"MİNHO SENİN YAPACAĞIN İŞE TÜKÜREYİM BEN!"
"Ya nereden bileyim ben onun düşüp döküleceğini önüne baksaydın!"
"OF!"
Sinir ve yorgunluktan kızaran yanaklarımı ısırarak ellerimle yerden destek aldıktan sonra ayağa kalkmıştım. Az önce Minho sıvı sabun kutusuna çarpıp hepsinin dökülmesine neden olduğu için bende onu görmeyip üstüne basmış ve kayıp düşmüştüm. Sonuç olarak şuan da her yerin sıvı sabun olmuştu.
Minho'dan yardım almam başlı başına bir hatayken beyefendi ilk sınıfın hepsini bana temizletmiş bir kez olsun elini dahi sürmemişti. Tek bahanesi ise kazandığı maçtı.
Yerden kalktıktan sonra her yerinden sabun damlayan kıyafetime baktım. Bu kıyafet ile eve gitmem kesinlikle imkansızdı. Derin bir nefes alıp verdikten sonra umutsuzca başımı sallamış ve umursamamaya çalışarak temizliğe geri dönmüştüm bu son sınıftı fakat işler hiç iyi gitmiyordu üstelik saatte oldukça geç olmuştu.
Yerdeki sabunu temizlemeye çalışırken gözlerim kapıdan çıkan Minho'ya takıldı. Harika şimdide beni bu halde bırakıp çekip gidiyordu.
"Öküz herif bir özür bile dilemeden çekip gitti."
Elimdeki bezi sinirle yere fırlatıp çöktüğüm yerden kalktım.
"Salak herif nerden geldide beni buldu ki..."
Biraz ayakta dikildikten sonra paspaslara doğru ilerlerken konuşmaya devam ettim.
"Müdür unuturmuş al unuttu amına koyayım şu halime bak birde maç kaybettik kölelik yapıyoruz sikerler!"
Elime aldığım paspas ile arkamı döndüğümde kapıya yaslanmış beni izleyen Minho ile karşılaşmıştım. Gözlerim ufak şok ile kocaman açılırken o bana gülümsüyordu. Söylediklerimi duymamış olmasını diliyordum.
"Ne oldu sincap? Beni görünce bir sustun oysa çok güzel sövüyordun"
"Ne zamandır ordasın sen!"
"Bana salak dediğinden beri. He birde içerden söylediklerin okulda yankı yapıyor haberin olsun. Sana kıyafet getirmeye gitmiştim sende o sıra bana baya bir sövdün ama neyse al bakalım"
Yanıma yaklaşıp elindeki kıyafetleri bana uzattığında bir süre utancımdan yüzüne bakamamıştım. Ben ona resmen ağzıma geleni söylerken o bana kıyafet getirmişti...
En sonunda başımı kaldırmadan elindeki kıyafetleri alıp sınıftan çıktım. Hızla karşımızdaki tuvaletlerden birine girip üstümü değiştirdiğimde üstümdekiler bana oldukça bol olmuştu. Minho'nun kendi kıyafetleri olduğu kesinlikle kokusundan belliydi kendine özgü bir kokusu vardı. Sabunlu kıyafetleri bir poşete koyduktan sonra kapıyı açmaya çalıştım. Kapı kilidini açmaya çalıştığımda kilit hiç bir şekilde açılmadı.
"Siktir!"
Kilidi zorlayıp açmayı denesemde her seferinde başarızı olmuştum en sonunda aklıma gelen şey ile bağırmaya başladım.
"MİNHO!"
Sesimin çıktığı kadar bağırmıştım. Bağırışlarımın arkası kesilmezken en sonunda açık tuvalet kapısının önünde Minho'nun sesini duymuştum.
"Jisung? Ne oluyor nerdesin!?"
Önümdeki kapıya hızla vurup "buradayım" demiştim. Minho kapının önüne geldiğinde kapının altındaki boşluktan ayakkabılarını görebiliyordum.
"Kilit sıkıştı kapı açılmıyor"
"Ah ciddi misin!"
"SENCE CİDDİ OLMASAM ŞUAN BURADA MI OLURDUM APTAL!"
