1

1.1K 94 176
                                    

|•Erika Takatou|

Çantamı kumların üzerine bırakıp yere eğildim. Karşımda beyaz elbisesinin üzerine siyah pelerin giyen Eftal vardı. Dizlerinin üzerine çöktüğünde o da yere büyük bir çanta bıraktı. Kız başının üzerine geçirdiği pelerini geri itip başını iki yana savurdu ve sarı saçlarını düzenledi. Yeşil gözlerini suratıma çevirirken, bu işe hevesle başlasa da şu an biraz korktuğunu belli eden bakışlar atmıştı.

"Umarım işimize yarayacak bir şeyler buluruz." deyip çantamdan günlüğü çıkardım. Eftal "Umarım buluruz ve erkenden biter." dedi ve çantaları boşaltmaya başladı. İkimizin kitaplarını toplasak neredeyse otuz kitap ederdi. Otuz kalın kitabın içinde de elbet bir büyü kırıcı olmalıydı.

Günlüğün üzerini inceleyip, Eftal'in Ciara teyzeden aldığı kitaba bakmaya başladım. Eftal de benim babaannem Rarity'den aldığım kitabı açmıştı.

Kardeşim Reika, birkaç gündür ne eve ne saraya gelmiyordu. Bu durumu ülkenin kralı, yani babam doğal olarak fark etmemişti çünkü zibilyon işi vardı. Bu zibilyon işi hallederken kraliçe de yanındaydı. O ikisinin kayıtsızlığı, saraydaki çalışanları da etkilemişti ve hiçkimse iki gündür kayıp olan prensesten bihaberdi.

Eftal ile ne yapacağımızı aklımızda bir sürü kötü senaryoyla düşünürken, Reika'nın günlüğü karşımıza çıkmıştı. Günlüğü bir şekilde büyülenmişti ve ne kadar denediysek de kitabı açamamıştık. Sarayda büyüleri araştıran birisi vardı. Fakat ona bir şeyi gösterirsek, tüm saray heyheylenecekti. O günlüğü açan büyünün ne olduğunu araştırmak için, Eftal ile aile mirası sayılan büyü kitaplarımızı alıp sahile gelmiştik.

"Erika, çok yorucu bu. 17 kitabı üstünkörü okuduk ama bir şey yok. Kara büyü mü yaptı, bu Reika bu büyüyü nereden buldu?" dedi ve en uzağa koyduğumuz, alakasız kitabı aldı. Nefes verip elimdeki kitabı bıraktım. "Yorulduysan sen gidebilirsin, elbet bir şey çıkacaktır."

Kız başını olumsuz salladı. "Kalacağım. Reika benim de arkadaşım. Hem durum biraz korkunç olmaya başladı." dedi ve elindeki kitaba baktı. Aniden kaşlarını çatınca sorgular gözlerle suratına bakıp ardından kitaba eğildim. Kitapta bir arma vardı. Reika'nın günlüğünün üzerindeki armanın aynısı gibiydi. Turuncu bir yaban mersini.

"Erika, bu ne?"

Gözlerimi kırpıştırıp kızdan uzaklaştım ve eski oturuşuma döndüm. "Nasıl yani?"

Eftal kitabı kucağıma uzatıp bir paragrafı gösterdi. Paragraftaki yazıyı okuduğumda içim ürpermişti. Reika'nın günlüğü cehennem krallığında oluşturulmuş bir büyüyle kapatılmıştı.

Yutkunup Eftal'e baktım. "Ne yapacağız yani?"
Kız kaşlarını çattı. "Reika nasıl cehennem büyüsünü günlüğüne uyarlar? yazıyor olabilir bunun içinde? Hem bu, cehennemden birini nasıl buldu?"

Elimi omuzuna koyup sessiz olmasını işaret ettim. "Biraz sakin ol Eftal! Saraydan bu saatte ayrıldık ve Reika kadar şanslı değiliz. Her an biri bizi dinleyip saraya tıkabilir. Babanı tanımıyor musun? Sen onun tek kızısın!" deyip hızlıca kitabın devamını okumaya başladım.

Eftal nefes verip "Haklısın ama sorularım yersiz değil Erika.." deyince başımı olumlu sallayıp okumaya devam ettim. Büyüyü cehennemden birinin yaptığı su götürmezdi. Ama benim sakin ikizim bunu nasıl yapmıştı?

Başımı kitaptan kaldırıp korku dolu gözlerle denizi izleyen Eftal'e baktım. "Cehennemden birini nasıl getirebiliriz?"

Eftal, gözlerini bana çevirdiğinde tam olarak delirmişim gibi bir ifadeyle bakıyordu. Biraz daha konuşursam kendime gelmem için tokatı yapıştıracak gibiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Pretender | KW'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin