ZAMANA KARŞI ~1

53 3 2
                                    

Açelya

"Açelya hadi aşağı in!! " Avazı çıktığı kadar bağırıyordu annem ne olmuştu bu kadına. Çantalamı alıp hızlıca mutfağa koştum. "Ne oldu niye bağırıyosun" diye çıkıştım. Mutfaktan çıkıp kapıya yöneldim. Sabah sabah annemin asık suratını görmek istemiyorum. Zaten kormuştum yine onlar geldi diye.

Bazen keşke benim yerime babamı seçseydi diye düşünmeden edemiyorum. Maden beni tercih etti , pişman olsada bakmak zorundaydı ben bunları düşünürken ayakkabılarımı bağlamıştım. Herkes zaten terk edip gidiyor beni bir annem kalmıştı oda tamamlamıştı listeyi. Artık tamamen yalnızdım.

Bu sırada yeni okulumum kapısına da gelmiştim. Diğer okulumdan atılmıştım ahmağın biri çantama yazılı sorularını koymuş. Ama okulda bir kaç kez daha çantasında sınav kağıtları çıkan olmuştu. Onlar atılmadı ben atıldım , pekte dokunmadı aslında umurumda da değil zaten diğer okulda arkadaşlarımda yoktu.

Yeni sınıfımın önündeyim, geç kalmıştım. Telefonumdan saatime baktım
ders başlıyalı yirmi dakika olmustu. Bende merdivenlerden geri indim. Bahçe güzeldi ağaçlar la çevriliydi, dün akşam yağmur yağdığından dolayı hava toprak kokuyodu. Ben arka bahçeye dogru ilerledim. Bu sırada telefonuma bildirim geldi , telefonuma cantam çıkartırken kendimi yerde bulmam bir oldu. Hışımla ayağa kalktım.

"Ne yapıyorsun dikkatli ol!!" bağırarak dedim. Şaşkın aslın orda herkes beni pür dikkat bana kesilmişti ama ben devam ettim "Bak salak mısın yoksa dilim mi yok bak sarı çizgi orda görüyor musun orda oyun oynanıyor çizgi dışına çıkmak yok" hala susuyordu çocuk en sevmediğim şey idi sessizlik bu sefer çocuğun üstüne yürüdüm" Konuşsana" çocuk önce havaya sonra bana bakıp arkadaşlarına dönüp gülmeye başladılar. Bende arkamı dönüp gittim. Son kez arkamı döndüğümde herkes kendini yere atmış gülüyordu, gülmek en sevmediğim şey idi. Tam önüme dönmüştüm ki tekrar yere düştüm sanki duvara çarpmıştım ayağa kalktım "Sorunun mu var he söylesene ne böyle önüne gelen çarpıyor" konuşurken basketbolcu çocuklara bakmıştım ama artık gülmüyorlardı. Aslında şuan ağzını açan bile yoktu ki teneffüsteydik. Okulun hepsi buraya toplanmış bize bakıyordu. Aradaki fısıldamalardan duyduğum kadar ben bitmişim yok beniöldürecekmiş Pusat. Şansıma benim yine başımadert almıştım. Burda bu kadar durduğum yeter diye düşünüp gitmek için hamle yaptım ama Pusat beni durdu ne var dercesine ona baktım. Kulağıma eğilip" Bu atarın bedelini sonra alıcam küçük kız" dedi."Küçük kız derken?"gözlerini devirip yanımdan geçip gitti. Pusat gidince okulda dağılmıştı.

Hemen yeni sınıfıma çıktım. Şans bana güldü, en arka sıra boştu. Sıraya oturduktan sonra yanıma bir çocuk oturdu. Esmer bir şeydi. Eski zamanlar olsaydı belki erkeklere karşı bir sey hissedebilirdim ama şimdi oyle sevgili işi ile bir alakam yok. Çocuk konuya bodaslama dalıp" Bu akşam müsatmisin diye sordu" içimden sakin olmak için atmışa kadar sayıyorken"Ne şimdi sen mi dilini yuttun küçük" diyerek benle alay geçiyordu ona dönüp "Aynı yaştayız " dedim " Ben iki sene sınıfta kaldım yani senden büyüğüm" dedi gülerek "Aptal olduğunu bu kadar belli etmeseydin keşke " dedim." Başına kötü şeyler gelecek küçük" deyip sıradan kalktı.

Tüm aptallar beni mi bulmak zorunda yeter artık ne günahım vardı benim sevdiğim çocuk onunla yatmak istemediğimi söyleyince terk etmişti. Annem son zamanlarda bana çok uzaktı. Babam beni baştan istemeyip terk etmişti. Okuldan atıldım. Çevremde güvenebileceğim arkadaşım yok. Ve başımda bide KOD vardı ne olduğunu bile bilmiyorum. Yeter artık her sey üstüme geliyo neyse bunları unut Aylin sil yokmuş gibi davran.

Yanıma biraz cilveli oynak bir kız geldi."Niye tersledin Aras'ı "dedi "Sanane kızım" kız yavaşça uzaklaştı.

Bu okul bastı beni hoca gelmeden çıkmalım diye düşünüp sınıftan çıktım. Bahçede Poyraz ve Aras'ı gördüm. Onlarda beni görünce ikiside kilitlenmiş gibi bana bakmaya başladılar. Onlar yokmuş gibi davranmaya çalıştım ama olmadı ikiside katilmişim gibi bakıyolardı. Aslında hoşuma gitti beni sinir etmeye çalışıyolar ama başaramazlar. Eve gitmekten şuan vazgeçtim. Tam onların oturduğu yerin karşısındaki bank a oturdum. İkiside birbirine baktılar sonra Aras gürültülü bir şekilde gülmeye başladım. Ama Pusat gülmiyodu beni pek de alakadar etmez. Tek bildiğim soğuk olduğu fazla soğuk aynadaki yansıma ma benziyodu. Belli oda bişeyler yaşamıştı.

Üç ders saati hala aynı bank ta oturuyodum. Ve sanırım artık kalçalarımı hissetmiyorum. Aras artık Pusat'ın yanında değildi ama Pusat pes etmemişti. O inatçıysa ben de inatçıyım. Bir birimize sertçe bakıştığımız süreçte Pusat'ın yanına bir kaç kız ve erkek grupları geldi. Ben onun yanına gelen herkezi süzdüm ama o yanına gelenler yok gibi sürekli bana bakıyordu.

Tamam sıkıldım, okul süresi biteli bir saat olmuştu ama ben hala ben burdaydım ve sanırım birazdan yağmur yağacaktı. Annem bu süreçte beni hiç aramamıştı, aslında aramasınıda beklemiyodum. Hala Pusat'ın deniz mavisi gözlerine bakıyodum,gözleri güzeldi hemde çok...

Artık kalkma zamanı geldi. Saat üç olmuştu, işe de geç kalıcaktık. Yavaşca ayağa kalktım çünkü kalçalarım uyuşmuştu benim kalkmamla oda kalktı. Peşimden geliyodu. Aman ne yapabilirdi. Bana sert bir omuz atıp arabasına doğru ilerledi. Harbi sinir oldum. Yağmurda yağmaya başlamıştı. Otobüs durağına doğru ilerliyodum. Gökyüzüne bakmak için kafama kaldırdım ve etrafıma göz gezdirdim. Kimse yoktu. Yutkundum. Issız yerleri sevmezdim, adımlarımı hızlandırdım ama bi anda sokakta adım sesleri geldi. Kafamı kaldırdım. Siyahlar onlar yine gelmişti. Niye geldiler. Daha on sekizime girmedim...

Korktuğunu belli etme. Dalga geç. Alayla güldüm onlara hepsi salakmışım gibi bakıyolardı. Kaçmayı düşündüm ama etrafım sarılıydı kaçacak yerim yoktu. Ve bir sürü araba bir anda etrafımı sarmıştı. Benim kadar siyahlar da şaşkında yüzlerinde maske olsada gözlerini görebilir ve o şaşkınlığı okuyabiliyordum. Arabadakiler bir anda aşşağıya indiler ve kapışmaya başladılar. Ben mal gibi hala onlara bakıyordum. Kolumda sert bir acı hissedene kadar biri kolumdan tutmuş ve beni sürüklüyodu. Her adımdan sonra arkama bakıyordum. Ordan uzaklaşınca kolumu tutan adam bana "Koş" diye bağırdı. Ona ne dediğini anlamamışım gibi baktım. Bu sefer beni sarstı ve koşmamı söyledi. Dediğini yaptım. Genelde insanların dedikletini sorgulamadan yapmazdım ama bu sefer farklıydı.

Tamam, siyahlar hakkında bilgim vardı. Nedeni ni bilmesemde peşimdeydiler. Ama diğerleri kimdi? Siyahlar niye geldi? Diğerli beni tanıyor gibiydi. Aklım karışmıştı. Kafe yerine eve doğru ilerledim. Patrona bir bahane bulurum diye düşündüm.

Eve geldiğime annem yoktu. İşe gitmişti. Karnımın guruldağını hissettim. Direkt olarak mutfa gidip buzdolabına baktım ama bişey yoktu. Solana girdiğimde cam açıktı. Cama yakın yerler yağmurdan ıslanmış ve parke sudan kabarmıştı. Hemen camı kapadım. Çantamı kenara atıp banyodan bez aldım ve tekrar salona gelip parkeyi sildim. Derin bir of çekip çantamıda yerden alıp odama girdim ne olmuştu buraya...

Merhaba arkadaşlar, umarım beğenirsiniz.

Kurgum çok farklı beklemedik şeyler olacak ama ileri bölümlerde.

Lütfen sıkılıp bırakmyın.

Yorumlarınızı bekliyorum canlarım.

Kurgumda yardımcı olan Dileğime teşekkür ederim.

Sizi seviyorum...

ZAMANA KARŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin