1,6

139 22 17
                                    


Rosé den

"Oğlum ama bak kardeşin sana gelirken bisiklet getirecekmiş" Jiminin saçma sapan konuşmasına göz devirerek yalandan ağlamaya çalışan oğluma döndüm "min bebeğim bak ama abilerin sen geldiğinde ağlamamışlardı onlar sana gelme demediler sen şimdi neden kardeşini istemiyorsun?" Diyerek ortaya bir yalan attım umarım bu sefer kabul ederdi

"Anneme de hasta oluyorum yani sanki ben çok istedim min-ho'yla min'i" cha-min'in konuşmasıyla arkamı döndüm " sanki ben seni çok istedim hiçte istemedim seni ama olunca oluyor yani ne yapalım?" Ro-min' de cha-min'e karşılık onu istemediğini belirtmişti

"Tamam gelsin ama onu sevmeyin" min sahte göz yaşlarını silip bana sarıldı onu kucağıma alıp sulu yanaklarına öpücük kondurdum "benim için hepiniz aynısınız hepinizi aynı derecede seviyorum" dedim "banane beni daha çok sev" gözlerimi büyülterek min'e baktım "aynı annen Chae hiç itiraz etme" jimin'e dönüp kaş göz yaparak arkasını işaret ettim annemin gittiğini sanıyordu ama annem burdaydı

"Ne o damat karının annesi değil miyim tabiki bana benzeyecek o benim favori torunum" annemin sinir bozucu bir şekilde kahve içermesine karşılık Jimin yüzünü buruşturmuştu

"Ama sen chaeyoung bana hiç benzememişsin aynı baban gibisin aklın fikrin hep çocuk yapmakta hayır yani hiç mi basın ağırmıyor hiç mi bıkmıyorsun ben anlamadım" annem kahveden sesli bir şekilde bir yudum daha almıştı "iyiki senin gibi asalak değil bir de öyle olsa şimdiye bitmiştik" Jimin'in sessizce konuşmasına karşılık içimden annemin duymaması için dua ediyordum "asalak mi?" Ki annemin kulaklarından hiçbir şey kaçmaz

"Yanlış anladın anne Jimin öyle bir şey demedi hem ayrıca şu kahveyi de şapırdatmadan iç midem bulanıyor" dedim konuyu değiştirmek amacıyla "kızım ben senin miden neden bulanıyor şimdi söylemek isterdim ama çocukların önünde çok ayıp olur" dedi annem imalı bir şekilde

"Chae hayatım şimdi çocuğumuzun adını ne koyacağız?" Dedi Jimin ben cevap veremeden annem atlamıştı olaya "bence Timuçin olsun" "Timuçin ne anne?" "İsim işte kızım" "biraz komik geldi de bana" "olmadı benim adımı koyun?" "Yok artık" jimin'in birden ağızında çıkan yok artık kelimesiyle annem elindeki kahveyi masaya bırakıp jimin'e döndü "yok artık derken damat?" Dedi annem "şey yani hani belki yine erkek olur o yüzden dedin değil mi hayatım?" "Hm hm o yüzden" "ben diyorum ki bende içinde min olan isimleri seçelim" dedim

"Asmin koyalım mı?" Dedi Jimin "olur bence çok güzel yanı en azından Timuçin'den güzel bir isim" dedim "siz ne anlarsınız güzel isimden" Dedi annem "anne adımı Margaret koyuyordun? Babam gidip kimliğime roseanne yazdırmasaydı şuan adım Margaret park chaeyoung'dı" dedim "nesi varmış Margaret'in? Anneannenin ismiydi gayette güzel?"

"Tamam bu isim işini sonra düşünürüz daha önümüzde 9 ay var hayatım ben şirkete gidiyorum" "ama Jimin daha hiçbir şey yemedin ki?" "Emin ol doydum birtanem" "sevgilinle mi giyeceksin?" Annemin araya girmesiyle anneme göz devirip Jimin'i yanağından öptüm "akşam görüşürüz ve sakın yemek yemeği unutma biliyorsun öğrenirim" dedim "tamam tamam yerim seni seviyorum"dedi Jimin annemin duymayacağı bir ses tonunda "bende"

~ bölüm sonu~

~ bölüm sonu~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Quarte GarçonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin