"Seungmin, sabahtan beri trip atıyorsun! Hadi ama? Amacın ne, söylesene!" dedi Hyunjin. Seungmin, bütün gün onunla konuşmamıştı, dün gece buluşacaklardı, ama evine de gelmemiş, gelmeyeceğine dair mesaj da atmamıştı. Başına birşey gelmişti sanırım, diye düşündü.
"ÖYLE MI? NEDEN TRIP ATTIĞIMI BILMIYOR MUSUN? DAHA DOĞRUSU, SENCE TRIP MI ATIYORUM?" diye bağırdı Seungmin. Yeterdi artık. Hiçbirşey bilmiyor numarası yapmayi kesmesi gerekiyordu Hyunjin'in.
"Dün ben seni eve davet ettim, film izlemek için, ve sen gelmedin?" dedi Hyunjin. Ne? Gelmedin mi demişti o? Sabır dedi Seungmin içinden. Sabaha kadar beni siken sen değildin sanki, diye düşündü.
"Gelmedim mi? Hadi ya? Öyle mi olmuş Hwang?"
"Illaki kameraları mi göstermem gerekiyor bana inanman için? Gel-me-din!"
ikisi de sinirliydi. Seungmin, bu duruma daha fazla dayanamayip içindekileri döktü."Gecen gece yatırıp sabaha kadar beni siken, sonra kafama silah dayayan, en sonunda da üzerime mum döken de ebemdi zaten!" Seungmin bunu dedikten sonra, Minho gözüktü uzaktan.
"Oo Seungmin, dün gece yaşananları hatırlamana sevindim. Çok iyiydin ama. Tekrarlayalım." dedi hafiften sesini yükselterek. Seungmin, kelimenin tek anlamıyla donmuştu. Ağzını açmasına izin vermeden, Minho konuşmaya devam etti.
"Hyunjin'in makyajını ve saçını yapan herkesi o sanıyorsan, seninle işimiz var daha minnie~"
"Sen ne demek istiyorsun?" dedi Seungmin. Şaşkınlıktan zor konuşuyordu.
"Dün gece seni altıma ben aldım diyorum. Öyle kendini kaptırmıştin ki, yan tarafımızda bizi izleyen 3 kediyi görmedin bile. Bu kadar zevk aldığını bilmiyordum." dedi Minho. Kahkahalarla gülüyordu.
"Seni varya, öldürürüm Minho, yada vazgeçtim, bana yaptıklarının aynısını yapacağım sana."
"Sen mi? 3 cm sikinle mi? Kim kimi altına alıyor çok belli değil mi zaten?"