Ona doğru yaklaştığımda o bir anda arkasını dönüp elim ile havada tuttuğum vazoyu hızla alıp beni tezgaha yaslamıştı.
.
.
.
.
//FELİX//
Yüzünü gördüğümde gözlerim kocaman açılmıştı çünkü karşımdaki kişi patronum du ve şuan dip dibe duruyorduk beni tezgahala arasına almıştı öylece şaşkın gözlerle onu izledim.
"Hm? Kafamı kırmayı falan mı planlıyordun civciv?" Dedi gülümseyerek.
"Ahh.. hayır tabiki ben sadece-" sözümü kesmişti.
"Sen sadece ne?"
"Ben hiçbir şey hatırlamıyorum" dedim, utanmıştım.
"Dün gece hakkında mı? Cidden hatırlamıyor musun?" Sırıtarak söylemişti aklıma çok kötü şeyler geliyordu.
"Unutmamam gereken bir şey mi yaşadık?"
Gülerek geriye doğru bir ikin adım gitmişti ve benden uzaklaşmıştı.
"Dün hiç bir şey olmadı merak etme şimdi masaya geç senin için kahvaltı hazırladım" dedi şaşırmıştım benim için neden kahvaltı hazırladı ki?
"Ama iş? İşe geç kaldım"
"Patron buradayken hala işi mi düşünüyorsun? Hem hızlı yersen işe de gide biliriz"
"Ahh.. doğru ayrıca kahvaltı için teşekkürler" masaya oturdum.
"Rica ederim hadi ye sonra hızlıca işe gidelim"
Kafamı onaylayan şekilde salladım ve yemeye başladık bir süre sonra doyduk ve hyunjin masayı toparlarken ben hızla odaya geçtim ve dün çıkardığım kıyafetlerimi alıp giyindim.
"Ah şaka olmalı cidden hiç bir şey hatırlamıyorum neden o kadar içtim ki salak kafam" kendi kendime konuşurken hyunjin 'in geldiğini fark etmemiştim.
Kapıya yaslanıp beni izliyordu.
"Hm belki bi derdin vardı da o kadar içtin?" Dedi. O ne zaman dan beri orada? Ah! Konuşmalarıma dikkat etmeliydim.
"Yok hayır.. yani ne derdim olabilir ki değil mi?!" Utandığım da bu kadar saçmalamak zorunda mıyım her zaman?off
"Hm peki hadi oturma odasına geç ve beni bekle dertli civciv" konuşma tarzı beni daha çok utandırıyordu.
"Ha? Neden"
"Üzerimi giyinirken beni mi izlemek istiyorsun?" Dedi pis pis de sırıtıyordu.
"Ne! Yok yani yanlış anladınız, ben onu demek istemedim.. neyse en iyisi ben oturma odasına geçim" domates gibi kızarmıştım ahh salak mıyım ben? Bugün neden böyle davranıyorum? Oturma odasına geçip koltuğa oturdum.
Dün olanları azar azar hatırlamaya çalıştım ve o gün orada jisung ve minho 'nun da olduğunu hatırladım ve hemen jisunga yazmak için telefonumu çıkardım.
10:30
(Ben)
Jisung evde misin? acil buluşmamız gerekiyor.
(Jisung)
Peki, benim de sana sormam gereken şeyler var.
(Ben)
Öğlene doğru herzamanki kafenin orada buluşalım.
