İkinci Bölüm

66 8 0
                                    

Görevlilere sora sora sınava gireceğim sınıfı arıyordum. Tabi hepsi de yoğunluktan mıdır yoksa neresi olduğunu bilmeseler de cevap vermeden edemediklerinden midir bir oraya bir buraya yönlendiriyordu beni.

Hatta birisi yanlış fakülteye geldiğimi bile söylemişti. Sabır dileyerek hızla uzaklaşmıştım ordan. Çünkü üniversite de fakülte de doğruydu sınıfı bulacaktım sadece.

Bu kadar zor olmamalıydı bi amfiyi bulmak. Tam ümidimi kesip soluklanmak için bi duvara yaslanmıştım ki kafamı kaldırdığımda karşımdaki sınıfın sabahtan beri deli danalar gibi koşturarak aradığım sınıf olduğunu gördüm.

Her nekadar şuan burada durup sınıfa ve onu bir türlü farkedemeyen kendime en güzel dileklerimi gönderesim geldiyse de daha fazla vaktimin olmadığı aklıma geldiğinde bundan bir süreliğine vaz geçtim.

Şükür diyerek tam kulbu tutacaktım ki aniden önümde beliren bi karaltı yüzünden iki üç adım geriye sendeledim. Hayır görmüyor musun kardeşim insan var.

Yine aksiliklerin peşimi bırakmadığı can sıkıcı bir durumun içindeydim sanırım.

Adam ise sanki az önce neredeyse üstüme çıkan kişi o değilmiş gibi umursamaz bir tavırla girmişti sınıfa.
Sabır çekip sınıfa ilk adımı attım. Benden en fazla 30 saniye önce giren şahıs öğretmen masasına doğru ileleyip oturdu.

Hadi buyurun cenaze namazına. Ne yapıp edip hocadan sonra girdim sınıfa. Hem de 30 saniye sonra.

'İnşallah umursamaz. İnşaallah bişey demez de şu kağıdın başına oturabilir..'

-Dur orda bakalım küçük hanım!

İçten içe dua ederek daha arkasının dönük olmasından yararlanıp sıralardan birine yönelmiştim ki sert bir ses tonuyla durdurulmuştum.

Ahan da ayvayı yedim. Şimdiden afiyetler olsun. Hayır neden durduğun yerde durup da özür dileyip geçmiyorsun kızım. Şimdi tam bir fırsatçı durumuna düştün işte.

Tamam kabul saçma bir davranıştı. Ama belki özür dilersem izin verirdi. Yani belki de geç kalmama değil de özür bile dilemeden fırsatçılık yapmama kızmıştı.

'Allah' ım nolur! '

Yavaşça arkamı döndüm. Sakin ol sakin ol kimse sana bakmıyor. 'Nasıl bakmıyor kızım. Dımdızlak ortada kaldın'

İç sesime en güzel dileklerimi gönderip karşımdaki kişinin kıymetli ağzını açmasını beklemeye başladım.

Her saniye daha çok geriliyordum ve ellerim terliyordu. 'Aahhh konuşsana artık be adam gerekirse kov ama şu gerilime bi son ver artık.'

'bence konuşmasın sonuçta pek de iyi bakmıyor yani şimdi. Bu suratla çok iyi şeyler söylemez heralde. '

'verdiğin tavsiye için sağol ve burayı terket.'

- Ne yaptığını zannediyorsun sen, geç kaldığını farketmediğimi mi sandın! Özür dilemeden izin almadan nasıl küstahça oturmaya kalkarsın!

'Oh be şükür. Bidakakka bidakka ne dedi o'

'Küstah dedi'

'Sen hala burda mısın ya? Git demedim mi ben sana'

'Dedin'

'Defol o zaman'

İç sesimle tartışmaya kısa süreliğine bir ara verdikten sonra karşımda benden cevap bekleyen adama döndüm. Döndüm ama ona bakmıyordum arada bir yaşıyor mu diye saniyelik kafamı kaldırmam hariç tabi.

iyi polis kötü polis Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin