Minho ile spor salonundan çıkmış sınıflara dağılmıştık. Sınıfa girer girmez yanıma gelen Jeongin ile ona döndüm.
"Nerdeydin lan sen enayi"
"Birini öldürecektim de plan yarım kaldı"
"Kim lan?"
"Minho diye bir salak. Cezaya kaldım onun yüzünden"
"Ne oldu ki?"
"Ya geçen gün biz bununla müdürün odasına gittik müdürde ceza olarak kağıda bir şeyler yazmamızı istemişti. İşte biz çıktık müdürün odasından bu kağıdı yırttı. Neden yırttın dedim yaşlı bunak bana verdiği tüm cezaları unuttu bunuda unutur boşver sende yırt dedi. Bende ona güvendim yırttım. Şimdide elimiz boş gidince müdür ceza verdi okulu temizleyeceğiz..."
"Ailen sorun çıkartmaz di mi?"
"Bu gün ikisininde nöbeti var bir şey olacağını sanmıyorum."
"He iyi bari"
Jeongin önüne döndüğünde bende önüme dönmüştüm. Tam o sırada içeriye giren hoca ile hepimiz ayağa kalktık. Hoca eli ile oturmamızı işaret edip elimdeki kitapları masaya bıraktıktan sonra bize dönmüştü.
"Evet çocuklar, derse başlamadan önce size söylemem gereken bir kaç şey var."
Tüm sınıf dikkatle hocayı dinlerken kimseden çıt çıkmıyordu.
"Biliyorsunuz ki bu aralar çok yoruluyorsunuz ve henüz 1. Dönemin başlarındayız bu tempo size biraz ağır geldi. Bu yüzden okulda bazı klüpler açmaya karar verdik hepiniz yarın klüplerinizi seçmek için aşağıdaki konferans salonunda toplanacaksınız."
Klüp mü? Nereden çıkmıştı ki bu şimdi?
"Hepiniz en fazla 3 klübe katılabilirsiniz. Her klübün üyeleri istediği zamanda çalışmakta özgür olacak ders araları bu nedenle biraz uzatılacak ayrıca boş derslerde klüp aktivitelerinizi yapabileceksiniz. Şimdilik bu kadar. Şimdi derse geçelim."
Hoca derse başladığında bende çenemi avuç içine yaslayıp öylece tahtaya bakmaya başlamıştım. Bir sonraki tenefüs öğle tenefüsüydü ve Minho beni maç yapmaya çağırmıştı. Onunla tanışalı sadece bir gün oldu nasıl böyle bir samimiyetimiz var bilmiyorum...
*******************************************************************************************
Ders bittiğinde kafamı sıraya yaslamış ve gözlerimi kapatmıştım. Tam kendimi uykunun güzel kollarına bırakacağım sırada aklıma gelen şey ile kafamı kaldırdım. Spor salonuna inip Minho ile uğraşmam gerekiyordu. Yavaş hareketler ile oturduğum yerden kalkıp spor salonuna inmek adına merdivenlere yöneldim. Salona yaklaştığım sırada içeriden gelen top sesleri ile Minho'nun çoktan geldiğini anlamıştım. Kapıyı açıp içeri girdiğim sırada yanımdan geçip kapalı kapıya çarpan basket topu ile yerimden sıçramıştım.
"Gelmişsin."
"Gelmemeli miydim?"
"Korkup kaçarsın diye düşünmüştüm"
Cümlesini bitirdikten sonra elindeki topu potaya atmış ve böylece üçlük atmış olmuştu. Gözlerini yerde seken toptan alıp bana döndüğünde göz göze gelmiştik. İçindeki rekabet gözlerinden okunuyordu.
"Düşündümde bence bu maçın sonunda ufak bir ödül olmalı."
"Ödül mü? Nasıl bir ödül?"
Yavşaça yanıma yaklaşıp önümde durduktan sonra serçe permağını bana doğru uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For Guitar
FanfictionHan Jisung her okul çıkışı sınıfta kalır ve gitar çalardı. Fakat onu izleyen birileri olduğundan bir haberdi...