KAYIP GİDEN YILDIZLAR

3. BÖLÜM

Mina o sabah korkuyla kalkmıştı. Çünkü rüyasında annesi ve babası saldırıya uğruyordu. Hemen annesini aradı.

- Alo
- Alo. Nasılsın kızım.
- İyiyim annecim sen nasılsın? Babam nasıl?
- Biz de iyiyiz kızım sen merak etme.

Mina annesinin ve babasının iyi olduğunu öğrenince rahtladı. Giyindi. Tam kahvaltısını yapmak için aşağıya inerken kapı çaldı. Gelen Tolga'ydı. Tolga'nın motoruna binip kahvaltıya gittiler. Güzelce yemek yedikten sonra kalktılar. Biraz sahilde oturup konuşmaya başladılar.

Mina: Bana kendinden bahsetsene?
Tolga: Mesela bir örnek ver.
Mina: Mesela ben kendimi tanıtıyım. Adım Mina. Soyadım Prisco. 20 yaşındayım. Annem Türk,babam İtalyan. Annemler yurtdışında yaşıyor. Annem bir dernekte başkan. Babamın ise şirketleri var. Tek çocuğum. İstanbula üniversite için geldim. Ama bazı sorunlardan dolayı gidemedim. Sıra sende.
Tolga: Adım Tolga. Soyadım Gergi. 21 yaşındayım. Annemle babam bir trafik kazasında öldü. Amcamlarla yaşıyorum. Bir tane kuzenim var. Adı Eliz. Tıp okuyorum. Oldu mu?
Mina: Evet oldu.

Bir süre sessiz kaldılar. Yanlarına gül satan bir çiçekçi geldi. Tolga bir tane gül aldı ve Mina'ya verdi. Mina birden şu soruyu sordu:
- Tolga. Ben senin gözünde neyim? Ve ya kimim?
Tolga bir süre sessiz kaldı ve Mina'ya dönerek:
- Bak Mina. Evet seni çok kısa zamandır tanıyorum. Ama ben sana aşık oldum. Yani 3 gündür geziyoruz,konuşuyoruz. Ama senin ne kadar iyi bir kız olduğunu anlamak zor değil. Yani ben seni seviyorum.

Mina çok duygulandı ve Tolga'ya sarıldı. Tolga cevabını almıştı. Hem gözleri hem de yüzü güldü. O gün Tolga'nın en mutlu günüydü. Mina'yı evine bıraktıktan sonra gitti. Mina olanları annesi ve babasına anlatacağı için çok heyecanlıydı. Mina kapıyı çaldı.Kapıyı açan çalışan ağlıyordu. Mina ne olduğunu sordu. Çalışanlar birbirine bakıyordu. Mina kötü bir şey olduğunu anladı. En sonunda biri:
- Mina Hanım,anneniz ve babanız bir saldırıya uğramışlar.
- Peki nasıllar?
- Malasef...

Mina ağlayarak odasına çıktı ve hemen pencereye oturdu. Yıldızlara baktı. Bir dilek tuttu. Sonra günlüğünü aldı ve yazmaya başladı.

Sevgili Günlük;

Bu gün hayatımdan iki yıldız kayıp gitti. Annem ve babam. Keşke onlar bu mutlu anımı paylaşabilseydim. Ama olsun benim sonsuza kadar kalacak iyi arkadaşlarım var. Biri sen diğeri ise yıldızlar.

Bu sefer yazısını kısa bitirmişti.

- Yarın daha güzel bir gün geçirmek dileğiyle.dedi ve uyudu.