Perdelerin ardından be çekici görünüyor...
Perdesiz bir ortamdaysa,gözlerimden çıkan ışıkları mı gizleyeyim,kalbimin güm güm atışını mı susturayım şaşırıyorum.
Yazlıktaki 10.günümüz. 10 gündür telefonsuzum,internetsiz ve habersizim.Bu arada 'ayıp-günah-kim ne derler'imide teknolojik aletlerimle birlikte İstanbul'da bıraktım galiba.
Bertan'la geldiğim tatilde,Bertan'a karşı herhangi bir duygum kalmadığı için başkalarına ilgi duymaya başladım.İlk gece gittiğimiz restoranda,Bertan'ın arkasında kalan yakışıklıyla arada bir gözgöze gelmekten,güneşlendiğimiz sahilde,Bertan her uyuduğunda artık zayıfladığım için kendimi göstere göstere denize girip,bir timsah gibi kafam yukarıda,sessizce üçgen vücutlu yakışıklılara yanaşmaya kadar türlü çapkınlıklar yaptım.
Bertan da ram uslanacak zamanı buldu.Bu kadar iyi olması bu sefer işime gelmedi.Tam zayıflamanın tadını çıkaracaktım,biraz çapkınlık yapıp kafamı dağıtacaktım,sayesinde her yapışımda vicdan azabı çekiyorum.
Selim, ben tatildeyken çoktan balayına çıkmıştı tabii,1 aylık bir Avrupa turundan aşağısı kurtarmazdı onları...Onu ve onun artık benim olmayacağını düşününce içim derinden acıyodu ama bir kaç saniye içinde kafamı dağıtacak birşey buluyordum. Bu tatilde Selim düşünmek yasaktı...
Bertan kulaklığını ve gözlüklüğünü takıp güneşleneceğim diye uyuyordu,uyanınca ilk işi radyodan bir spor kanalı açıp son spor haberini almak oluyordu tabii. Arada ben denizdeyken de el sallıyordu ama pek denize girdiği söylenemezdi,daha çok ıslanıp çıkmayı tercih ediyordu.
İlk günler sürekli böyle geçerken,yan villamızın yeni kiracısı gelmişti. Sezon neredeyse bittiği için, herseferinde çocuklu ailelerin tuttuği villalanın bu geç gelen yeni kiracısının gerçek bir cimri olduğunu anladım.Kapını önünde bir jeep vardı. Şimdi annemler evde olsaydı,gelen kiracının telefonundan TC kimlik no'suna kadar öğrenirlerdi ama yanlızdım ve perde arkasından kimlik tespiti yapnak için oldukça amatördüm.
Ama elimdeki verileri kullanarak bir şeyler düşünmeye başladım. Hazır Bertan'da yiyecek bir şeyler almaya gitmişken,merakıma engel olmayı boşvermeye karar verdim. Bu siyah jeep,yani arabalardan hiç anlamasam da havalıydı. Özellikle bizim kapının önünde duran,Bertan'ın bazen kliması bile çalışmayan külüstür arabasının yanında..
A-Ha! Füme rengi tişörtlü,bol dövmeli bir adam,arabadan bir şeyler aldı,eve geri girdi. Saçlarını topuz yapmıştı. Bu saç modeline de Kanat Atkaya sayesinde aşık olmuştum seneler önce. Uzun saçlı erkek sevmem ama bu topuzlular bir başka...
Aslında böyle bir tip,cimri biri olamazdı ama ne diye sezon kapanınca gelmişti ki acaba? Perdenin arkasından bakmaya devam ederken Bertan gelmiş,omzunun arkasından baktığın yere doğru bakmaya başlamıştı bile.Ama adam gitmişti,boşluğa bakıyordum...
"Neler oluyor orda meraklı?"
"Yeni kiracı geldi. Sezon bitince geldiğine göre cimri biri dedim ama jeep'i var,tipide havalı,bence cimrice değil,sen konuştursana kimmiş neciymiş merak ettim."
"Yok artık Renda. Aldın bizi gerçek bir yazlıkçı çift yaptın! İstersen akşam akşam verandada otururken dizimize battaniye örtüp,meyve soyup bıçağın ucuyla da birbirinize uzatalım dilimleri!"
"Ay insanlıktan çıkmışsın sen Bertan. Boşver coolluğu,bi' rahat ol tatildeyiz,merak et,kıskan,sinsileş,tatilde kendine gel,tatil rahatlama yeridir,sen niye kasıntı bir adamsın Bertan ya?"
Aslından Bertan bildiğin meraklı ve dedikoducuydu. Ben ona hikayelerimi şimdiye kadar hep o bize yemek hazırlarken yanında durup anlatırdım. Oda konuyla ilgili sorular sorardı. Hele dedikoduya bayılırdı. Ama sadece benden gelenlere.
