Artık katlanılamayacak dereceye gelmişti onun ısrarları. Bana başka çare bırakmadı. Bunun için ona sinirli değilim ama yinede sadece isteği yüzünden iç savaşımın yeniden tetiklenmesi yüzünden ona karşı normalden ağır bir tavır sergiledim. Kim bilebilirdi ama işlerin buraya kadar geleceğini ve "onu" tekrar göreceğimi?......ben Kawahara Kenji yaptığım hiç bir şeyden pişman değilim. Aksine artık kendimi saklama ihtiyacı duymuyorum içimdeki karanlık yükün kalktığını hissediyorum...özgür ve temizlenmiş. Artık o iğrenç "ying-yang" a ihtiyaç duymuyorum kendimi saklamak için,kendim gibi hissediyorum yıllar sonra. İçimdeki nefret sonunda söndü yine mutlu bir çocuk gibiyim...
"Benden orada yardım dahi istemeyeceksin duydunmu beni? Sen kendin 2 haftadır it gibi yalvarıyorsun gidelim diye kendin çözeceksin bu lanet cinayeti o zaman o kadar meraklı isen sana orda yardımcı bulacağım tek yapamayacağını bildiğim için o kadar yetenekli değilsin. Ha ve biter bitmez geri döneceğiz anladın mı? Çünkü o lanet yerde bir dakika dahi durmak istemiyorum ben."
"Hor görme beni bende senin kadar iyiyim!. Partneriz hem biz gayet senin kadar varım yapabilirim ben." .... "Benim yarım bile olamazsın. Sen sadece teknolojik açıdan yeteneklisin benim gibi düşünce yönünden değil çok çabuk dikatin dağılıyor." Ni derin bir iç çekti ve bavulunu aldı "gidelim hadi tartışmayı sevmiyorum aynı şeyi altıncı kez söyledin anladım ben soruşturma'yı yöneteceğim sen sadece oturup keyfine bakacaksın" "bana laf yetiştirme Ni." Daireden çıkıp bir taksiye geldiler ve havalimanına gidip uçaklarına bindiler. Ying tüm yolculuk boyunca gerginliği ile başa çıkmak için sadece yanına aldığı ekşi şekerleri yedi. Ni diğer taraftan aşırı heyecanlı olduğundan uzunca bir süre camdan dışarıyı izlemişti. 13 saatlik yolculuğun ardından sonunda iniş yapmışlardı. Ni yerinde duramıyor bir an önce New York'u gezmek istiyordu çocukluğundan beri görmek istediği bir yer olduğu için. Ama ying? O tiksinç bir çöplüğe gelmiş gibi davranıyordu,geldiğine pişman gibi duruyor ve kendince bir şeyler homurdanıyordu. "Ne kadar da güzel görünüyor! Kenji bir kaç yeri gezelim mi?? Lütfen!" "Bana adımla hitap etme bu seni son uyarışım. Ve hayır buraya gezmek için gelmedin cinayeti çözüp defolup geri japonya'ya döneceğiz." "Sadece biraz etrafa bakınsak...?" "Sınırlarımı zorlama benim Ni. Buraya senin yüzünden geldim zaten bana gezme deme kes sesini yürü sadece başımı ağrıtıyorsun artık." Tek bir şey daha diyemedi Ni yine bir taksiye binip Ying in önceden tuttuğu otele geldiler "Ni bilgisayar sistemi kur ve sonra şeker ve biraz yiyecek al. "En azından bilgisayarları masaya koyabilirsin bence" Ciddi bi yüz ile ona döndü "kendin yapabilirsin yapamayacağın bir şey yok" Ni iç çekip sistemi kurmaya başladı. Ying o sırada odayı ufak bi araştırmaya çıktı. "Kurdum varmı başka bir şey?" "Polis departmanının sitesine giriş yap öğrenmem gereken bilgiler var." "Hani yardım etmiyordun?" Ni isteksizce kıkırdamıştı. "Yardım etmiyorum sadece bazı şeylere bakacağım." Ni 10 dakika içinde tam erişimi sağladı departmana "sayfa açık gidiyorum markete" "bir kaç acı olmayan buraya özel atıştırmalık da al denemek istiyorum" "hay hay" Ni yedek oda anahtarını alıp çıktı, Ying ise bilgisayar başına geçip cinayeti devr alan grubun dosyalarını indirip bir kaç polisin ismini not aldı. "Hah Acemiler.." Ni dönene kadar bir yardımcı dedektif buldu ve buluşma ayarladı. Ni dönmüştü. "Her şeyi aldım istediğin yoruldum ama.." "Uyu sabah 6 da buluşman var sana uardimcılık yapacak kişi ile. Adı Angie ve bir albino tanıman kolay olacaktır buraya en yakın part'ta bulaşacaksınız o yüzden yarın 5 te kalkıp orada olmanı istiyorum." "Sence 5 fazla