°•19•°

470 51 64
                                    

Bu gerçek bölüm üzgünüm yanlışlıkla yayınlaya bastım. Bu amk uygulaması da demiyor ki insanların eli yanlışlıkla çarpabilir bir sorayım emin misin diye pat diye yayınlıyor ya sinir oluyorumm

Ay neyse

İyi okumalarr~

Minho:

Jeongin'in dalgın sesiyle hepimiz ona dönerken o elini cam platforma yaslamış, odaklanmaya çalışır gibi gözlerini yummuştu. Burada yaşananları görmeye çalıştığını anladığımda umutla dikleşmiştim oturduğum yerde. Belki ondan bir iz bulabilirdik bu sayede.

"Hyunjin hyung, buradaymış..."

"Sonra? Başka bir yere mi götürmüşler onu?" Felix'in soruları bir süre havada kalsada cevap çok gecikmenişti.

"Hayır! Burada! Bu cam şeyin içine kapatmışlar. Ama durumu daha kötü burada da bazı olaylar çıkmış..." İçime dolan heyecana zıt olarak boğazıma bir yumru oturmuştu sanki. Hızla ayaklandığımda kalbim patlayacak gibiydi.

"Nasıl açacağız bunu?"

"Ben yaparım. Geri çekilin hepiniz." Sorum anında Jisung tarafından cevaplanınca onu dinleyerek platformdan uzaklaştık. Jisung derin bir nefes alarak gözlerini sıkıca kapattığında bir eli güç almak istercesine Changbin'in bileğine tutunuyordu.

Bir süre sonra camdan çatırdama sesleri gelirken Jisung'un kalın cam yüzünden zorlandığı belliydi. Boştaki eli karşıya uzanırken şakaklarından akan terlerle beraber camdan gelen çatırtılarda hızlanmıştı. Çok geçmeden camdan kutunun bir tarafı gürültüyle yere düşerek tuzla buz olmuştu. Çıkan gürültü yüzünden irkilsem de umursamadan hızla üç tarafı hâlâ sağlam duran platforma adımladım.

İçeride köşeye sinmiş oturan Hyunjin'i gördüğümde anında tekrar akmaya başlayan gözyaşlarıma engel olamamıştım. Hızla yanına gittiğimde içerinin ne kadar soğuk olduğunu fark etmem uzun sürmemişti. Bu Hyunjin'in neden iyice ufalıp kollarını sıkıca bedenine doladığını açıklıyordu.

Baygın gözükmesi beni iyice endişelendirirken yanına çömelip yüzünü avuçlarım arasına aldığımda teninin alışkın olmadığım soğukluğu içimi ürpertmişti. Onun teni her zaman sıcacık olurdu halbuki... Gücünün etkisiyle normal bir insanınkinden daha da sıcak olurdu hatta. Onu böyle bir yere kapatmak nasıl bir acımasızlıktı? Vücudu alışkın olmadığı soğuğu kaldıramamıştı.

"Hyunjin..?" Yanaklarını hafifçe okşarken usulca ona sesleniyordum. Sonunda gözleri hafifçe aralandığında rahatlamış bir nefes çektim ciğerlerime.

"Min? Öldüm mü gerçekten..?" Bitkin ve pürüzlü sesiyle söylediklerini zar zor anladığımda kaşlarım çatıldı istemsizce.

"Saçmalama, yaşıyorsun. Burdayım ben. Hepimiz buradayız. Şimdi seni buradan çıkartalım, tamam mı bebeğim? Buz tutmuşsun resmen"

"Bebeğin miyim gerçekten..?" Yüzündeki bitkin sırıtış beni bile güldürürken bu durumda bile nasıl şebeklik yaptığına hayret ediyordum...

"Öylesin koca bebek... Tutun bana hadi." Kolunu omzuna atıp ona destek olurken ayaklanmasını sağladım. O gözlerini benden ayırmazken ben itinayla ona bakmaktan kaçınıyordum. Halsiz yüz ifadesini ve boynundaki yanık izlerini görmek beni mahvediyordu. Boynunun durumu fazlasıyla kötüydü...

Chan yanıma gelip Hyunjin'in diğer kolunun altına girerek bize destek olduğunda onu etrafına bile soğuk hava yayan cam kutudan uzak bir duvar köşesine oturtmuştuk. Onun sırtı duvara yaslıyken önünde yere çökmüş çenesinden tutarak başını kaldırmasını sağlamıştım. Dudaklarından acı dolu bir tıslama çıktığında gözyaşlarımın hızlanmasına engel olamıyordum. Gerçekten kötü durumdaydı, çok canı yanıyor olmalıydı.

Venom•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin