"her 50-100 TL'lik bağışta yayın süresi 45 dakika, 10-50 TL'lik bağışta 30 dakika, 100-500 TL'lik bağışta 1.5 saat, 500-100 TL ve üzeri bağışta 2 saat artıyor." koltuğa yaslanarak oldukça rahat söylüyordu bu cümleyi. kitlesinin bugün bağış yapmayacağına mı güveniyordu yoksa saatlerce uyanık kalabileceğine mi?
belimin arkasına mint yeşili yastığı koyup sehpadaki kahveyi elime alıp içmeye başladım, o ise ekipten arkadaşları sesli konuşmaya geç katıldığı için sitem ediyordu.
"bugün günlerden savaş, pamuk eller ceplere asker."
discord'da konuşan ferdi'yi duyuyorduk. altay'la çok yakın arkadaşlardı, hem de ekipteki 4-5 kişiden birisiydi. aslında kerem de altay'ı en az ferdi kadar tanıyordu. daha lisede bir yurt odasında youtube üzerinden canlı yayınlar açtığı zamandan beri tanıyordu onu, çok fazla yorum yapmazdı fakat birisi gerçekten onu bu zamanlardan tanıyıp tanımadığını sorsa elinde kanıtları fazlaydı. altay hep 100, 200, 300 takipçiye ulaştığında bunu instagram üzerinden paylaşırdı ve keremde paylaşımları ss alırdı.
"eveet agalar, öncelikle karın doymalı değil mi? yemek yapacağım."
dolaptaki eşyaları çıkardığında, pizza yapacağını anlamıştım. "bugünkü menümüz; pizza ve patates kızartması. abi çok yiyorsun kilo alacaksın davar kadar oldun, lokmalarımı mı sayıyorsun aşk olsun yakıştıramadım." son cümleyi söylerken kafasını sağa sola sallamıştı.
"tabii ki de kendim hamur yoğurmayacağım, gittim bizim aşağı mahalledeki ismet ustanın fırınından yarım kilo ekmek hamuru aldım geldim. abi evin ifşalandı, gelin birlikte yiyelim."
onu gerçekten çok seviyordum, yıllar geçse de takipçisinin artma egosuna kapılmamış ilk zamanlarda nasılsa öyle kalmıştı. hep hasta olan çocukları paylaşır, onların sağlığına kavuşması için elinden geleni yapardı. sıcakkanlı birisiydi.
"abi 10 milyon olduğunda ne yapacaksın, aranızdan bir kişiyi seçip bizimkilerle onun evinde kutlama yapmayı planlıyorum. yayın açarız, oyun oynarız, vakit geçiririz kısacası. 10 milyona az kalmış zaten, story'de duyururum bütün şartları."
eline aldığı hamurunu yağladığı tepsiye yaymıştı. "babanda mı pizzacıydı bee." kendini övmeyi assla ihmal etmezdi. paketinden sosisleri çıkarıp doğramaya başladığında kahvemi bitirdiğim için kahve almaya kalkmıştım. elimde telefonla geziniyordum.
"agalar şimdi sosisle sucuğu karıştırıp pizzaya koymayı düşünüyorum. abi zeytin de koysana çıkarmamışsın, ben zeytin sevmem aga."
arada bir chat'e bakıyor, chattekilerle sohbet ediyordu. bazen gerçekten onunla arkadaş olmak, ekibinden birisi olmak istiyordum. ne de olsa kafa dengi birisiydi, sempatikti, bir arkadaşta insanın aradığı tüm özelliklere sahipti. dolaptaki kahveyi alıp kahve makinesine dökmüş, hazır olduğunda fincana boşaltıp geri yerime dönmüştüm. ben bunlarla uğraşırken o çoktan pizzasının malzemelerini eklemişti.
"abi soğan eklesene, kardeşim gareziniz mi var sizin benle?" arkasını kameraya dönmüş, arka planda gözüken fırını ayarlamıştı. "fırın biraz ısınsın bakalım."
yaklaşık 10-15 dakika sonra pizzayı fırına koymuş, tezgahın diğer tarafında duran bar taburelerine oturup chat'i okumaya başlamıştı.
"abi hangi şampuanı kullanıyorsun, pantene. altay hangi takımlısın, üzerimde Fenerbahçe forması olduğuna göre menemenspor yavrum."
yavrum.. genelde çok kullanırdı yavrum kelimesini. onun için sıradan gelse de, onunla özdeşleşmiş bu kelime onu fazlaca çekici yapıyordu.
"anaaa benim fırında pizzam vardı."
kamerayı hiç o tarafa çevirmeden fırın eldivenlerini eline takıp fırına doğru gitmişti. "eveet, pizzamız hazıırr."
beş dakika sonra kamerayı eline almış, odasına gidiyordu. "biraz daha soğusun alırım ben bir dilim. abi bir dilimle doyacak mısın, doymazsam ikinciyi yerim."
bu cümleyi söylerken o kadar tatlıydı ki, tatlılık krizinden bayılmak üzereydim. bir süre telefonuyla ilgilenmiş, ardından geri yayına dönmüştü. telefonuyla ilgilenirken çok mutlu gözüküyordu, sevgilisi mi vardı acaba? yoktur, olsaydı medyaya yansıtmaktan çekinmezdi. ya kız altayın ününden rahatsızsa ve medyaya yansımasını istemiyorsa? kafamda bu soruları düşünüyordum fakat bir süre sonra ara vermiştim düşünmeye; altay olgun bir bireydi ve kimsenin ona karışma hakkı yoktu. her ne kadar onu yakından tanısak, çok sevsekte ona karışamazdık.
"beş dakikanızı rica edeceğim."
telefonu masaya bırakmış, mutfağa gitmişti. elinde bir tabak pizza ve bir kutu kolayla geri dönmüştü. onun arkasından kedisi nera da içeri girmişti. önce pizzayı ve kolayı masaya bıraktı, ardından dolaptan kedi mamasını alıp kenardaki mama kabına döktü.
"nera'nın da karnını doyurduğumuza göre, şimdi kendi karnımı doyurabilirim."
bacaklarını kendisine çekmiş, pizzadan bir dilim alıp yemeye başlamıştı. genelde bir şeyler izlerken ve ya yerken bacaklarını kendine çekip yerdi ve ya izlerdi.
"abi boyun kaç, en son 1.98 diye ölçülmüştüm uzamamışımdır her halde."
söylediği cümle ile gözlerim açılmışdı, iki metre miydi? iki metre insan mı olurdu? kapılardan nasıl geçiyordu evine nasıl sığıyordu bu adam?
tek bacağını aşağı indirmiş, açtığı videoyu izliyordu. "ya ben çok seviyorum ceyda ablayı." koyu bir can olduğu belliydi. "çok isterdim ya talk show'a falan katılmak, hoş olurdu yani." durdurduğu videoya devam etmişti. "aşırı eğlenceliler bence, ben çok seviyorum açıkçası. tek ceyda ablayı değil aslında, her ikisinide. hatta dördünü, şila ve ritayı da."
yemeğini bitirdikten sonra koltuğunun yanında miyavlayan kedisini kucağına almıştı. "kurban olurum sana ben. nera kaç yaşında, nera daha 11 aylık. abi bakımı zor değil mi, alıştıktan sonra değil yavrum."
yavrum.. yine bu kelimeyi kullanıyordu, muhtemelen ekran karşısında eridiğimi bilmiyordu.
eved arkadaslarim canim arkadaslarim
mac oncesi bir motivasyon seysi olsun dedim
acikcasi benim en sevdiğim ficim bu oldu
ileriki bolumleri bundan daha uzun yapmaya çalışıcam (ki uzun yaptim dedigim hâli budur)
umarim begenirsiniz, ileriki bolumler hatta tanışma fasli hakkinda falan aklımda bir suru fikir var
umarım sevdiginiz bir bolum olmustur
vote verip yorum yapmayi, en onemlisi gulumsemeyi unutmayın
gorusuruz, seviliyorsunuz❤️🩹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
infatuation, alker
Fanficon milyon takipçili twitch yayıncısı altay bayındır ve onun en başından beri fanı olan kerem aktürkoğlu. infatuation, delicesine aşık olmak demektir. başlangıç tarihi: 07.08.2023