Kucağımdaki Minseo'yu sabit tutmaya çalışırken bir yandan da çalışmamakta inat eden çamaşır makineme bakıyor, daha ne kadar şanssız olabileceğimi düşünüyordum. Bugün duruşmaya gidecektim; istediğim pantolonu yıkayamadığım için sinirli, bir o kadar da gergin bir gün geçiriyordum. Dün gece çalıştırmayı denemiş, sadece o anlık bir sıkıntı olduğunu düşünerek sabaha bırakmıştım ama kesinlikle işler düşündüğüm gibi gitmemişti. Elimde yıkarsam suyunu yeteri kadar sıkamayacağımdan, bu serin havada kurutamayacağımdan emindim çünkü daha aldığım kurutma makinesi getirilip kurulmamıştı bile. Omuzlarımı düşürdüm, Taehyung geldiğinde onu ev hâlimle değil de, daha resmi bir şeylerle karşılamak istiyordum. Kucağımda tepinen yaramazla birlikte yatak odama doğru ilerlerken hiç de tahmin etmediğim bir şey oldu.
Zile basıldı. Hem de iki kez.
Zile basmaması için uyarmıştım, hatta mesaj attığında anında cevaplayabilmek için telefonum şortumun cebindeydi ama Kim Taehyung beni yine şaşırtmamış, daha ilk zil bitmeden ikinciye basmıştı. Ben kapıya doğru ilerlerken üçüncü kez zil sesini duymamla "Ukala." diye mırıldanmış, ardından derin bir iç çekerek kapıyı açan düğmeye basmıştım. Minseo kucağımdayken ne üstümü değiştirebilirdim, ne de başka bir şey düşünebilirdim. Takım elbise giymek zaten yeterince uzun sürüyorken duyduğum asansör sesi bunu yapamayacağımın en büyük kanıtıydı. Ofladım, başka yapabileceğim bir şey de yoktu zaten. Günüm hiç de güzel başlamamıştı.
Zil sesini duyan Bam koridorun diğer ucundan kafasını uzattı, ardından koşarak geldi yanıma. Patileri parkede tatlı bir ses çıkarıyordu, bu da Minseo'nun gülmesine neden olurken kafamı eğmiş, onları izlemiştim gülümseyerek. Kısa süre baktıktan sonra kafamı kaldırdım, Taehyung asansörden iniyordu o sırada. "Günaydın." dedi sempatik bir tavırla. Onu aynı şekilde cevaplamış, içeri geçmesi adına kenara çekilmiştim. Rahattı, ben kendi arkadaşlarım olan avukatların yanında gerilirdim ama Taehyung gerçekten çok rahat görünüyordu. Önce Minseo'ya bakarak gülümsedi, ardından ona dik bir şekilde bakan Bam'ı fark etti. Akıllı bir köpekti, zararlı olduğunu hissetmediği birine benim onayım olmadan yaklaşmazdı bile. "Ah, merhaba." dedi Taehyung, Bam ise ufak bir hırıltıyla cevapladı onu. Aralarında tatlı bir gerginlik oluşunca bu duruma gülmüş, Bam'a yanımıza gelmesini söylemiştim. Önce Taehyung'un ellerini kokladı, ardından diz kapaklarını ve karnını. Herkese yapıyordu bunu, koklayınca ne anlıyordu bilmiyordum ama gelen misafirlerin güvenli olduğuna o şekilde karar veriyordu her seferinde.
"Mutfağa geçebiliriz." dedim ortamı dağıtmak adına. Cevap olarak "Banyo ne tarafta?" diye sordu. Evet, evime ilk defa geliyordu. Ben buraya taşınalı da kısa bir süre olmuştu zaten. "Ellerimi yıkasam iyi olacak."
"Koridorun en ucundaki oda. Sağ taraf." dediğimde beni başıyla onayladı, ardından ufak adımlarla ilerlemeye başladı banyoya. O sırada ben de mutfağa geçmiş, kahve makinesine ölçülerine göre kahvesini ve suyunu koymuştum. Ardından tezgaha bıraktım Minseo'yu. Kenara doğrayıp bıraktığım şeftalileri önüne bıraktığımda dudaklarını büzmüş, masadaki meyve tabağını göstermişti işaret parmağıyla. Sanırım istediği şey şeftali değildi. Tabağı alıp ona uzattığımda akıllı bir şekilde sadece çileğe dokunarak ne istediğini göstermiş, benim ona yedirmemi beklemişti. Çilekleri şeftali tabağının kenarlarına koyarken Taehyung'un sesini duydum. "Uyandırdım mı?"
"Yok." dedim, gülüyordum bir yandan da. "Ama neredeyse uyandıracaktın."
"Güzellik uykusu mu bölündü hanımefendinin?" dedi sesini incelterek. Balkona doğru ilerlerken Minseo'nun ayaklarına dokunmuş, kıkırdayarak ayağını geri çekmesine neden olmuştu. Gülümsedim. Tatlı gelmişti bu hareketi. Benden hiçbir onay alma gereği duymadan cam sürgüleri açtı, ardından balkona çıkıp köşeye iliştirdiğim masaya oturdu. Onun hareketlerini incelerken bana bakmış, göz göze gelmemize neden olmuştu. "Sigara içebilirim, değil mi?"
Başımı sallamakla yetindim. Aslında bu konuya çok önem versem de Mingyu asla dikkat etmiyor, direkt olarak solumasına izin vermese de yine de kokusunu almasına neden oluyordu. Pekala, baba olsaydım kesinlikle buna izin vermezdim. Bazen ağabeyimi anlamakta güçlük çekiyordum. Şimdi ben de içecektim, Minseo'nun durduğu yere göre sigaranın kokusu bile gitmeyecekti muhtemelen.
