Yeni hayat

28 4 2
                                    

İris Gürpınar'dan
Bazen insan nerden geldiğini merak ederdi. Zaten her şey meraktan olmamış mıydı? İnsanlık tarihi boyunca merak edilen şeylere çözüm bulunmuş ve ona göre yaşamıştık. Ölümsüzlük iksirini merak eden ve arayan insanlar bulamayınca ölümsüzlük iksiri yoktur denilmiştir. Aşk, tutku, şehvet, nefret, ölüm. Her şey meraktan. Annem eğer ki Barış Sayer  ile tanışmasaydı onu merak etmeseydi ya da parayı bu kadar merak edip sevmeseydi belki de şu an hala Ankarada olurdum..

Tüm arkadaşlarım, ailem, hocalarım.. Hepsi Ankarada kalmıştı. Annemle tam üç aydır konuşmuyordum, bana evleneceğini söylediği andan beri. Daha babamın cenazesinin üstünden bir yıl bile geçmemişti! Ankarada kalmak istediğimi söylediğim için kavga etmiştik ama sonuç İzmirdeyim..

Derin bir nefes aldım ve parmaklarımla şakaklarımı ovuşturdum. Sweatshirtün kapşonunu kafama çektim ve arabadan indim. Kablolu kulaklığımda çalan 'hatırla sevgili' şarkısının sesini biraz kıstım. Tam evlerinin önündeydik.

Ellerimi eşofmanımın cebine soktum ve evi inceledim. Yanımda beliren topuklu seslerinden annemin geldiğini anladım. İkimizde önümüzde duran yalıya bakıyorduk.

"Köylü gibi duruyorsun"

Annemin benim için seçtiği elbiseyi giymediğim için yol boyu trip yemiştim.

"Ne mutlu bana o zaman.."

Ağzımda gevelediğim lafı duymamayı seçen annem yanımıza gelen güvenlik ile konuşmaya başladı.

"Canım valizler bagajda çok dikkat edelim lütfen."

Sahte gülümsemesi midemde kramplara yol açıyordu(!)

"Tabi Canan hanım"

Annem demir kapıdan girdi ve bende arkasından yürüyordum.. Şu an gururum o kadar yerle bir oluyordu ki! Gözlerim dolmuştu. Babam olsa buralara gelebilir miydik(?) Babam asla böyle gurursuzca bir harekete izin vermezdi. Ama kendime söz vermiştim, eşyaları gitmiş boş odamda ağlarken. Bu gün bitene kadar ağlamayacaktım!

Yalının kapısına geldiğimizde bizi karşılayan insanları gördüm. Annemin sarıldığı adamın Barış Sayer olduğunu anlamak zor değildi, bir keresinde dergide görmüştüm.

Barışın arkasında duran dört kişi vardı.. çocuklarıydı galiba. Adamın dördüncü evliliği annemle olacaktı.

"Bak bu kızım, İris.."

Barış Sayer  bana baktı ve gülümseyerek bana sarıldı.. Donakaldım. Babam şu an bunları görüyorsa boynu bükük ve gözleri dolmuş bir şekilde arkasını dönmüş gidiyordur.. İçimdeki daralma ile derin bir nefes aldım ve ellerimi cebimden çıkarmadım öylece durdum.

Adam bunu fark etti ama hiç bozuntuya vermedi.

"Hoşgeldin İris.."

Annem kapıda şık giyinmiş iki kız ve iki oğlana gülerek selam verdi bense gözlerine bile bakmadan yanlarından geçtim. Bu gün annemle Barışın nikahı kıyılacaktı.

Evin kapısı kapandı..

"Canancım bizim odamız üst katta. Soner oraya çıkaracak valizini. İrisin odasıda denize bakan kısımda soldan ikinci oda.."

Bana baktı ve gülümsedi..

Oley odam denize bakıyor(!)

"Aa sizi tanıştırayım..!"

Barış uzun boylu kızın yanına gidip sırtını sıvazladı ve gülerek konuştu,

"Bu Leyla en büyük kızım.. şirketimde güzel bir konumda çalışıyor."

ARAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin