Kafamda çalan bip bip sesiyle elimi hemen yanımda duran komidinin üzerine götürüp telefonuma uzanmaya çalıştım. Alarmım çalıyordu.Kahretsin ki bugün okul vardı.
Üç ay boyunca o kadar alışmıştım ki zorbalanmamaya, bugün nasıl geçicekti düşünemiyorum.
Telefonu elime alıp saate baktım.
7:30
Hazırlanıp okula gitmem için daha yarım saat vardı. Ayaklanıp lavaboya doğru ilerledim, yüzümü yıkıcaktım.
Mutfağa geçip kahve yaptım,odama geçtim. Akşamdan formamı hazırlayıp bir köşeye koymuştum.
Üstümü giyinip aynadan kendime baktım. Baya değişmiştim. İstediğimde buydu zaten. Merak ediyordum, beni böyle görünce ne tepki vericek diye.
7:50
Kapıyı açıp, ayakkabılarımı giydim. Kapıyı kapatırkende kendime hatırlatma yaptım.
Artık eski sen değilsin.
7:55
Okulun önündeydim. Yeni gelen öğrenciler etrafa dağılmış kendilerine arkadaş edinmeye çalışıyorlardı.
Ben edinmek istemiyordum.Yeni öğrenci olmadığım için demiyordum.
Eski Jungkook olsaydı birileriyle konuşmak isterdi ama şuan gerek yoktu.Çünkü okulun bahçesinden içeri girdiğim an herkes bana bakmaya başlamıştı.
Kesin içlerinden tanışmak geçiyordu. Tanışıp, arkadaş olmak. Bana tuhaf gelen o kelimeyi olmak istiyorlardı.
Artık ihtiyacım yoktu. Bu dönem benim için kaydını buraya aldıran kuzenim vardı.
Bana yapılan bütün zorbalıkları biliyordu.Çünkü her gün ona ağlayarak anlatıyordum.
Her şeyimi paylaşırdım onunla. Günlerimi, saatlerimi, yemeklerimi,sırlarımı. Fakat tek bir sırrım vardı ona söylemediğim. Kim Taehyung'dan deli gibi hoşlandığım sır.
Söylemek istemedim hiç, diyeceği şeyleri biliyordum. "Sen salak mısın? Sana neler neler yapıyor birde ondan hoşlanıyor musun? Başka insan mı kalmadı niye illa o? Yetmedi mi sana yaptıkları birde kalbinle mi oynasın istiyorsun? Niye kendine bunu yapıyorsun, sonunun nasıl biteceği belli değil mi? Seni kırıcak,üzülmeni istemiyorum" bende istemiyorum ama kalbime söz geçiremiyorum.
Değişmiştim,evet. Hemde herseyimle. Fakat aynı kalan tek şey vardı. O da kalbim.
Ona söz geçiremiyordum. Neyse ki kalbimle değil aklımla düşünürdüm. Eğer duygularımın beni yönlendirmesine izin verirsem daha da dibe batardım.
İlerlemem gerekiyordu. Bana baktıklarını gördükçe yavaşlamaya ve olduğum yerde durmaya başlamıştım.
Kıpırdayamıyordum.
Bundan korkuyordum ve korktuğum başıma gelmişti. İlk günün böyle olmasını hiç istemezdim.
"Sonunda buldum seni!" Omzuma dolanan kolla buzum çözülmüş gibi hissettim, baştan aşağı bir titreme sardı.
"İyi misin?" Kafamı yana çevirip önce yanımdaki kuzenime ardından çevrede bana bakanlara baktım.
Ardından tekrar Jimin'e dönüp "İyiyim, sorun yok" dedim.
Yalan değildi.Artık sorun yoktu. O yanıma gelince bütün içimdeki sıkıntı buharlaşıp gitmişti.
"Hadi bakim olm gezdir beni boşuna mı seni aradım rehberlik etmen için" omzumdaki elini itip, kafamı başka yere çevirdim.
"Başkasından isteseydin o zaman. Beni beklemek zorunda değildin" kafamı tekrar ona çevirdiğimde beni gafil avlamıştı.
"Hadi ama yapma şu yüzü dayanamıyorum biliyosun" köpek yavru yüzüne dayanamazdım ve bu şerefsiz bunu çok iyi yapıyordu.
"Biliyorum, bu yüzden yapıyorum mal" anan mal demek isterdim fakat aynı zamanda teyzeme bunu demekte istemezdim.
"Hadi ilerle" koluma girip iyice yanıma sokulmaya başladı.
"Sırnaşma da düzgün yürüyüm." Kolumu bırakıp bana gülerek bakmaya başladı.
"Sen normalde de düzgün yürüyemezsin ki Jungkook neyden bahsediyon?" Haha çok komikti soktuğumun kuzeni.
"Jimin tamam yürü hadi önden valla vurarım kafana aynı şu fare vurma oyunu gibi sokarım seni yere" git gide sinirlenmeye başlayan sesimle son sözlerimi söyledim. Göz devirip önüme geçti.
8:00
Ders zili çalmasıyla bu yıl ki sınıfıma gitmiştim. Tek başımaydım. Çünkü jiminle farklı sınıflardaydık. Sorun değildi sonuçta koridora çıktığım anda karşımdaki sınıfta olucaktı.
Sınıfa girdiğimde gözler hemen benim üzerime lazer tutulmuşçasına gezindi. Tanımaya çalıştılar. Böyle tıpkı akraba düğününde kimin çocuğu olduğumu bulmaya çalışan kişiler gibiydiler. Ne komik.
Hak veriyordum. Eski ben ile şimdiki beni karşılaştırsak iki resim arasındaki 7 farkı bulun olur size 82 fark.
Gözüme kestirdiğim boş sıraya geçtim. Etrafıma olabildiğince bakmamaya çalıştım ama hissediliyordu. Her bir gözün nerelerimde gezindiğini hissediyordum.
Bir anda gözlerin çekildiğini hissettim. Artık odak noktaları ben değildim. İlgilerini başka bir şey çekmişti.
Kafamı eğdiğim sıradan çekip arkamdaki kapıya baktım.
O gelmişti. Bana bakıyordu. Yüzünde anladıramadığım bir ifade vardı. Oysaki ben şaşırmasını beklerdim. Yaptığı şeylerin, söylediği sözlerin bir insanda ne kadar etkili olduğunu gördüğünde şaşıracağını düşünmüştüm ama görünüşe göre yanılmıştım.
Çünkü bu ifade şaşırmaktan çok uzaktı. Kim Taehyung şimdiye kadar ezbere bildiğim bütün ifadelerinden farklı bir ifade takınmıştı.
**
Selamlarr.Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnnn soaoaooaoa.!:&&2@/₺-
~nya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chanse | Taekook
FanfictionBir şeyleri değiştirmek çok zordur hele ki değiştirmek istediğiniz şey kendinizse ama ben bunu başarmıştım hem de Kim Taehyung sayesinde. •semetae •ukekook •ikincific •eğlencesine yazılıyor •yazım yanlışları sevablarımdan fazladır •smut olur belkims...