirli bir çorabı alıp burnuna yatay şekilde bantladı. Diğer tekini de ağzına tıktı. Böylelikle ağzından nefes alamayacak, burnundan soluduğu oksijen de Hande'nin çoraplarının filtresinden geçecekti. Bazen Deniz'in bazen Hande'nin çoraplarını alıyordu. İkisinin de kokusu zaman zaman değişiyordu. Giydikleri ayakkabıya, içinde geçirdikleri zamana, o günkü tempoya göre değişiyordu. Ama her zaman standart bir kokuları vardı.

Buğra sonra evi temizlemeye başladı. Ev büyük olduğundan, kendisi de dip bucak temizlik yaptığından 4-5 saat sürmüştü. Yapacak bir şeyi kalmamıştı. Akşam yemeğini o yapmıyordu çünkü aşçı değildi. Efendilerini makarnayla veya düşük seviye bir yemekle karşı karşıya getiremezdi. Hande ve Deniz akşam yemeğini kendileri alıp getiriyor veya geldikten sonra sipariş veriyorlardı.

Buğra kafesine girip uyumaya çalıştı. Kıvrandı kıvrandı durdu. En sonunda saat 19 civarlarında dışarıdan araba sesi duyar gibi oldu. Hızla aşağı indi ve camdan baktığında Deniz'i gördü. Deniz arabadan indi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Buğra kapıyı açtı ve Deniz'in ayakkabılarını öpüp çıkardı.

B: Hoş geldiniz sahibem.

Deniz telefonla konuşuyordu. Banyoya gitti. Ablası banyodayken Buğra'nın görevi ayakkabıları koklamaktı. Kapıyı kapatıp ayakkabıları koklamaya başladı. Bugün Deniz için çok da tempolu geçmemiş gibiydi. Deniz tuvaletten çıktı ve salona geçti. Hâlâ telefonla konuşuyordu. Buğra, ayakkabıları biraz daha koklayıp Deniz'in karşısında secde pozisyonuna geçti. Birkaç dakika sonra Deniz telefonu kapattı.

D: Naber?

B: Hav.

D: Ben de öyle düşünmüştüm. Bekle burda.

Deniz odasına gitti ve üstünü değiştirdi. Daha rahat bir şeyler giyip tekrar salona, aynı yerine geldi.

D: Ablam mesaj atmış Buğra'nın mama ve su kabını doldur diye. Hmmm, bu kız neden sana adınla hitap ediyor ki acaba? Neyse, aç mısın?

B: Hav.

D: Ben dışarıda yiyip geldim. Git dolaptan muz falan yumuşak bir şeyler getir.

Buğra dolaba gidip muz ve peynir getirdi.

D: (Ayağının önünü işaret ederek) koy şuraya.

Buğra muzu ve bir dilim peyniri Deniz'in ayağının önüne koydu. Deniz telefonuyla ilgilenirken bir yandan da arkasına yaslanmış şekilde muzla peyniri ayağıyla yerin arasında eziyordu. Buğra da önünde secde etmiş muhtemelen gelecek olan ''Yala'' emrini bekliyordu. O sırada kapı çaldı.

Devam edecek...