Miraç AksoyKitaplarımın üzerinde uyuya kalmıştım. Yanımda duran telefonumun ekranından saate baktığımda bayadır uyuduğumu fark ettim. "03:14" En son ders çalışmak için saat "23:15" te oturmuştum. Muhtemelen kısa bir süre sonra da uyuya kalmıştım. Telefonumun ekranına baktım. Bildirim yoktu. Muhtemelen Hanne de uyuya kalmıştı. Zaten yorgundu. Uygulamaya girip mesaj atma kararı aldım.
Miracaksoyy: Ben uyuya kalmışım ya
Miracaksoyy: İyi gecelerin olsun:)
Miracaksoyy: Bütün gecelerin iyi olsun:)
Mesaj sayfasından çıkıp yatağıma ilerledim. Yatak başlığımın hemen yanında priz vardı. Bu sanırım bu evin içinde ki tek şansımdı. Ama işe bakın ki ben de telefonla çok ilgilenen bir insan değildim. Bu sebeple bu bile bir fayda vermiyordu. Ama bu aralar telefonum benim için her şeyden değerliydi. Çünkü içersinde Hanne vardı. "Hanne" benim için bu aralar başlı başına bir konu. Test kitaplarımla bile arama girdi. Arkadaşlarım test kitaplarımla ilişki yaşadığımı hatta hayatımda muhtemelen onlardan başka birşeyin de olmayacağını söylüyordu. Şuan Hanne benim için test kitaplarımdan daha önemli. Ondan hoşlandığımı zaten biliyorum. Bunu kabulleneli çok olmadı. Biz konuşmaya başlayalı da çok olmadı. Düşüncelerimden sıyrılıp uykuya tekrar dalmam uzun sürmedi.
...
Sabah alarmımın sesiyle uyanmış hazırlanıp okula gitmiştim. Okuldan sonra da dershaneye geçmiş şimdi de eve geçiyordum. Aslında hiç eve geçesim de yoktu. Arkadaşlarımla buluşabilirdim aslında. Gruba mesaj atmaya karar verdim.
-WhatsApp-
✨crazy guys✨
(Evet bu müthiş isim tabi ki de Efe' den çıktı. Deli adamlar ne gibi bir deliliğimiz var bilmiyorum ama neyse.)
Miraç: Ne yapıyorsunuz?
Efe: Oturuyorum sen ne yapıyorsun
Ömer: Ben de aynı dershaneden çıktım.
Fatih: Ben sevgilimleyim geziyoruz.
Miraç: Buluşalım mı? Parkta otururuz öyle
Efe: Cips ve kola varsa ben de varım.
Ömer: Aynı şekilde ben de
Miraç: Hadi ben alıp geçiyorum o zaman
Miraç: Sahilde ki parka geçiyorum.
Efe: Tamamdır geliyorum ben de
Ömer: Ben de çıktım.
Fatih: Ben size sonra katılırım.
Mesajlardan çıktığım gibi yan sokağımda bulunan markete doğru ilerledim. Hanne ile bugün sadece sabah konuşmuştuk. Tahmin ettiğim gibi o da uyuya kalmıştı. Sabah namazında annesi onu uyandırmıştı. Sonrasında ise bir daha konuşmamıştık. Sahile geçtiğim de çocuklar gelene kadar onunla konuşmayı istiyordum. Marketten iki paket cips ve bir büyük kola aldıktan sonra elimde ki poşet ile parka doğru ilerlemeye başladım. Aynı zamanda telefonumdan tumblr'a girip Hanne ile olan mesaj sayfamıza girdim.
Miracaksoyy: Ne yapıyorsun?
Miracaksoyy: Günün nasıl geçiyor?
Miracaksoyy: Hala ağrıların var mı?
Sabah annesi uyandırana kadar masada uyuduğu için boynu tutulmuştu. Sabah konuştuğumuz da ise boynunun ağrıdığından bahsetmişti. Haliyle aklım da ondaydı. Gelen bildirim sesiyle dikkatimi telefonuma verdim.
Mavibikelebekk: Yeni eve geldim ben de anneme yardım ediyorum yemek yapıyoruz.
Mavibikelebekk: Güzel diyebilirdim hala boynum ağrıyor olmasaydı.
Mavibikelebekk: Senin ki nasıl geçiyor?
Miracaksoyy: İyi benim ki şimdi parka geldim ben de arkadaşlarımı bekliyorum
Miracaksoyy: Ama senin için üzüldüm.
Miracaksoyy: Yemeğini yedikten sonra ilaç içip biraz dinlen belki iyi gelir.
Mavibikelebekk: Tamam öyle yaparım.
Mavibikelebekk: Annem çağırıyor sofrayı sericez sanırım.
Mavibikelebekk: Sana iyi eğlenceler:)
Miracaksoyy: Teşekkür ederim
Miracaksoyy: Beni haberdar etmeyi unutma aklım sen de kalır
Mavibikelebekk: Tamamdır:))
Telefondan kafamı kaldırdığımda karşımda Efe' yi görmeyi beklemiyordum açıkçası. Gözlerini bana dikmiş şüpheli bir şekilde bana bakıyordu. Telefonumun ekranını kapatıp yanıma koydum. Efe'nin gözlerini hala üzerimde hissediyordum. Kafamı kaldırıp etrafıma bakındım Ömer daha gelmemişti. Efe'nın bakışlarına daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladım. "Ne bakıyorsun ya öyle?" Dememe kalmadan Efe de konuşmaya başladı. "Sen kiminle konuşuyorsun? Üstelik sırıtarak!" Hanne den bahsetmemiştim. Bahsetmeyi elbette düşünüyordum lakin o gün bugün değildi. Yani ben öyle düşünüyordum ta ki Efe'ye yakalanana kadar.
"Ben biriyle konuşuyorum."
Efe'nin şaşırdığını gözlerinden bile okuyabiliyordum.
"Sen ciddisin yani?"
"Tabi ki ciddiyim Efe. Şaka yapıyor gibi mi gözüküyorum."
"Peki kim bu şanslı kızımız? Tanıyor muyuz bari?"
"Hayır tanımıyorsunuz. Senin bahsettiğim bı uygulama vardı ya Tumblr. Oradan konuşuyoruz. Adı Hanne 16 yaşında."
Ömer'in geldiğini fark etmemizle Efe'ye döndüm.
"Şimdilik aramızda kalsın"
"Peki kalsın kalmasına ama bunun burada kapandığını hiç sanma anlatıcaksın."
Ömer'in yanımıza varmasıyla birlikte Efe konuyu değiştirmiş ve muhabbet başlatmıştı. Ama benim aklım Hanne de idi. Belli bir yerden sonra muhabbete katılmaya karar verdim. Onlar bana iyi geliyorlardı.
7. Bölümün sonuuu
Hayallerime giden yola bir yıldız da siz koyarsanız çok mutlu olurumm.
Bu arada Instagram hesabımız:
-sadecekubradiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Zambak
Teen Fiction"Rabbim, sen beni harama bulaştırmadan nasibime ulaştır. Hakkımda ne hayırlıysa bana onu yaşattır. Böyle bir günaha bulaşmak istemiyorum lakin nefsime yenik düşüyorum. Sen bana yardım eyle. Beni doğru olan yoldan ayırma. Yanlış yollara sapmaktan, gü...