1

7 0 0
                                    

- Hayat nedir? Bir insan bu soruya kaç farklı cevap verebilir? Bana kalırsa hayat kendi seçimindir. Geçmişte yaptığın ne varsa, geleceğinde ortaya çıkar.

Derin bir nefes aldı ses tonu yılların yorgunluğu barındırıyordu. Beyazlaşmış sakallarını eliyle düzelttikten sonra devam etti. Çocuk onu dinliyordu.

- Bazıları da hayatın şansla birlikte yürüdüğünü savunur. Ben karşıyım buna şans nedir ki?

Yaşlı ciğerlerini nargilenin dumanıyla doldurdu. Çilekeş biçimde duman bulutu dışarıya ulaştı.

- Daha çok yolun var evlat daha çok yolun var...

Çocuk soluksuz yaşlı adamı dinliyordu. Kimdi bu adam? Bilmiyordu. Korkuyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Tam kalkacakken yaşlı kolundan tuttu.

- Git ama bu dediklerimi unutma.

Çocuk sinirlenmeye başladı cılız ses tonuyla ağzını açmaya yakın yaşlı adam onun sözcüklerini bastırdı

- Al topunu ve kendine dikkat et.

Ayağının altındaki topu çocuğa geri verdi. Çocuk korkulu gözlerle yuvarlanan topu aldı ve kahvenin çıkışına doğru koştu. Arkasında annesinin ona hep anlattığı öcü varmış gibi nefes nefese kalmıştı. Köşeyi döndü sırtını binanın duvarına verdikten sonra soluğunu anca kontrol edebildi. Terlerini sildikten sonra ürkekçe kafasını binanın köşesinden arkaya doğru uzattı. Kahve net bir şekilde görünüyordu. Gözleri o yaşlı adamı arıyordu ama nafileydi.







On beş sene sonra


Ürkek çocuktan eser kalmamıştı, ama mavi gözlü yaşlı adamı hayatı boyunca unutamamıştı. Zamanla hayat felsefesi değişmişti. Evet, şans neydi?

Sırt çantasını ağrılı bedeninden ayırdı. Aynada kendisine baktı, kafası başka yerdeydi hep böyle olmuştu. On beş sene boyunca, bunun hep cezasını çekmişti. O yaşlı adam haklı mıydı? Kolundaki saat akşam yemeği saatinin yaklaştığını ona bildiriyordu. Odasına gidip üzerindeki kıyafetleri çıkartıp rahat bir şeyler geçirdi. Ufak mutfağına doğru yola çıktı. Bu akşam yemekte ne vardı? Tabi ki de, dondurulmuş sigara böreğiydi. Buzdolabını açtı, börek kutusunu dışarıya çıkardıktan sonra ona biraz ısınması için izin verdi. Salonundaki uyduruk oturma grubuna çöktü ve bir sigara yaktı. Sigara bittikten sonra, biraz kendine gelmişti. Hep birazlarla yaşamak onun en büyük hobisi olmuştu. Hayat daha fazlasını vermiyorsa zorlamazdı. Sigara böreklerinin buzları biraz olsun rahatlamıştı birbirine yapışmış taneleri zorla ayırdı. Tavasını kızdırıp üzerine çok az yağ bıraktı. Bir şeyler ters gidiyordu ama onun için önemli olan şey midesini susturmaktı. Börekleri kızarttıktan sonra afiyetle midesine götürmeye başladı. Kirli tabak ve bardağını sudan geçirip bulaşık makinesine tıktı. Mutfaktan çıktıktan sonra, birden kapısı çalındı.Zil sesini duyduğu anda buz kesti. Onun kapısını kimse çalmazdı. Uysalca seslendi;

- Doğum günün kutlu olsun evlat.

Bu ses tanıdık geliyordu. Adam devam etti;

- Noel baban geldi evlat hahaha aç kapıyı benim.

Kimdi bu sesin sahibi? Adamın tekrar konuşmasına izin vermeden birden kapıyı açtı. Tam karşısındaydı o adam mavi gözleriyle beyaz sakallarıyla ona bakıyordu. Adam yüzsüzce selam vermeden içeriye girdi.

AabadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin