on

640 58 33
                                    

gebeş kaplumbağalar

niki:
jake
jake
jake
jake
jake
jake
jake
jake
jake
jake

jake:
NE VAR AMK
DERS ÇALIŞIYORUM BÖLME

niki:
jake sen ders çalışmazsın jake

jake:
akıllandım demek ki?
her öğrencinin yaptığı gibi ders çalışıyorum niki
sanada öneririm

niki:
aynen kardeşim
sen yinede götünü kolla
sonra yarın topallaya topallaya gelme yani

jake:
ne

niki:
BANA SÖYLEMEDEN SUNGHOONUN EVİNE NİYE GİDİYOSUN
ÖPTÜ MÜ SENİ JAKE?
ONUDA GEÇTİM SİKTİ Mİ SENİ?

jake:
NEEEEEEEEE
HEESEUNG PİÇSİN KANKA

heeseung:
ya yemin ederim ağzımdan kaçtı ya

jake:
YA SIÇTINIZ
HİÇ İSTEĞİM FALAN KALMADI EVE GİTÇEM BEN

niki:
GİT JAKE GİT
BEN SENİ Bİ YAKALIYIM GÖR SEN
YOK
OLMAZ
ÖNCE SUNGHOONU YAKALIYCAM

heeseung:
ya jake otur oturduğun yerde
sanki ondan daha iyi matematik anlatabilecek kişi varda

niki:
KARDEŞİM GEREKİRSE ÖĞRENİR ANLATIRIZ

heeseung:
MATEMATİKTEN 40 ALIYOSUN NIKI
ONUDA BAYAN SAKURA SAYESİNDE ALIYOSUN ZATEN

niki:
🤫

sunghoon'un tuvaletten çıktığını anlayınca hızla telefonumu attım ve onu izlemeye başladım. sunghoon yanıma oturdu ve eline uçlu kalemini aldı.

"sunghoon.. acaba biraz mola mı versek?" dememle sunghoon aldığı gibi kalemi geri yerine bırakıp olumlu anlamda kafasını sallamaya başladı. aslında anlattıklarından hiçbir şey anlatmıyordum. sadece proje için gerekli notlar alıyordum fakat hiç biri beynimde durmuyordu.

yavaşça arkaya doğru yaslanıp esnedim. sunghoonun kıkırdamasıyla gözlerimi açıp ona tip tip bakmaya başladım. "ne gülüyon hayırdır?" sunghoon soruma cevap dahi vermeden yanımdan kalkıp kendini yatağına attı.

"jake anlıyorsun dimi?" dedi bir yandan gözleri kapalıyken. birazda sıkılmış bir hali de vardı. "tabiki anlıyorum! matematik kadar kolay bir ders yok. artık sayısalcıyım." sunghoon bir anda yatakta oturur pozisyona geçip "defol sayısalcı." dedi ve yarattığı karma ile dünyadaki en havalı insan olduğunu falan sanmaya başladı. (tamam belki azıcık havalı olmuş olabilir)

işaret parmağımı ağzıma götürüp 'sus bitch' işareti yapmamla birazda olsa gülmüştü. "buraya gelmende başka bir sebep yatıyor mu?"

"ders çalışmak için geldim. bir dakika.. başka ne gibi bir sebep yatmalı?"

"beni öpmek falan istemez misin?"

"ne." verdiğim tepkinin sakinliğinden sunghoon bunu garipsemiş ve bana tuhaf tuhaf bakmaya başlamıştı. ben ise o ara ne olduğunu algılayamamıştım sadece.

"NE DİYOSUN SUNGHOON DERHAL KENDİNE GEL-" sunghoon'un aniden ağzımı kapamasıyla evde annesininde olduğu aklıma geldi.

"ya tamam sakin ol. merak ettim sadece."

"bak sunghoon benim dokuz tane abim var dokuzu da erkek. anlatabiliyor muyum?"

sunghoon kıkırdamaya başlayınca dediğim şeyin saçmalığını fark etmemle birazda olsa kızarmıştım.

"senin tek çocuk olmanı da geçtim jake. niye bu kadar utandın ki?" sunghoon lafını bitirmesiyle aniden benimle göz teması kurmaya başladı.

"ne yani benim gibi biri öpülmez mi?" sunghoon dudaklarını büzüştürmeye başlayınca birazda olsa dudakları ilgimi çekmişti. fakat niki'ninde dediği gibi. BEN JAKE ZİYAGİLİM BÖYLE KOLAY OYUNLARA GELMEM.

"o dudakların var ya.. götüne girsin sunghoon!"


düz yazım bokum gibi sorry 😓

ama sorry kısmını şu şekilde okuyun

ama sorry kısmını şu şekilde okuyun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

i-land jake 😭💞💞

wrong number' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin