Depo

2 0 0
                                    

Yaklaşık 3 dakika 29 saniyedir kapının üstünde olan sağ elim ile kapının koluna yaptığım baskı sonucu kapı açılmış gözleri bana dönmüştü. Odada üç kişilerdi ama bana sadece sandalyeye bağlı olan adam gözlerini dikmişti. Ağzı bantlanmış olan adam kapıya doğru otururken diğer iki adamın sırtı bana dönüktü, arkalarında olmama rağmen rahatlıklarını hissedebiliyordum, başka birinin daha rahatlığını hissediyordum bağlı adamın.
*O aptal neden o kadar rahat*
Rol yapıyordur.
*Gözlerine bak gözler yalan söylemez*
Gözlerime kenetlediği gözlerine baktım.
*Görüyorsun hala rahat*
*Bizi mi küçümsüyor*
Hata yapıyor.
Topuklumun çıkardığı tok sesler eşliğinde yürürken sırtı bana dönük iki adam arasındaki sandalyeme üç adım kala durdum, durmam karşımdaki adamı şaşırtmış gibiydi. Durmamla kesilen topuklumun sesi sayesinde ortama sessizlik hakim olmuştu.
*Hakim mi hukuktan nefret ederim*
Bağlı adamın bakışları eşliğinde elimi kalçamın 1 karış altında biten şortumun arka cebine atarak rujumu çıkarttım. Rujumu açmamla çıkan sesin arkası dönük solumda kalan adamı gülümsettiğini görmesemde biliyordum bu özgüvenim Kaan'ı hep gülümsetirdi. Rujumu tehlikeli bir yavaşlıkla sürerken bağlı adamın gözlerindeki duygu yerini şaşkınlıktan rahatlığa bırakıyordu. Rahatlamasının sebebini tahmin etmek zor değildi beni küçümsüyordu.
*Yanlış kadını küçümsüyor*
Rujumu dağıtmak için alt ve üst dudağımı birbirine bastırdım bir yandan da dilimle ağzımın içine taşan rujları temizliyordum. Rujumu dağıttıktan emin olduğumda arka cebime koyarak kalan üç adımımı benim için ayrılmış iki adam arasındaki sandalyeye doğru attım. Üçüde oturmamı beklerken bir kaç adım daha atarak bağlı adamın çevresinde dönmeye başladım, sol tarafına geldiğimde durdum, yavaşça kulağına doğru eğildim hissediyor musun diye fısıldadığımda kıvrılan dudaklarım eğleneceğimi haykırır cinsteydi neyi der gibi bakan gözlerine karşılık korkuyu kelimesi döküldü dudaklarımdan. Gözleri kısıldığında güldüğünü anladım oynamak mı istiyordu oynardım. Benim için boş bırakılan yerime oturmamla Kaan sandalyesini fırlatırcasına ayağa kalktı çok bile beklemişti. Kaan bağlı adama doğru yürürken adamın gözleri sadece benim gözlerime bakıyordu
*Niye böyle bakıyordu bu herif hayır gömü falan arıyorsa daha ben bulamadım bu neyin arayışında*
Anlarım şimdi
*Anlarız*
İki koca adamın bana göre hareket etmesi mi rahatlattı bu herifi acaba
*O rahatlığı münasip yerlerinden iade edebiliriz*
Simsiyah gözlerinden gördüğüm yansımanın önünde Yiğit'i görünce solumdaki adamın da kalktığını fark etmiş oldum. Sağ bacağımı sol bacağımın üstüne atarak sandalyeme yayılmam çocuklara başlamaları için izin verdiğimi gösteriyordu. Yiğit işaretimi anlamış olacakki sol eli ile bağlı adamın karnına sağlam bir yumruk indirdi. Evet Yiğit solaktı ve bu genelde çok işimize yarardı. Yiğit'in yumruğuna rağmen adamın tepkisi beni şaşırttı tamam oturup ağlamasını beklemiyordum ama sırıtması da çok normalde değildi bence. Şaşkınlıkla kalkan kaşlarım onu eğlendirmiş olacakki gözleri daha çok kısıldı ağzı bantlı olduğu için güldüğünü gözlerinden anlıyordum
*Güzel gözleri var*
Gözleri kısıldıkça ,şaşırdım, şaşırdıkça kaşlarım daha çok kalktı ve kaşlarım kalktıkça gülüşü arttı en son dayanamayıp mazoşist olabilir misin dediğimde banta rağmen kahkaha atmayı başarmıştı.
