Selamlar. Ficimi yeniden düzenliyorum bölümler artık daha uzun olacak.oy vermeyi unutmayalım.
Önce kendimden bahsetmem gerekecek.
Ben LEE MINHO. Namı değer sevgisiz çocuk. Nasıl mı sevgisiz? Çok konuşmam gerekecek. Doğulduğum günden beri o güzel dünyaya muhtaç kalmış bir çocuk..
Bunları ben daha beş yada dört yaşımdayken hatırlıyorum.Sadece bir çocuk gibi davrana bileceğim bir yaş bence. Babam her şeye kızan bir tiptir.Ben sadece sesli güldüm diye hayatımı karartan,notlarım yüksek olmadı diye kemerle döven annem,öğretmenim haksız yere babama beni şikayet ederken açıklama bile yapmama izin vermeden beni yine döven babam,sadece iyi bir yazım olsun diye ellerim sulanana kadar demirle vuran annem,karanlıkta tekbasima uyuyamadım diye yine döven babam ve daha fazlası..
Bu kadar acımasızlık Çok degilmi sadece bir çocuk için..
Daha anlatacak şeylerimiz çok ve zorlu.Okula başladığımda bile doğru dürüst arkadaş edinemedim. Ama biliyomusunuz hep ama hep mutlu gözükmeye çalıştım bana kötülük zorbalık yapanlara bile iyi davranmaya çalıştım. Neden mi? Bilmiyorum.
Sadece sevilmek hissini hiss etmek istedim belkide ..
Belki o zaman değerimi anlarlar,belki o zaman sevilirim, belki o zaman yaralarımı saran biriyle karşılaşırım diye..
Defalarca vurdu babam bana.Okula morarmış kollarla gitmek ne kadar acı geldi biliyomusunuz..Ve en acısı bu bile değil.Insan Bi yerden sonra dayanamazdır değil mi? Bence dayanamaz diye düşünüyorum.Diğer çocukların,yaşıtlarımın hayatına bakınca atmak istiyorum kendimi.Hep mi yetersiz kalacaktım ben? Hiç mi sevilemiyicektim?
Babam belkide haklıydı..Muhtaçtım ben ve sevilmeyi hak edecek biri değildim..
Mutlu bir hikayem olsun isterdim.
Okulda hep dalga konusuydum. Şişkin ve kızarık yanaklarım,tombul bedenim,inek gibi çalışmamla dalga konusu olurdum.O zamanlar çok umursazmadım . Ama zaman geçtikçe daha da ağır geliyor insana.
Evin tek çocuğuyum. Ama hiçte şımarık Bi çocuk olmadım. Çünkü babamın istediği gibi bir çocuk olursam beni severdi.yani öyle düşünüyordum..
Maddi durumumuz çok iyi değildi ama yaşamaya yetiyordu işte. Okulumdaki çocukların hepsinin ayrı bir aktivite odağı vardı.Ama benim ne kadar yeteneğim olsada hiçbirinin arkasında duramıyordum işte..
Oyunculuk yeteneğim gerçekten çok iyiydi.Hep bena okulda projelerde yer
verirdiler.Ama babam buna hep kızar hep azarlardı beni.
Resimlerimde okulda çok tanınırdı.Ve bu yüzden benimle arkadaş olmaya gelirdiler.Ve ben saf biri olduğumdan bu arkadaşlıkları sadece beni ben olduğum için, severek geldikleri için olduğunu düşünüyordum. Ama yanılmışım tabiki.Bu arkadaşlıklar çok sürmezmiş .Ne bekliyordum ki zaten..
Bu arkadaşlıklar öğretmenin gözüne girip yerimi alana kadardı sadece.Yani hepsi bir yalan üzerine kurulmuş.Daha doğru söylersek duygularım üzerine kurulmuştu.
O zamanlarda gerçek bir- iki tane arkadaşım oldu. Ama ben onlar için en iyisi değildim.Hep ikinci planda kaldım.Hep ikinci arkadaş. Sanki iki cepte para saklıyormuş gibi.
Hep ihanete uğradım ama hiç değişmedim.Kendime zarar verdim ama hep mutlu gözüktüm hep dik durmaya çalıştım. İnsanlarda öyle sevmezmiydiki ?
Artık büyüyordum. Ama yine de sevgiye açtım. Uyurken hiç değişmeyen bir hayal kurarak,soru sorarak uyurdum.
"acaba Bir gün beni ben olduğum için seven biri olurmuydu?sevilirmiydim?"
Tek şeyi iyi biliyordum.Hep güvenir inanırdım ama en önemlisi severdim..
Yaşım arttıkça düşüncelerim artıyor kafam doluyor,beynimi yıkamam gerekiyordu.~
Kafamdaki düşünceler hiç bitmeyecek gibiydi.Susturmaya çalışıyordum ama asla susmak istemiyordular.Bazen kendimi deli zann ederdim.Niye bana kötü davrananlara iyi davranmalıyďım ki?
Belkide küçük Minho bunu isterdi.İki kişiliğim vardı sanki.Güneşin ışıkları gözükürken mutlu,gece aydınlığı kapatırken yükleri omzuna atılmış gerçek ben oluyordum..
Gerçeklerle yüzleşmek gerçekten acı verici. Neden hiç arkadaşım yoktu,neden ailem beni sevmiyordu,hep yetersizdim,içimi dökmeye ,satırlarımı dökmeye neden Bi insan yoktu yanımda ?
Kafam karıştıkca daha dibe vuruyordum.Alerjim daha da artıyor kollarım ,ellerim kesik kesik oluyordu.Daha güçsüz oluyordum.Ama güçsüz yanımı kimseye göstermemeliydim değil mi?
Kendi kendime konuşmaya başladım zamanla.Herkes sahte ve tek seferlikti.Gerçek beni keşfetmeye bile cesaret etmiyordular. Kendi kendime konuştukça daha da delirdiğimi fark ettim.Düşüncelerim gerçekten sonsuz derinliği olan bir kuyu gibi beni içine çekiyordu. Kafamdaki sesleri durduramadım..Durmuyordular
Daha 13 yaşındaydım.Dogum günümdü hickimse hatırlamıştı,kutlamamıştı bile. Dayanamıyordum .Gerçekten kafamdakile laf geçiremiyordum. Belki ölürsem daha iyi ola bilirdi hersey.Herseyi ancak ölürsem unuta bilirdim.Beni mezarıma gül koyarken seve bilirdiler.
Düşündüğünüz şeyi yaptım. İntihar:)
Kan dondurucu değil mi?Elime gelen ilacı alerji,uyku,tansiyon,kalp elime ne geldiyse aldım ve içtim.Artik duracaktı zaman,duracaktı katlanamadığım acılar, arkadaşlarım belki de yoktu ama onlarda üzülmeliydi, düşüncelerimle birlikte kalbim de durmalıydı,yani öyle düşünüyordum..
Son mektubumda sadece bir şey yazmak istedim."belkide kaderimde sevilmemek varmış ha?"
İlaçları içtiğimde hiss ettiğim acıları biranda hiss etmediğimi fark ettim,kanım donmuştu, bir kaç saniye sonra zaten yere yığılmıştım.Haraket edemiyordum haliyle. Başımı kötü çarptığıma emindim.
Olucak mıydı istedikleri,böyle olunca sevicekmiydiler beni?hayallerim gerçek olucak mıydı sonunda?~Minhomuzun hikayesi biraz üzücü olacak galiba.Şimdiden okuyanlara keyifler dilerim.Bu arada ilk ficim eheehe.oy vermeyi unutmayın muahh
YOU ARE READING
kader miydi bu?/minsung
FanfictionKalbi rahatsız ve sorunları olan minho evden uzaklaşmak için ormana doğru koşar. Koştuğu için kalbi daha çok atmaya başlarken bayılır. Jisung hergun ölen abisinin anısını hatırlamak için ormana geliyordur. Ve minhoyu kendisine getirir☆