BENİM İÇİN

Tanıtım'Geçmiş'

"Gölgen,Acın ve geçmişin"Bu üçünden kaçamazsın.hayatım belkide sekiz seneden ibaretti diue düşünüyorum bazen çünkü insan mutsuz olduğı zamanları yaşamaktan saymıyor.Bende saymayanlardanım,hatta hem özleyip hem unutmak istiyenlerdenim.Ama hiç birinin olmayacağını her zaman bildiğim için bu kadar sağlam bastı ayaklarım.Kimseye muhtaç olmadan geldim,hiç kimseye uymadan kendi kurallarımla yaşadım.Ben HAZAN BARUT ,18 yaşına bir kaç dakika sonra girecek ,kalçama gelen uzun kahverengi saçlarım,mavi renkteki büyük gözlerim dolgun ve kalın dudaklarım,yaşıma göre uzun boyum dolgun göğüs ve kalçalarla,sporcu, şekilli fiziğim karşınızda Hazan barut.şimdi New York un en kalabalık caddelerinden birinde,caddeye bakan küçük dağiremde duvarların yerini camların almış evimde elimdeki sıcak çikolatayla ışıltılı caddenin muazzam görüntüsünü izliyorum.Her sene gibi yine yalnız,her sene gibi hissiz.oturduğum pufa biraz daha yayıldım.

Çikolatamdan bir yudum daha alıcakken telefonumun tiz sesi yankılandı boş salonda.Pufun yanı başında yerdeki telefonumu aldım ve kimin aradığına baktım.SELİM BARUT

bu isim gözlerimi devirmeme sebep olmuştu."alo"dedim hissiz bir şekilde.

"Hazan kızım doğum günün kutlu olsun"dedi cevap beklermiş gibiydi.konuşmayınca devam etti."yanıma gel demek istiyorum ama kabul etmiceksin bu yüzden ısrar etmicem"sanırım en uzun kurduğu cümleydi.onu onaylar birkaç mırıltı çıktı ağzımdan."Hediyeni türkiyeye geldiğinde vericem"dedi bunun üzerüne tekrar göz devirdim.Bu adam laftan anlamıyordu.Geçen seneden beridir türkiyeye gelmemi istitordu ve bende her seferinde reddediyordum ama benim inatçı DEDEM bir türlü vazgeçmiyordu.

Sinirle soludum."Anlamıyormusun gelmek İSTEMİYORUM"son kelimeye bastırarak ve bağırarak söylemiştim.

"Bak kızım yurt dışında bir çok ülkeye gidip kendini kanıtladın.Gücünü gösterdin oralarda herkea seni tanırken senden korkarken buradakiler dalga geçiyor"durdu ve derin bir nefes aldı o da sinirlenmeye başlıyordu.

"İtiraz kabul etmiyorum Hazan Barut buraya türkiyeye geliyorsun ve ordaki insanları nasıl dize getirdiysen burdakileri de getiriyorsun"sonlara doğru sesi alaylı bir biçimde çıkmıştı,resmen gücümle dalga geçerek beni kışkırtmaya çalışıyordu.Normalde olsa bu tuzağa düşmezdim ama türkiyeye gitme fikri banada artık olumlu gelmeye başlıyordu."Offf...Tamam geliyorum"dedim ve birşey söylemesine izin vermeden kapadım telefonu suratına.

SELİM BARUT yer altı dünyasının Baş ismi herkesin adını bile duyduğunda altına kaçırmasına sebep olacak mafya babası ,yer üstünde bir çok ülkede holdingler zinciri olan dünyanın sayılı zengilerinden.Bense bu adamın torunu Hazan Barut.Ne büyük şans ama.Yer altı dünyasına 15 yaşında girmiş ve 3 senede yer altı dünyasına ismini kazımış bir kız.ilk adımım duyulduğu zamanı hatırlayınca...

"Dövüş klübümden çıkmış, kulübe yeni gelmiş abilerden duyduğum sokak dövüşünün yapılacağı yere doğru ilerliyordum.Büyük caddenin ara sokaklarından birine girdim ve İstanbulun şatafatlı ve ışıltılı görüntüsün arkasında gizlenen evsizlerin ,berduşların ve sarhoşların olduğu bu iğrenç sokağa girdim.

Etrafıma bakmadan düzce yürüdüm. sol tarafımdaki penceresiz binanın ordasındaki orta boylu demir kapıya doğru yaklaştım.elimi yumruk yapıp birkaç defa vurdum.elimde tuttuğum spor çantayı sıkıyordum.Heyecanlıydım.Birkaç vuruştan sonra kağının üstünden bir sürgü açıldı.

Kare şeklindeki sürgü ileri itildi,bir çift göz ile karşılaştım.ilk korksamda belli etmedim.adam soğuk bir sesle"Ne var ufaklık"dedi.Bu sinirlenmeme sebep olmuştu.aldırmadım,içeri girebilmem içim suyuna gitmem gerekecekti."Ben dövüşmek için geldim"bunu ciddi bir ses tonuyla söylemiştim ama adam anide kahkahalarıyla gülmeye başlamıştı.