*O bir katil, mazoşist olması mı şaşırttı seni?*
Hayır.
*Katil dememe mi bozuldun*
Hayır.
*Üstüne mi alındın*
Hayır.
*Alın sende katilsin*
Cevap vermedim, veremedim.
Sonunda gülmekten vazgeçmiş olacakki gözleri irileşti, göz bebekleri ile ağzındaki bantı işaret etti, ağzını açmamı mı istiyordu? Çok beklerdi. Hiç şansın yok der gibi kafamı salladığımda gözlerindeki o ifadede neydi öyle? Korktuğumu mu düşünüyor, yanılıyordu. Elleri ayakları bağlı biri beni korkutabilir miydi?
*Beni kimse korkutamaz*
Hani bizdik?
*Ben korkak değilim senin aksine*
Şimdi sinirlenmeye başladığımı hissediyordum en sinirlendiğim şey korkak biri yerine koyulmaktı ve bunu yapıyordu, her ikiside.
*Ağzını aç o zaman*
Gerek yok
*Korkmadığını kanıtlamak istiyorsan şu adamın ağzını aç*
Dizime baskı uyguladığım sağ elimi fark ettiğimde hızlıca elimi çektim Kaan ve Yiğit ile uğraşmak istemiyordum. Umarım fark etmemişlerdir diye düşünürken fark eden kişinin çok daha farklı biri olduğunu gördüm bu adam niye dayak yerken bile bakışlarını benden çekmiyordu? Az önceki rahat halimi kaybedeli çok olmuştu, en az Kaan kadar hızlı bir şekilde sandalyemden kalkarken Yiğit yumruğunu yüzüne geçirmeden arkadan elini tuttum. Hareketim her üçünü de şaşırtmıştı ama bu mazoşisti ayrıca mutlu ettiğini gözlerinden anlayabiliyordum. Yiğit ve Kaan'ın sorgulayan bakışları altında eğilip ağzını açtım yanılmamıştım bu mazoşist gerçekten dayak yerken gülüyordu. Adamın ağzını açmamla Kaan ve Yiğit'in gözleri açıklama bekler gibi bakıyordu haklılarda böyle şanslar tanımazdım. Baştan söylüyorum ne Noel babayım ne diş perisi son bir dilek falan diyeceksen beni bağlamaz dileklerinle ilgilenmiyorum derken adam yine gülmeye başladı. Neye gülüyordu bu aptal herif. Eğlenmek mi istiyordu onunla fazlasıyla eğlenirdim. Kafamı gülen yüzüne geçirmemle sandalyesi geri düştü. Galiba eğlence anlayışım biraz farklıydı tek bir kuralım var;
Ben eğlensem yeter basit bir insanımdır.
*Adam hala gülüyorsa ya aptal yada gerçekten mazoşist.
*Bizde katiliz ama dayak yiyince oturup kahkaha atmıyoruz yani.*
Ben katil değilim.
*Katilsin,katilsiniz,katiliz.*
*Ben öldürmek için doğdum.*
*Beni bunun için var ettin.*
Yiğit ve Kaan adamı iki yanından kaldırırken adam gerçekten gülüyordu. İşin bokunu çıkarmaya başlamıştı iki yakasından tutup dizimi göğsüne vurduğumda sarsılsada tuttuğum için bu sefer düşmemişti. Konuş diye emrettim, ifadesiz bir yüzle.  Ağzını açtırmasının bir sebebi olmalıydı. Sonunda konuşmaya karar vermiş olacakki dudakları düz bir hale geldi
"Neden buradayım?"
Gerçekten bu aptal iki saattir sebebini bilmeden yediği dayağa, gülüyor muydu?
Benim olanı benden aldın diye bağırdığımda ilk baştaki sakin halimden eser yoktu, sıkılmıştım.
Gülmesi yüzünden kısılan gözleri bu sefer tekrar kısıldı ama gülmüyordu. Sinirleniyor muydu en azından şartlarımız eşitlenmeye başlıyor demek.
O şerefsize benim deme av olarak bile olsa dediğinde gözlerindeki öldürme isteğini gördüm.
*Güzel gözleri var*
Gözleri batsın o aptalın.
"Ayrıca ben önce davranmasaydım onu sen öldürecektin."
Duygusuz sesi beni ortama geri getirmişti.
Ben öldürecektim dediğimde sabrım tükenmişti.
"Teşekkür biçimin kafa veya diz atmak mı? Senin yerine temizledim işte o pisliği, sıktım kafasına bitti."
Bitti mi? Sen bitiremezsin lan sen sıkamazsın sen yapamazsın o yapmaz -Kaan'ı gösterdim- o yapamaz - Bu sefer Yiğit'i gösterdim- o aptalı sadece ben vurabilirdim o caniyi sadece ben öldürebilirdim, ben yapmalıydım gözlerindeki o ölüm korkusunu ben görmeliydim çocukken her gün onun benim gözlerimde gördüğü o korkuyu ben görmeliydim. Kaç yıldır o adamı arıyorum ben senin haberin var mı diye sorduğumda sorudan ziyade ona olan sinirimi kusma biçimimdi. Ama bu mazoşist anlamamış olacakki 5 yıl 5 ay 5 gündür dedi. Yiğit anlamayan bakışlar atarken Kaan ne diye sordu. Anlamamışlardı ama ben çok net anlamıştım o pisliği 5 yıl 5 ay 5 gündür arıyor onu bulamadığım her günün sonunda takvimimde bir yaprağa daha çarpı atıyordum. 5 yıl 5 ay 5 gün sonunda ise onu bulmuştum ölü bir şekilde. Bu sayı benim için hayatım boyunca önemli olmuştu şimdi ise kim olduğunu bilmediğim bir adam benim katilimi 5 yıl 5 ay 5 gün sonra öldürmüştü. Tesadüf olabilir miydi?
*İnanmayız*
*Gözlerine bak*
Her zamanki gibi dediğini yaptım. Gözleri ise tesadüf olmadığını açıkça belli ediyordu. Bu adam kimdi ve benim için sağ bileğime kazıyacak kadar önemli olan sayıyı nereden biliyordu? Kimdi lan bu adam.
*Gözleri hala çok güzel*
Ve Güneş'im dert ettiğin imzansa adamın sağ bileğine kazıdım dediğinde şaşkınlığım artıyordu. Öldürdüğüm insanların sağ bileklerinin benim bileğimde 555 yazan hizasına "L" harfini kazırdım bu benim imzamdı Luna'nın L'si.
*Sana Güneş'im dedi*
Değilim.
Ben Güneş olmayı bırakalı çok oldu.
Elim titremeye başlamıştı midem bulanıyordu bu adam diğerleri gibi değildi bana eskiyi hatırlatıyordu. Kaan ve Yiğit de benim kadar şaşkın görünüyordu ben onların aksine korkuyordum da, adam Güneş'i tanıyordu onu ben bile tanımıyordum.
En sonunda Kaan benim konuşmayacağımı anlamış olacakki
"Adamın bileğine L harfini mi kazıdın?"
Adam hayır anlamında kafasını iki yana salladığında duyacaklarımdan korkuyordum. Kaan'ın sorusunu benim korku dolu gözlerime gülerek bakarken yanıtladı, iki dakika öncesine kadar bağlı olduğuna emin olduğum ellerinden önce sağ elini bana doğru uzattı
*Ellerini nasıl çözdü bu mazoşist?*
daha sonra sol elini sağ bileğinin üstüne sürterek tam buraya dedi, bende 555 öldürdüğüm insanlarda L harfi yazan noktayı göstererek.
S harfini kazıdım....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

555Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin