"İnan bana kahrolası dosyan umurumda bile değil!"
"Tamam neden buradasın o zaman? Kapı orada hemen çıkıp gidebilirsin"
"Yoo gitmiyorum yardım edeceğim"
"Tanrım sabır ver!"
"Bana değil mi bana"
Derin bir iç çekişin ardından sonunda içeri girmek için bir adım atacaktı ki yanındaki kızın kolunu dürtmesiyle bakışlarını yanındaki kıza çevirdi.
"Yine ne var!"
"Önüne bakarsan görürsün akıllı şey" demesiyle karşısında kendisinin 10 katı kadar güçlü 2 metre boyunda bir adamla burun buruna -Artık aradaki boy farkından ne kadar burun buruna olur bilmiyorum-gelmişti.
Tam konuşacağı sırada karşısındaki adam başlayamadığı sözünü kesip birkaç adım geri çekilip alaylı bir tonda konuşmaya başlamıştı.
"Lee Minho ve Choi Jisu ne arıyorsunuz bakalım burada-"
"Ebeni" diye araya giren Lia'ya 'Ne yaptığını sanıyorsun' bakışları atarken karşımızdaki adam tek kaşını kaldırmış 'ciddi misin?' diye soran bakışlarla bize bakıyordu.En sonunda kolundan tuttuğum gibi adamın yanından geçip hızla asansöre doğru ilerledik.
"Senin bu her şeyi mahvetme çabanı anlamıyorum ebeni ne ya!"
Asansöre bindiğimiz gibi nereden baksan en az 10 katlı olan binanın 5.katına çıkacağımız için hızlıca tuşa 2-3 kere baktıktan sonra Lia'ya dönüp konuşmaya başlamıştım.
"Ne var ya durumu kurtardım en azından"
"Durumu mu kurtardın? Sen mi durumu kurtardın güldürme beni! Seni kolundan tutup götürmeseydim adam şuan seni yumrukluyor olurdu!"
"Tamam bu seni neden ilgilendiriyor ki aa dur bir dakika sen başıma bir şey gelecek diye korktun mu yoksa? Şapşik şey seni !"
Dedikten sonra gülmeye daha doğrusu anırmaya başlamıştı.Kendisine 'Ne saçmalıyorsun?' bakışları atarken "Dosyamı bul da ne yaparsan yap" diyerek duran asansörden inmiştik ve tam da karşımızda teorilerimize göre dosyamı çalan adamın odası aynı zamanda şuan bulunduğumuz bir zamanların -Oddinary ve Choi kurulmadan önce- en iyi avukatlık bürosu olan ama sayemizde eski ününü kaybetmiş Phase bürosunun sahibi Park İn Yeol baş şüphelimiz olur kendisi.
Aslında kapısını tıklatarak girilecek kadar bile saygıyı haketmiyordu ve Lia'ya kalsa kapıyı kırıp içeri girecekti ama nezaket kuralları ve kibar bir beyefendi olduğumdan dolayı kapıyı sert bir şekilde tıklatarak içeri girdik.Yine yeniden koltuğunda yayılmış bilmem kaçıncı kadehini içiyordu.
Geleceğimizi biliyordu ki o iğrenç suratında yine sinir bozucu gülüşü belirdi.Tamam yumruklamayacağım.
"Hoşgeldiniz gençler ne oldu?"
"Bunun dosyasını sen mi aldın?"
"Bunun derken?"
"Ne?"
"Ötekileştirme yapma"
"Yapmıyorum"
"Yapıyorsun"
"Yapmıyorum!"
" 'Bunun' ötekileştirme ifadesi"
"Bana göre değil"
"Sana göre değil ama"
"Evet bana göre değil"
"Bende yanı şeyi söyledim-"
![](https://img.wattpad.com/cover/348165126-288-k772361.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defend Me || SKZ & ITZY
Fanfiction"İnan bana kahrolası dosyan hiç umurumda değil" "O zaman neden buradasın kapı orada gidebilirsin" "Yoo yardım edeceğim" ...