"Tamam tamam kızma hem sen benim emrimde değil misin? Kendin çık sana yardım etmeyeceğim"
"Min-"
"Konuşma eğer konuşursan ceza olarak bana kahve ısmarlarsın"
"Sikerler böyle işi!"
Sinirle önümdeki kapıya tekme attığımda Minho'nun gülüşünü duymuştum. Bu beni daha da sinir ederken etrafıma ufak bir göz atmak için arkamı döndüm. Tam o sırada tavanda fark ettiğim örümcek ile gözlerim kocaman açılırken hızla kapıyı zorlamaya başlamıştım. Kendimi bildim bileli örümceklerden çok korkardım bu kimilerine çok çocuksu gelsede buna engel olamıyordum.
"MİNHO YARDIM ET ÖRÜMCEK VAR BURADA!"
"Hayır, açmayacağım"
"MİNHO YARDIM ET LAN!"
"Hayır canım istemiyor"
Minho'ya sinirle göz devirdikten sonra, ne kadar görmese bile, hızla arkama dönüp örümceği kontrol etmiştim gittikçe aşağıya doğru iniyordu. Gözlerim ile onu takip ederken aniden tutunduğu ağ kopmuş ve düşmüştü. Aniden olan şey ile bir çığlık atıp kapıya resmen omuz atmıştım. Kapıya yaslanık dururken bir anda kapı ile yere kapaklanmam bir olmuştu. Kapı yerde ben üstünde öylece uzanırken bana şaşkınlıkla bakan Minho tek kelime dahi etmemişti.
Kendime gelip yavaşça kapının üdtünden kalktıktan sonra üstümü silkelemiş ve önce yerdeki kapıya sonra ise Minho'ya bakmıştım. Biz... biz çok büyük sıçmıştık.
*********************************************************************************************
Bir şekilde kapıyı geri taktıktan sonra son sınıfında temizliğini bitirmiştik. Kapıyı takmak bolca vaktimizi alırken hava çoktan kararmıştı ikimşzde oldukça yorulmuştuk.
Temizlik malzemelerini kaldırıp çantalarımızı aldıktan sonra beraber okuldan çıkmıştık. Soğuk hava yüzüme vururken günün yorgunluğu ile esnemiştim.
"Sanırım sincapcık yorulmuş"
"Evet yoruldum sen yorulmadın mı?"
"Biraz diyelim"
"Tabii biraz olur tüm işi bana yaptırttın!"
"Maçı kaybettin benim problemim değil"
Ona göz devirip adımlarımı hızlandırdım.
"Sincap!"
"Ne var ne!"
"Bana bir kahve borçlusun unuttun mu cezan böyleydi şimdiden borcunu ödemeye ne dersin?"
Minho'nun yüzünden oluşan sıcak gülümseme içimdeki siniri alıp götürürken bende gülümsemiştim. Aslında kabul edebilirdim çok güzel olurdu fakat saat oldukça geç olmuş ve hala evde yapmam gereken işler vardı. Bunlardan biri de çalışmam gereken bestelerden ibaretti.
"Bu gün olmaz ama en kısa zamanda borcumu kapatacağım!"
"Kaptım sözünü o zaman"
"Kap bakalım"
"Peki o zaman görüşürüz"
"Görüşürüz ve kıyafetler için teşekkür ederim iyi geceler"
Bana tekrar bir gülümseme sunduğunda arkamı dönüp tam ilk adımımı atmıştık ki tekrar bana seslendi.
"Jisung"
"Efendim?"
"Telefon numaranı ya da instagramını versene e malum hem bana kahve sözün var hemde 1 ay hizmetimdesin konuşmamız gerekecek değil mi?"
Derin bir nefes alıp bana doğru uzattığı telefonu aldım ve numaramı girdim.
"İyi geceler Minho"
"İyi geceler sincap yarın görüşürüz"
Ben böyle ficler yazmayı çok seviyorum hele bu ficde Minsung (bence) çok güzel olacak 😭
İyi okumalar umarım beğenirsiniz♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For Guitar
FanficHan Jisung her okul çıkışı sınıfta kalır ve gitar çalardı. Fakat onu izleyen birileri olduğundan bir haberdi...