Minseo'nun biberonuna biraz süt koyduktan sonra onu balkonun kenarındaki mindere bırakmış, kahveler için kupaları da makineye yerleştirdikten sonra etrafa bakınmıştım boş boş. "Kahvaltı yaptın mı?" diye sordum, Taehyung ise o sırada balkondan aşağı bakmaya çalışıyordu. Sorduğum şeyle ilgilenmediğini kanıtlar gibi "Oha." diye mırıldandı. "Çok yüksek. Çok sevdim."
"Taehyung." diye direttim, o sırada kupaları alıyordum elime. "Kahvaltı yapmış mıydın?"
Başını salladı sadece evet der gibi. Kahvesini önüne koyduğum gibi heyecanla kupayı eline aldı, ben yerime, karşısına, otururken dili yanmıyormuş gibi bir yudum aldı. "Aslında ben de avukat olmak istiyordum."
Bu dediği ufak bir duraksama yaşamama sebep olurken arkama yaslanmış, onu dinlediğimi belli edercesine sabitlemiştim bakışlarımı yüzüne. Konuşmadı birkaç saniye, sessizliğin devam edeceğini anladığımda "Neden okumadın?" diye bir soru attım ortaya. Pekala, uzun bir zamandır ona avukatlık yapıyordum ama daha önce böyle bir konuyu konuşma fırsatımız hiç olmamıştı. Sorun etmeyeceğini bildiğimden onun sigara paketine uzandım, bir tanesini içinden çekip dudaklarımın arasına yerleştirirken boğuk sesini duydum. "Babam sorun çıkardı."
Bu sıkıntıların üstüne fazla gitmek istemediğimden gözlerimi kaçırmış, masada çakmağı göremeyince başımı kaldırmıştım ama o ne istediğimi anlar gibi çakmağını cebinden çıkardı, dudaklarımla tuttuğum sigarayı yaktı dikkatli bir şekilde. "Teşekkür ederim."
Ufak bir gülümsemeyle söylediğim şeye o da gülümsedi, başka da bir cevap vermedi. Tuhaf bir ortam olmuştu, böyle olacağını beklemiyordum. Ortaya bıraktığım küllüğe koydum sigaramı, ardından kahvemden ufak bir yudum aldım. Tam bardağımı bırakıyordum ki o sırada havlayarak balkona giren bam Minseo'yu korkutmuş, ağlamasına sebep olmuştu. Evet, aslında tahmin edilebilir bir şeydi bu. Bam çok severdi sigara kokusunu. Tuhaf bir şekilde sigara içtiğimde tepemden inmez, sürekli bacaklarımın arasında koşturup dururdu. Ben oturduğum yerden kalkmaya fırsat dahi bulamadan Minseo ayaklandı, bana doğru adımladığını gördüğümde kollarımı uzatarak bana gelmesini beklemiştim.
Ama Minseo beni şaşırttı.
Tüm odağını Bam'a vermiş olan Taehyung'un bacağına ufak elini yerleştirdi, ardından dudaklarını büzerek baktı ona. Taehyung da benim kadar garipsemiş olacak ki çatık kaşlarıyla bana baktı, sonra da hiç gecikmeden Minseo'yu aldı kucağına. Açık alanda olduğumuz için rahat bir şekilde içtiğimiz sigaralarımızı söndürdü, benimkini de söndürmüştü, Minseo'yu belinden kavrayarak dizine yerleşmesini sağladı. Bam ise o sırada patilerini sandalyeme koymuş, iki ayağının üstünde duruyordu. "Seni koca adam." dedim ıslak burnunu öpmeden önce. "Bak, onu korkuttun."
Ne dediğimi anlar gibi sessiz bir şekilde havladığında güldüm sadece, ardından Bam'ı yere bıraktım. Ayaklarımın ucuna kıvrılmakta tabii ki gecikmemişti. Kafamı kaldırdım, bakışlarım Taehyung'u bulduğunda ise gülümsemeden edememiştim. Minseo'yla oynuyordu. Güzel görünüyordu, bunu inkâr edemezdim. Yalan yoktu, bana bakmasaydı onu izlemeye devam edecektim ama ona olan bakışlarımı hissetmiş gibi birden başını kaldırdı. Gözleri benimkilerle kesiştiğinde utançla başımı eğdim ve kahvemden bir yudum aldım.
Kim Taehyung beni mi utandırmıştı biraz önce?
Bu düşünceleri kafamdan silmem gerektiğini biliyordum çünkü o benim için bir baş belasından başka bir şey değildi. Öyle kalması gerekiyordu.
Hoşlanılabilecek biriydi aslında. Yakışıklıydı bir kere. Zengindi, uzun boyluydu, esmerdi. Sempatikti bir kere. Karşısına çıkabilecek herkesi etkisi altına alabilirdi. Evet, asıl sıkıntımız da tam olarak buydu çünkü Kim Taehyung etkisinin tam anlamıyla farkındaydı. Belki de biliyordu onu izlediğimi, hoşuna da gidiyordu muhtemelen.
Düşündüğüm şeylerden sıyrılıp kafamı kaldırdım.
Bugün düşündüğümden çok daha zor geçecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
favorite lawyer : taekook
Fanfictiontaehyung: bay jeon o güzel bacaklarınızı saran daracık kumaş pantolonlarınız var ya off