on dokuz

512 48 54
                                    

zaman çabucak geçivermişti sanki. jake dün sunghoon'u parkta akşam buluşmak üzere davet etmişti. buluşmalarına bir saat kalmıştı. jake her zaman, her yere erken giden o kişi rolünü üstlenirdi. daha bir saat olmasına rahmen ona bir kaç beden büyük olan, annesinin ona doğum gününde aldığı montu geçirdi üstüne.

hava geçen günlere kıyasla daha soğuktu. fakat jake bere ve ya eldiven takmaktan pek hoşlanmazdı. bu yüzden sadece montunu giymekle yetindi. botlarını da ayaklarına hızla geçirip kendini sokağa attı. her nefes alışında çıkan duman onu birazda olsa sakinleştirmeye yetiyordu.

parka vardığında gelişi güzel bir banka geçmeyi kafaya koydu. etrafta neredeyse insan yoktu. zaten bu soğukta insanlar sadece köpekleri için bu parka gelirdi. gözüne ağaçların arasında sıradan bir bank kestirdi. fakat banka doğru yaklaştığında orada birinin oturduğunu fark etti. sunghoon olup olmama ihtimalinide düşündü elbette ama sunghoon genel olarak geç gelen bir insandı. bu konuda jake ile zıtlaşıyordu.

banka doğru biraz daha yaklaştığında gözüne karşısında oturan kişinin tanıdık kırmızı ayakkabıları takıldı. "niki?" karşısındaki kişi ona doğru dönünce onun niki olduğunu onayladı.

"burada ne yapıyorsun? neden geldin?" niki yanına oturan jake'e dönüp istemsizce sırıtmaya başladı. jake, niki'nin bu tuhaf davranışı karşısında ürkmüştü. istemsizce niki'nin sunghoon'dan hoşlanmadığı için geldiğini ve tuhaf şeyler yapacağını düşünmeye başladı ama niki şu an pekte modunda gibi görünmüyordu.

"doğru tahmin etmişim. her zamanki gibi yine erken geldin jake." niki sırıtarak bir süre jake'i izledi. jake ise konuşmak istiyordu ama sanki kelimeler boğazına takılıyordu. en yakın arkadaşını daha önce hiç böyle görmemişti.

"ve yine doğru tahmin etmişim.." niki elini cebine atıp cebinden asker yeşili tonlarında bir bere çıkarıp jake'e uzattı. "üşütüceksin jake ama yinede inatla bere takmıyorsun." niki kendi kendine kıkırdayarak yavaşça kafasını gökyüzüne çevirdi.

jake elindeki bereyi bir süre süzdükten sonra bu bereyi niki'ye kendisinin aldığını hatırladı ve istemsizce gülümseyip bereyi kafasına nazikçe taktı. kafasına bereyi iyice oturttuktan sonra niki'nin baktığı yere doğru bakmaya başladı.

bu gün gökyüzünde neredeyse hiç yıldız yoktu. sokak lambalarıda olmasaydı büyük ihtimal önlerini bile göremezlerdi. "niki.. iyi misin?" dedi jake ve yavaşça gözlerini gökyüzünden alıkoydu. "değilim jake.. çok aptalca bir şey yaptım.. bu yüzden iyi değilim."

jake, niki'nin son söylediklerinden sonra ellerini niki'nin elleriyle birleştirerek göz teması kurmalarını sağladı. jake, niki için oldukça endişelenmişti ve bu da niki'ye çok tatlı gelmişti. "jake ben her şey için çok teşekkür ederim." jake bugüne kadar her zaman niki'yi enerjik biri olarak görmüştü. daha önce modu düşükkende görmüştü elbet ama şu an daha farklı görünüyordu.

"japonya'dan buraya geldiğimde çok endişeliydim. koreceyi düzgün konuşamıyordum bile. hiç arkadaş edemeyeceğim gerçeği beni yiyip bitiriyordu. ortaokulun başında gelmiştim sınıfa. bu yüzden daha da korkuyordum. bilirsin dönem ortasında gelen kişiler diğerleriyle pekte bir arkadaşlık ilişkisi kuramaz zaten. fakat sen birgün sıramın yanına oturdun. çok şaşırmıştım. yanıma birinin oturmasını beklemiyordum sadece. bana 'merhaba niki! ben jake. bende koreli değilim. bence iyi anlaşabiliriz." demiştin." niki biraz duraksayıp gözlerini bir süre jake'ten kaçırıp konuşmaya devam etti. fakat sesi az önceye göre daha titrek çıkıyordu.

"beni dışarı çıkarırdın. yarım yamalak korecemle seninle anlaşmaya çalışırdım ama asla bana kızmazdın. hatta koreceyi senin sayende öğrendim jake.." niki'nin gözlerimden bir kaç damla yaş hızlıca yol almıştı. jake ise soğuktan kıp kırmızı olan burnun eşliğinde dolan gözlerini durdurmaya çalışıyordu.

"ben o gün kendime söz verdim. ne olursa olsun seninle arkadaş kalacağım diye.. ama jake ben çok yanlış bir şey yaptım.." artık jake'te ağlıyordu. az çok diyiceği şeyi tahmin etmişti ve bundan çok korkuyordu.

"ben sana aşık oldum jake..." niki'nin göz yaşları şiddetlenince hızla eldivenli ellerini gözlerine götürdü ve bir süre hem utancından hemde jake'in yanında böyle görünmekten hoşlanmadığından yüzünü eliyle kapattı. jake ise bir süre niki'nin dedikleri karşısında kendini çaresiz hissetsede yavaşça elini en yakınının sırtına götürdü ve yavaşça sıvazlamaya başladı.

"seninle konuşmaktan çok zevk alıyordum.. fakat daha sonra yanına biri yaklaşınca bundan hoşlanmadığımı fark ettim. başkasının dediğine gülünce kıskandığımı fark ettim. şakayla karışık bir şekilde bunları dile getiriyordum zaten.. ben çok özür dilerim... böyle olmasını istemezdim.." jake, niki'nin ellerini yüzümden çekip ellerini sıkıca tuttu.

"özür dileme niki.. aşık olmak elinde olan bir şey değil. biliyorum.. çünkü.. galiba bende sunghoon'dan hoşlanıyorum ama onu gerçekten sevip sevmediğimi bile bilmiyorum. bunun bir hoşlantı olup olmadığını bilmiyorum." jake'in de göz yaşları şiddetlenmişti. ikili karşılıklı ağlıyordu artık.

"jake bunu söylemek istedim çünkü daha fazla içimde tutamayacaktım.. düşüncelerim içinde boğulmaya başlamıştım ama sana yemin ederim ki seninle arkadaş kalmak istiyorum. seni bir kardeş olarak çok seviyorum jake ve her zamanda kardeşin olarak kalmak istiyorum. eğer sana aşık olduğumu söylersem benimle konuşmayı kesersin diye çok korkmuştum ve yıllarca saklamıştım ama hala beni dinliyorsun... çok şanslıyım..."

jake yavaşça niki'yi bir bebek misali kolları arasına aldı ve ona sıkıca sarıldı. omzunun ıslandığını hissediyordu fakat çokta umursamadı. niki'nin hıçkırıkları canını yakıyordu. jake içinde niki çok önemliydi. o yüzden o da en yakınını kaybetmek istemiyordu. fakat konu bu olunca her şeyin düzelmesinin zaman alacağınıda biliyordu. o da sessiz bir şekilde ağlıyordu. hem arkadaşı için üzülüyordu hemde bu kadar anlayışlı bir arkadaşa sahip olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu.


ohaa yunki yazdımm yuhhh kdjdpsjxp

sağı solu belli olmayan yazarlarda bugün kldjepcueğchsğ

bir bakmışsınız fic yunki oluyomuş :0

yani benden beklenir ;))

bu arada düz yazım için tekrar özür dilerim yazamıyorum olmuyor, yazanlarada hayranım ama ne yapayım bu bölüm texting olmamalı bence ??

wrong number' jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin