Mommy or Kitty? | Yarı Text

4|Velet?

Bu arada medyaya aşık oldum halis mi o dövme
...

Yerde çarpılmış gibi, yüzükoyun yatan oğlana baktım. Yaklaşık beş dakika süren düşünme seansımın ardından hiç düşünmeden üzerindeki v yakayı bedeninden sıyırdım. Zarar görmemek adına acele ediyordum. Uzun v yakayı yanımdaki sevimli oğlana verdiğimde hızlıca üzerine geçirdi.

Ellerini arkasında birleştirdi utangaçça. Beli neredeyse yer ile paralel olacak kadar eğildi.

"Teşekkür ederim." Dedi doğrulmadan.

"Annecik yok mu?" Dedim merakla.

"Velet yok mu?" Dedi bana karşılık.

Yere bakan çenesini tutup tümüyle doğrulması için yukarı kaldırdım.

"Bahsettiğin sorun mu?" Dedim buruk bir merakla. Bu rahatsız ediciydi.

Konuşmak yerine sadece başını aşağı yukarı salladı.

"Kelimeler." Dedim uyarıcı ama nahif bir sesle.

"Evet." Diye zorla mırıldandı.

Bu esnada bulunduğumuz sokaktan çıkmıştık. Biraz ilerledik birlikte.

Boyu benden birkaç santim kısaydı. Minik vücudu yanımda bir erkek olarak garip durmasına sebep oluyordu. Aynı zamanda yüzü de.

Bacaklarının çıplak olması etraftakilerin dikkatini üzerimize çekiyordu. Rahatsız edici kısa bir yolculuğun ardından koca şirketin önünde durdum. Kendisi sanki babasının şirketiymiş gibi yürüyordu ama beni fark edince durdu.

Büyüktü ama mütevazı bir dekorasyonu varmış gibi duruyordu.

Kısa bir süzüşün ardından benimle gelen ufaklıkla birlikte şirkete adımladım.

Kapıdaki güvenliğe kendimi anlatacaktım ki ufaklık seslendi güvenliğe.

"Benimle birlikte."

Güvenlik endişeli bakışlarını bizim üzerimizde gezdirdikten sonra şirkete girmemiz için yol verdi. İlk baştakinin aksine artık o önde ben arkada yürüyorduk.

Şirketteki birçok çalışan üzüntü ve şefkatle bakıyordu ufaklığa.

Acaba cidden babasının şirketi mi..?

Üç genç kadın çalışan birbirlerine kin dolu bakışlar atarak ufaklık ve benin etrafımda toplandılar.

Biri "Luke, iyi misin. Neden çok yorgun gibi yürüyorsun?" Diye sordu.

Çocuk sikildi de ondan.

Öteki "Üzerinde kıyafetsiz gelmezdin hiç, yoksa yanındaki hanıma cilve mi yapıyorsun" dedi bana iğrenerek bakarken.

Sen ona cilve yapma da, o bana yapar.

Öteki "Yüzün kızarmış, yoksa seni utandırdı mı! Vay haysiye-" derken yüzüne yapıştırdım bir tane.

Hak ettin ama...

Gözleri öfkeden kızarmış bana bakıyordu yanağını tutarak. Yediği Osmanlı tokadı onu kolay kendine getirmemişti.

Tam o da bana tokat atmak için elini kaldırmıştı ki daha büyük ve kemikli eller bileğini kavradı ve buna engel oldu.

Yuh! Çüş! Deve! Oha!
Bu nasıl bir zamanlama, bu nasıl bir tip!

Sinirli bir şekilde bize baktı teker teker. Bakışları isminin Luke olduğunu öğrendiğim ufaklıkta takılı kaldı.

Ama nasıl bir kalma! Görseniz, sanki hesap soracak niye böyle giyiniyorsun diye. Sana ne oğlum. Bakmasana çocuğa!