i wish i had no expectations

716 64 23
                                    

28 ekim 2019

Ferdi, arkadaşlarının söylediği shot tepsisindeki son shot'ı içip tavanı izlemeye geri döndü. Partiler ona eski tadı vermiyordu, doğrusu Ferdi'ye artık hiç bir şey eski tadı vermiyordu. Bunu kimseye belli etmemeye çalışırken kapkara bir boşluğa çekiliyor gibi hissediyordu ancak arkadaşları olduğu durumun gayet farkındaydı.

Liseden beri beraber oldukları samimi bir arkadaş grupları vardı. Altay ve Ferdi'nin sıra arkadaşlığından başlayan bu arkadaşlık aralarına yeni gelen kişilerle iyice büyümüş bir çoğu aynı üniversiteye gidince orda tanıştıkları kişilerle tamamlanmıştı.

İsmail, Ferdi belki bir nebze olsun bu boğucu havasından çıkabilir diye düzenlemişti bu partiyi. Gözlerindeki ışığın gittiğini, ağzına bir lokma bile girmediğinin farkındaydı. İstanbul'un gözde mekanlarından birisini kapatmış, kendi arkadaş grupları dışında Ferdi'nin çevresinden bir kaç kişiyi daha davet etmişti ancak ortamda Ferdi dışında herkes eğlenebiliyordu.

Etrafına baktı Ferdi, Altay liseden beri beraber olduğu Kerem'i kucağına oturtmuş konuşuyor, Miha masada duran çerez tabağındaki kajuları ayıklıyor, Mert, DJ kabinine çıkmaya çalışıyor, geri kalanlar ise doyasıya dans ediyordu. Onca kişinin arasından yine tek başına hissediyordu.

Ferdi, yanına yaklaşan Umut'la derin bir nefes aldı.
Mavi gözlü çocuk yanına oturduğunda dik dik Ferdi'ye bakmaya başlamıştı. "Bütün herkes senin için burda, kös kös oturuyosun Ferdi. Ayıp değil mi bunca insana?"

"Nesi ayıp olacak? Zorla evinden mi aldım milleti Umut? Canım sıkkın gelme üstüme." Umut, Ferdi'nin dediğine gözlerini devirirken tekrardan konuştu.

"Ferdi, kaç aydır bizimle doğru dürüst konuştuğun yok, öğrencilerin üstüne gelmekten başka bir bok yaptığın yok, eskiden en sevdiğin ortam partilerdi diye onu yapmaya çalışıyoruz yine senden tık yok. Yeter be kardeşim, kendine ne zaman geleceksin? Anlat derdin neyse çözelim diyoruz onu da yapmıyorsun. Yazık ediyorsun kendine."

"Umut, darlama beni. Hadi eğlenmene bak." Eliyle kış kış yapınca Umut sabır çekip uzaklaşmıştı.

Bir kaç dakika sonra gelen İrfan Can'la bu sefer sabır çekme sırası Ferdi'deydi. "Ne teker teker geliyorsunuz amına koyayım. Hala yaşıyorum işte. Ne var?"

"Ya oğlum hemen ne tersliyosun? Birilerini daha mı çağırsak mekana dedik, sana sormak istedik. Tamam dersen İsmail, sevgilisini arayacak Barış'ta bir kaç eleman toplayıp gelecek buraya işte." Ferdi pek umrunda olmadığı için bunu onayladığında İrfan, İsmail'e haber vermek için hızlıca uzaklaşmıştı.

Haberi alan İsmail ise son hızla kendini mekandan dışarı atıp onsuz bara gittiği için trip yediği sevgilisini aramaya koyulmuştu, Barış telefonu açınca yaktığı sigarasını söndürüp konuştu. "Alo güzelim, napıyosun aşkım?"

"Noldu İsmail? Hızlı söyle işim var."

"Ne işin varmış? Ben niye bilmiyorum?" Barış gülme isteğini durdurarak konuştu.

"Belki bende senin bara gideceğini o kadar geç öğrendiğim içindir, anladığım kadarıyla her şeyi artık son dakika öğreniyoruz."

"Yapma bebeğim ya, kaç kere özür diledim senden. Ayrıca hadi arkadaşlarını topla gel buraya bekliyorum. Ferdi'den izni kopardım."

Barış "Gelmem." dediği anda arkadan yükselen erkek sesiyle İsmail kaşlarını çattı. "Kim var yanında Barış?"

"Of İsmail ya! Kim olacak Arda var. Ağız tadıyla iki trip attırmıyorsun, Kapa telefonu geliyoruz biz, bir kaç kişi daha buluruz." İsmail, Barış'ın yanındaki kişinin bir kaç aydır onda kalan kuzeni olduğunu duyunca rahatlamış bir şekilde içeri geri girmişti

expectations - arda & ferdiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin