Bölüm 1

500 46 38
                                    

Rüzgar kendime gelmemde biraz da olsa yardımcı olmuştu.Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve okulun önünden hızlıca ayrılıp bahçeye doğru ilerlemeye başladım.Okulun ikinci haftası olmasına rağmen bu insanlardan çabucak sıkılmıştım.Kendimi dinlemem,tek başıma kalmam gerekliydi.Bunun için sadece ağacıma tırmanıp gözlerimi kapatmam yeterliydi.

Hey hey hey...Gördüklerim gerçek mi?Benim ağacım,benim özel alanım!Şuan üzerinde bir yabancı mı oturuyor?Bu okulda herkes bilir buraya oturulamayacağını..Sanırım yeni gelen çömezlere bazı kuralları öğretmenin vakti geldi.Suratıma kendimi beğenmiş tavırlarımdan birini takındım.Ağacın tam karşısına geçtim.Gözlerimle aşağılarcasına ağacımda oturan yabancıyı baştan aşağı süzdüm.

Kestane rengi saçları,hafif kaslı kolları,yeni çıkmaya başlamış sakalları ve pürüzsüz teniyle fena gözükmüyordu.Eğer başka bir şekilde karşıma çıkmış olsaydı ona bir şans tanıyabilirdim.Ama o, çoktan haddini aşmıştı.

Kulaklıklarını takmış,gözlerini kapatmış,suratında huzurlu bir ifade geziniyordu. Sabrımın son damlalarında sesimi olabildiğince yükselterek "Heey!" diye bağırdım.Bir tepki vermesini bekledim.Duymuyor muydu yoksa beni takmıyor muydu? Yeni gelmiş bir çömeze göre fazla olmuştu.

Yerdeki küçük taşlardan birini kavramıştım ki gözlerini hafifçe aralamaya, ardından yattığı yerde toparlanmaya başladı.Gözlerimin alev saçarcasına kızgın olduğunu biliyordum.

"O taşı atmayı düşünmüyordun, değil mi?"

Ses tonu bile sinirimi bozmuştu.Bugün beni delirtmek için mi gönderilmişti?

"Tam da onu planlıyordum ki huzurla uyuduğunuz uykunuzdan uyandınız beyefendi."

Suratında anlayamadığım bir ifade oluşmuştu.Mahçup mu olmuştu?

"Eğer bir daha bu ağaca tırmanırsan bu okuldan içeriye adımını atamazsın!Anladın mı beni?"

Telefonunu aceleyle cebine sıkıştırırken kasları daha da belirginleşmişti".Sakın yüzündeki ifade değişmesin Venüs" diye iç sesimle savaşa girdim.

"Imm... Biraz yorgundum da şey... Bir daha olmaz."dedi ve hemen aşağıya atladı.

Tek kaşımı havaya kaldırarak "Aferin çabuk anlıyorsun." diye bilmiş bir şekilde cevap verdim.

Arkasını döndü ve hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı. Waow! Kalçaları da arkadan fazla iyi görünüyordu.

Yabancılardan kurtulduğuma göre biraz kafamı dinleyebilirdim.Gözlerimi kapatıp müziğin sesini doruklara ulaştırdığımda, ciğerlerimin de sigaramın dumanıyla benim gibi huzura kavuşmasını sağladım.İşte bu ihtiyacım olan tek şeydi.Buram buram özgürlük...

* * *

Birden ağacın dallarının sallanmaya başladığını hissettim.Ve uyanmamla o lanet sesi duymam bir oldu.

"Burdan manzara harika gözüküyor."

Gözlerimi açtığımda Aksel'in piç  sırıtışıyla karşılaştım.Eteğime hemen çeki düzen verdim.

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin