"nesin sen? intikam canavarı falan mı?!"
- +18 sahneler
- tetikleyici olabilecek unsurlar
- argo kelimeler
- omegaverse
(başından belirtmek isterim, toxic ilişki yaşayan bir taekook'la karşınızdayım. okumak istemeyen veya rahatsız olan kişilerin şi...
Genç çocuk hıçkırıkları arasından zorla konuşabilmişti. Fakat bu annesi ve babasının pek umrunda olmamıştı.
"Odamdan çıkın! Hiç kimseyi istemiyorum! Beni rahat bırakın!"
Babası genç oğlanın üzerine yürürken aklında hiçbir şey yoktu. Genç çocuk babasının ani atağı yüzünden geri geri yürümeye başlarken sırtı duvara yaslanmıştı en sonunda. Babası küçüğün duvara yaslanmasını fırsat bilerek koca elini gencin boğazına sarmıştı. Parmakları kavradığı boğazı var gücüyle sıkarken genç nefes alamadığı için çoktan çırpınmaya başlamıştı. Gözünden süzülen her bir damla yaş yanaklarını yakıyordu. Nefes alamadığından ötürü gözleri geriye doğru kayarken bilincinin kapanacağını anlayan çocuk ellerini serbest bırakmış, babasının koluna geçirdiği tırnaklarını gevşetmişti. Babası bayılma eşiğine gelen çocuğu bırakmış ardından da tükürürcesine konuşmaya başlamıştı.
"Senin gibi bir evladım olduğu için utanıyorum! İğrenç yüz karası bir omega olmaktan başka neyin var senin?! Yüz karası! Evlenmek zorundasın! Sana isteyip istemediğini sormadım! Duydun mu beni?!"
Jungkook ağlamaya devam ederken bir yandan da boğazını tutmuş öksürüyordu. Babasına cevap verecek hali bile kalmamışken altmış yaşlarına merdiven dayamış olan adam, genç oğlanı çenesinden tuttuğu gibi sertçe sıktırmıştı.
"Anladın mı!"
Jungkook çaresizce başını hızla aşağı yukarı sallarken bir an önce yalnız kalıp içi dışına çıkana kadar ağlamak istiyordu.
Yaşlı adam genci ittirircesine fırlatmış ve yerde acı içinde kıvranan çocuğuna tiksinircesine bakmış, ardından onları sanki bir film seyrediyorcasına izleyen eşine dönmüştü.
"Şunu akşama güzelce hazırla, morlukları falan kapat. Gel şimdi, yalnız kalalım."
Eşinin beline tek elini sarmış ve odadan çıkmışlardı ardından kapıyı çarpmış ve dışarıdan kilitlemişlerdi.
Jungkook bağırarak ağlarken yorgunluktan başı ağrımaya başlanmıştı. En sonunda ağlayışları sessiz iç çekişlere dönerken yavaşça oturduğu yerden kalktı ve gözlerinin kararmasını umursamadan yatağına yürüdü, ardından da kendisini yatağa atarken derin bir uykunun içine düşmüştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
