Her ağlayan insan güçsüz değildir. Tıpkı her gülenin mutlu olmadığı gibi.
...
Ben ne yaptımda karakola düşmüştüm. Kızın annesi atın bunları içeri diye bağırmıştı. Tabi tek biz değil Arel, Naz, Yiğit ve Emir de bizimle birlikte kavgaya karışınca onlarda baya dayak yemiştiler. Kızın adının Çiğdem olduğunu öğrenmiştim. Arkadaşları da kavgaya karışmıştı. Şuan hep birlikte bir hapishane de oturuyorduk. Kavga da herkes payını almıştı. En çok Emir'e gülmüştüm. Bizi ayırmaya çalışırken, bir tane kız onu tutmuş yanağından öpmüştü. Yanağında koskocaman kırmızı ruj izi vardı. Yanda ki kız grubu sinsi gözlerle bize bakıyordu. Benim buralarda ne işim vardı.
"Hep senin yüzünden kavga çıktı!" Diye bağırdım.
Naz eliyle ağzımı kapatmıştı. Sinir krizi geçirebilirdim her an. Yan yana iki karşılıklı hapishanede oturmuş birbirimize bakıyorduk. En sonunda sinirden ağlamaya başlamıştım. Çiğdem denen kız ağladığımı görünce gülmüştü. Onlarda bizim gibi iki kız, üç erkek vardı. Tam ayağa kalkacakken polis memuru içeri girmişti.
"Bize nolacak acaba?" Dedi karşı grup.
"Sizin iş zor. Aileleriniz bırakın orda kalsın dedi. Ha bu arada Naz Kılıç?"
Naz hemen ayağa kalktı.
"Senin annen ve baban hepinize yirmi dört saatlik bir hapis cezası çıkarttı."
Hepimiz şok içinde Naz'a bakarken tebessümle bize doğru döndü.
"Hee demek öyle olmuş." Minik bir kahkaha atmıştı. Polis bey odadan çıkınca ayağa kalkıp şöyle söyledi.
"Arkadaşlar kusura bakmayın ama annem avukat, babam polis. O yüzden bir sorun çıkartmamanızı tercih ederim."
Gerçekten biz bu sefer bitmiştik. Naz, memnun bir ifadeyle yerine oturduğunda etrafta sessizlik oluşmuştu. Arel'in de başı bizim yüzümüzden belaya girmişti. Daha dün kardeşi ölmüştü. Sessizce ayağa kalkıp minik adımlarla yanına ilerlemiştim. Yerde duvarın bir köşesinde oturmuş boş gözlerle etrafa bakıyordu. Omuzuna dokunduğumda bana doğru baktı.
"İyi misin?" Diye mırıldandım. İyi olduğunu onaylayan bir ses çıkarmıştı. Yanına oturmuştum, aradan saatler geçmişti ama biz hala aynı yerimizde oturuyorduk. En sonunda dayanamayıp başım omzuna düşmüştü. En son hatırladığım, Arel'in bana iyi geceler demesiydi.
...
Gözümü zorlukla açtığımda, bulanık görmüştüm. İyice etrafa baktığımda gördüğüm manzara ile gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Karşı taraf birbirine girmiş bir şekilde uyurken, bizim gruba baktım. Yiğit, Emir ve Naz birbirine sarılmış bir şekilde uyuyordu. Ayağa kalkacakken Arel'in başı benim omzumdaydı. Şok içinde bakarken ani bir hareketle ayağı kalkınca başı geriye doğru düşmüştü. Yavaş yavaş gözlerini açınca hemen yanına doğru ilerledim."Çok özür dilerim. İyi misin?" Yanına giderken ayağım bir an takıldı ve bende yere düşmüştüm. İkimizde birbirimizin haline gülerken kapı açılmıştı. Evet kapıyı açmaya gelmişerdi.
"Evet bakalım. Hadi çıkıyosunuz. Herkes yavaş yavaş gözlerini açmaya başlamıştı. Ayağı kalktığımızda yavaş yavaş içeriden çıktık. Hepimizin aileleri sinirli gözlerle bize bakıyordu. Evet bakalım başımıza daha neler gelecekti acaba.
Merhaaa nasılsınız? Umarım iyisinizdir💗 bayadır bölüm atmıyordum. Bugün atayım dedim. Hikayeyi oylayıp yorum yapmayı unutmayınn 🌺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SESSİZLİĞİ
Teen FictionOkula giden bir kız bodrum katına iner ve yere düşmesiyle birlikte yanında bir ceset görür. olay ceset bulmayla başlar. Olaylar devam eder ve okulda değişik olaylar olmaya devam eder.