erken değil mi ha?" "Uyuşuksun." "HEY! UYUŞUK FALAN DEĞİLİM BEN!" "Uzatma sabah 5 te gideceksin." "İyi uyuyorum ben." Ni uyumak için yatağa girdi Ying ise dışarı çıktı. Attığı her adımda sanki vücudu ağırlaşıyor ve adım atamayacak gibi hissediyordu. Hatırlamak istemediği tüm her şey aklına dolup taşıyordu yıllardır unutmak için çaba verdiği tüm iğrenç anılar... Kendini geniş gayet güzel görünümlü bir evin önünde buldu. Ama kapıyı çalmakta çok kararsızdı çünkü içerideki kişiyi görmek dahi istemiyordu. Arkasını dönüp gitmeye karar verdiki çok uzaklaşmadan sarışın genç bir çocukla çarpıştı önüne bakmadan hızlı adımlar ile gittiği için. İkiside saniyeler boyunca birbirlerine sadece baktılar kıpırdamadan,sonra sarışın çocuk bi anda sıkıca Ying'e sarıldı. "Neden bana hiç bir mektup bile yazmadın...." "Zorunda değildim,yazma gereği duymadım." Sarışın çocuk sevincinden kaynaklı ağlamaya başlamıştı. "Takım elbisemi ıslatıyorsun ağlamayı kes alois." Alois sarılmayı bırakıp gözlerini sildi. "Afedersin....sadece seni çok özledim...." "Hâlâ eskisi kadar çirkinsin." Alois güldü. "Sende her zamanki gibi huysuz. Ne getirdi seni buraya tekrar?" "Yardımcım'ın yalvarışlarına katlanamayıp şu yeni çıkan dava'yı çözmeye geldik. Onun zoruyla ama ben istemedim." "Ne kadar kalacaksın burada..?" "Vaka ne zaman çözülürse o zaman gideceğim" Alois bir kaç yıl sonra onu görmeye çok mutlu olmuştu. Normalde yakın teması sevmediğini biliyor ama sarılmaktan kendini tutamadı. "Bir şeyler yemeye gidelim mi? Benim ikramım" "Hayır" "o za-" "seninle hiç bir şey yapmayacağım Alois. Buraya neden geldim onu bile bilmiyorum düşünüyordum yürürken kendimi burda buldum." Alois in belli bir şekilde yüzü düşmüştü. "Ahh... Anlıyorum.. gitmeden önce en az bir kere ura ama olur mu..? En azından gitmeden bir kere daha göreyim seni" "bakarım. Ve burda olduğumdan babana bahsetme seni gebertirim Alois" "merak etme bahsetmem görüşürüz Kenji.." Arkasına bile bakmadan dönüp hızlıca uzaklaştı ordan. Alois şuan en son görmek istediği insanlardan biriydi hem sinir oldu hemde huylandı. 1 saat gezintiden sonra otele döndü. Ni hâlâ uyuyor idi. Sandalyesine oturup onu izlemeye başladı taki Ni onu birinin izlediğini hissedip uyanana kadar. "Kenji....?" "Bu sefer daha hızlı idin 10 saniye daha erken uyandın. Böyle devam et." Ni yatağından doğrulup ona baktı. "Beni niye uyandırdın şimdi...." "Deney" Ni iç çekip ayağa kalktı. "Ne oldu sen garip duruyorsun" "hiç bir şey olmadı dışarı çıkıp geldim sadece" burayı sevdim. Hoş ve farklı bir havası var Japonya'dan" ..... "Kenji neden olduğun yerde dönüp duruyorsun." "Düşünüyorum" "saçların karışmış yine gel düzelteyim" "hayır" "niye gerginsin sen?" Bir anda Ni'ye döndü. "Gergin falan değilim." Ni çekmeceden bir paket Warheads şekeri alıp Ying e attı. "Neden böyle gergin davranıyorsun şuan bilmiyorum ama biraz sakinleş" Ying yatağa oturmuş sesini çıkarmadan şekerlemeleri ağzına atıyordu. "Kimi gördün? Yada biri yakın temasa mı geçmeye çalıştı?" "Boşver." .... "Tanrı aşkına Kenji ne oldu söyler misin lütfen??" "........." "Biraz uyu 1 hafta oldu nerdeyse" "6 gün 9 saat" "ne fark eder uyu artık günde 10 dakika gözünü kapatıp kımıldamıyorsun sonra uyudum diyorsun" "bugün değil belki yarın" "seninle tartışamam" Ying in saçını iyice dağıtıp tekrar yatağa girdi ve uyudu. Ying ise tüm geceyi aldığı dosyaları incelemekle geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the reflection
Fiksi IlmiahKendine "ying-yang" adını takmış bir dedektifin kendi ile yaşadığı problemleri baskılayarak saklaması ve kontrol etmeye çalışması ile her şey başlar gerçek adı "Kenji" olan bu dedektifin göründüğünden çok daha kirli ve derin sırları vardır. Yardımcı...