Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim. :)
—
Beyaz kollar arasında içeri çekilen esmer büyük beden başta afallamış olsa da belli etmeden yorgun bedenini Jungkook'un yönlendirmesine bırakmıştı. Halinden oldukça memnun, içinde sakin bir huzur hissediyordu.
Jungkook'un kendisine kızgın olduğunu bildiğinden böyle bir hamle beklemiyordu ve bu ani hal değişimi kendisini içten içe şaşırtmış olsada beyaz tenli olan böyle bir hamlede bulunmasa bile kendisi zaten ondan ayrılmayacaktı. Buraya gelirken Jungkook'u da alıp kamarasına gitmeyi düşünüyordu fakat burası da olurdu. Jungkook yanındaysa nerede olduğunun bir önemi yoktu.
Hayatı boyunca düşünüp kafa yorduğu şeylerin arka yüzünü saatler içerisinde öğrenmiş olmak zihnindeki bir çok taşı yerine oturtsada kendisini yormuştu. Yıllardır içinden hiç çıkmadığı duvarlarını yıkmış ve Jungkook'a gelmişti.
Şu an kendisini güçlü hissetmiyordu. Olmak istediği, dinlenmek ve toparlanmak istediği tek yer yalnızca Jungkook'un yanıydı. Ufaklığı kendisine iyi geliyor, onu iyileştiriyordu.
"Taehyung." dedi Jungkook fısıltı sayılabilecek bir mırıltıyla. Gece boyu uyumadığı ve kafasında kurduğu binbir ihtimalle ara sıra ağladığından dolayı sesi titrek ve uykulu çıkıyordu.
Hiç durmadan sürekli esmer adamı düşünmüş ve iyi olup olmadığından endişelenmişti. Bir daha onu göremeyeceğini düşününce ağlıyor fakat Taehyung'un uyandığında burada olacağım dediğini düşününce sakinleşiyordu. Her geçen gün Taehyung'a daha fazla bağlandığının farkında, bu sevginin kendisini nereye götüreceğini bilmiyordu.
Kapısı tıklatıldığında Hoseok'un kendisini kontrol etmeye geldiğini düşünmüş fakat karşısında Taehyung'u görünce başta rüya gördüğünü sanmış ve gözlerini ovuşturup gerçek olduğunu anlayınca içindeki endişe kendisini bir anda yoğun bir duygusallığa bırakmıştı. Bu yüzden ondan ayrılmak istememiş ve kolları arasındaki iri bedeni yanında kalması için içeri çekmişti.
Jungkook'un sessiz mırıltısıyla esmer olanda düşüncelerinin arasından sıyrılmış ve yalnızca kolları arasında aşağıdan kendine bakan güzelliğe odaklanmıştı. Dağınık saçları, kısık gözleri ve hafifçe pembeleşmiş yanaklarıyla çok güzel görünüyordu.
Düşüncelerinden sıyrılmış olsada beyaz tenli çocuğu incelerken bu seferde onun güzelliğine daldığından cevap vermeyi unutmuştu.
"Taehyung iyi misin?"
Jungkook'un yeniden bıraktığı uykulu ama yumuşak mırıltısıyla Taehyung onun hafifçe kıpırdayan pembe dudaklarına kayan bakışlarını zar zor çekebilmişti.
"İyiyim güzelim."
Jungkook geceden beri bunu duymayı beklemiş ve sonunda duyduğunda rahat bir nefes almıştı. Esmer adamın güçlü kolları kendisini daha sıkı kavrayıp sarıldığında iki beden arasında neredeyse hiç mesafe kalmamıştı. Dakikalardır sarılıyorlardı.
Başının altında hissettiği hızlı kalp atışları heyecanlanmasına sebep olurken ara sıra kapanan gözlerini daha fazla açık tutmakta zorlanıyordu. Taehyung'unda en az kendisi kadar yorgun olduğunu anladığında esmer kollar arasından biraz geriye çıkmış fakat gerilerken Taehyung'un elini tutmuştu. Sanki temas etmeyi bıraktığı zaman esmer adam bir anda kaybolacakmış gibi hissediyordu.
Esmer olanın iyi olup olmadığını kontrol etmek için birazda geriden bakıp iyice süzdüğünde Taehyung küçük olanın bu halinin sebebini anlayamasa da yalnızca ona ayak uyduruyordu. Jungkook başını kaldırıp esmer adama baktığında kendisine derin bir yoğunlukla bakan koyu kahverengi gözlerle karşılaştı. Bu bakışlar küçük olanı utandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sailor | tk
FanfictionOkyanus'un Efendisi korsan Kim Taehyung ve kurtardığı yaralı çocuk Jeon Jungkook. • Yere göğe sığmayan benliğim, Bir çift kahveliğe sığacakmış. Ben nereden bileyim? İki mavinin arasında, İçimdeki eksik dolacakmış, Ben nereden bileyim? Bilseydim, Bil...