Dördüncü Bölüm

58 8 0
                                    

Telefona çok dalmamıştım aslında ama yine de biraz ürpermiştim. Kalbimin üstündeki elim de buna delaletti.

- Korkma korkma. Birşey yapmayacağım.

Çok sağol ya içimi rahatlattın şuan.
Sesinden tanıdığım için suratına bakmama gerek yoktu.

Hiç hareket etmeden hiç bişey olmamış gibi davranıp onu görmezden geldim. O diyorum çünkü ismi lazım değil hoca müsveddesi.

Tabi bu hareketim hemen çaprazımdaki sandalyeye oturmasıyla son buldu. Bana küstah demişti değil mi? Herkes neyse o zannediyor başkasını demek ki.

Taktı bana arkadaş.

Onun oturmasıyla benim kalkmam bir olmuştu. Ne olduğunu anlayamamıştım bi süre. Bedenim yine benden önce hareket ediyordu. Bu da neydi şimdi.

- "Bu senin galiba."

Tam arkamı dönüp hiçbirşey olmamış gibi yürüyordum ki durduruldum.
Tekrar ona döndüğümde masaya birşeyi bırakmış, tepkimi ölçmek istercesine bakışlarını üstüme dikmişti.

Bakışlarından rahatsız oluyordum ama ben ona bakmadığım sürece benim açımdan bi sıkıntı yoktu. Günaha giren oydu. Tabi bu bana rahatça bu şekilde bakması için ona izin vereceğim anlamına gelmiyordu.

Çok uzaklaşamadığım masaya geri yaklaşıp masaya koyduğu şeyi elime aldım. Bir künye. Evet benim künyemdi bu ama onda ne işi vardı.

-"Evet benim, sizde ne işi var peki?"

-"Koridorda buldum düşürmüşsün. "

Pekala normalde çok da takılacağım birşey değildi ama üstüne basa basa sen diye hitap etmesi sinirime dokunuyordu.

-"Benim olabileceğini nasıl düşündünüz? Herkes düşürmüş olabilirdi."

- "Evet olabilirdi. Ama ben bunu senin kolunda gördüm. Ve de seninle çarpıştığımız koridorda buldum."

Aahh Allah'ım özellikle yapıyordu. Her bir kelimesiyle beni sinir etmeyi nasıl başarıyor bu adam.

Her ne kadar ona sövmek istediğim konular olsa da bunu tabiki yapmayacaktım. Daha fazla muhatap olmamak en iyisi.

-" Tamam. Teşekkür ederim."

Künyeyi şimdilik takmakla uğraşmayıp avucumun içine sıkıştırdım. Ve arkamı dönüp çıkışa doğru yöneldim. Ama sadece yöneldim ilerleyemedim.

-"Hoca değilim."

Arkamdan gelen ses sinir kat sayımı arttırıyordu sadece. Banane arkadaşım değilsen değilsin sorduk mu? Allah Allah ne bu konuşma hevesi. Git başkasıyla konuş.

Arkamı dönmeden ve de söylenerekten yürümeye devam ettim. Ama hala arkamda birinin varlığını ve sırtımda iki adet gözün rahatsız edici bakışlarını hissediyordum.

-"Neden öyle davrandığımı sormayacak mısın."

Banane neden sorayım ki? Hastasındır belki. Ya da insanlık yoksunu felan. İllaki bi sorunun vardır.

Hiçbirşey anlamıyorum ama bişey belli o da şuan şurada otursam bu adam benimle sabaha kadar konuşacak sanki. Allah Allah sapık mıdır nedir.
Allah'ım sen yardım et.

-"İyi peki. Konuşmayacaksın. Nasıl olsa bir yerde karşılaşırız."

Tamam an itibariyle korkuyorum. Yeni sapığımız vatana millete hayırlı olsun. Tövbe estağfurullah. Allah'ım sen koru.

Hemen telefonumu alıp Afra'yı aradım.

-"Alo, Esselamu aleykum."

-"Aleykum selam kuzen. Ben arabadayım Eslem de gelecek şimdi. Sen de arabaya gel hadi. Gelince konuşuruz. Kapatıyorum annem arıyor."

iyi polis kötü polis Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin