Otobüsün cam kenarında oturuyordum. Yolda ilerleyen otobüs agaçları binaları geride bırakıp ilerliyordu. Ben onları izlerken geçip gidiyorlardı. Asılan suratımla dışarıyı izliyordum. Çünkü biraz sonra ne olacağını biliyordum. Nasıl bir konuşma yaşanacağını. Bunu kendimi hazırlamıştım. Yine de hazır mıydım?
Kim ölüme hazır olur ki
Umursamıyor bıkmış gibi gözüksemde içimde bir yerde küçükte olsa yaşam enerjisi olan pırıltı vardı. Hâlâ yaşamak isteyen bir tarafım vardı. Ama bunu da kabul etmek istemiyordum. Hayal kırıklığı yaşamak istemiyordum. Hemde yenemeyeceğim bir şeye karşı. Herşeyin bitmesini istiyordum. Yorulmuştum çok yorulmuştum...
Belki de bu bana verilen bir keder değil ödüldü. Yıpranan bana karşı herşeyi sona erdirecek bir ödül tanrı tarafından verilen.
Sulanan gözlerimi kırptım
5 ay öncesinden olmuştu
O zamanlar önemsememiştim.
Başım arıyordu. Bu ağrı zaman geçtikçe şiddetlendi. Daha sonra vücumda da ağrılar oldu. Bu ağrılarda gittikçe şiddetlendi. Dayanamayacak duruma geldim. Yeri kemirtecek bir ağrıydı. Tüm gözyaşlarım tükenene kadar ağlasamda geçmiyordu. 5 ay sonrasında doktora gittim. Beynim de tümör olduğunu tespit ettik. Doktor yine umutlu kalmamı tümörü alabileceklerini söyledi. Tedavilere başladım. Randevulara gidiyordum. Tahliller oluyordum kontrol ediliyordum. Doktor iyileşebiliceğimi söylüyordu. Ama umut beni çoktan terk etmişti. Zaten hayatımın son bulmasını bekliyordum. İçimde duygularımı tutmuştum ne yaşarsam içime attım. Ağlamadım gözyaşlarım içime aktı. Gözyaşlarımı bitirene kadar ağlasamda artık çok geç. Hislerimi kimseye belli etmedim. Çünkü güçlü olmam gerekiyordu. Herşeyi içimde yaşayıp çalıştım. Şimdi ise içimde birikmiş ve bana tümör olarak geri gelmişti. Doktor iyi sonuçla yaklaşsada ben biliyordum ne olucağını. Biliyordum ve öylede olucaktı...
Duran otobüs ile hastahaneye geldiğimi anladım. İnip hastaneye doğru yürümeye başladım.
Niye bunları yaptım? niye güçlü durmaya çalıştım?
Şimdi bu hayatın sonlacağı için mutluyum
Peki niye hâlâ içimde küçük bir yaşam isteği var?
Hastahanenin içine girdiğimde oyalanmadan hızlı adımlarla doktorun odasına doğru yürüdüm.
Doktorun odasının önüne gelince kapıyı çalıp içerden izin sesini bekledim.
Duyduğum gir sesinden sonra içeriye girdim.
Karşımda duran bana gülümseyen orta yaşlı doktoru gördüm. Selam verip masanın orada ki koltuğa oturdum. Doktor da bana selam vermiş sonrasında ise gözleri elinde ki kağıtlara inmişti. Kağıdı inceledi ve tekrar yüzüme baktı. Gülümsedikten sonra konuştu. Herhalde umutlu olmam içindi bu
" Merhaba Jisoo Hanım"
" Merhaba Doktor bey"
Gözleri yeniden kağıda indi
" Bunları size nasıl söyleyebiliceğimi bilemiyorum."
" Tahililerinizin sonucuna göre tümörünüzde iyi bir ilerleme yok."
Bir önceki randevumdan daha umutsuz gözüküyordu. Önceki randevumda ameliyat sonucunun iyi olabileceğini söylemişti. Bu randevu da ise tahlilere bakıp sonucu görücektik.
Kafamı sallıyarak onu dinlediğimi belli ettim
" Tümörünüzün yeri tehlikeli büyümeye devam ederse sinirlere zarar verebilir. Bu yüzden en kısa sürede ameliyat olmanız gerek. Çünkü tümörünüz ilerliyor "
" Ameliyat olunca ileşecek miyim yaşıcam mıyım "
" Bunun garantisini veremem"
" Ameliyat olmak istemiyorum. Şuan ki halim iyi ama ameliyat olduktan sonra iyi olacak mıyım belli değil ameliyattan sonra hayatta olucak mıyım o da belli değil"
" Ama Jisoo hanım ağrılarınız artıcak sadece ilaçlarla bunu idare edemezsiniz"
" yine de son günlerimi yatakta geçirmek yerine hayattı yaşıyarak geçirmek istiyorum"
" Amaliyat gibi bir şansınız var ama Jisoo hanım"
" Doktor bey geçenki randevumuzda da bu ameliyatın yine de %50nin altında şansı olduğunu söylediniz bu ağrılara katlanabilirim sadece ağrılar için yoğun bakımında son günlerimi geçirmek istemiyorum"
" Sizi anlıyorum"
" Ne kadar ömrüm kaldı"
" Yaklaşık altı ay tümörün büyümesi devam ediyor. Ve bu da sinirlere zarar veriyor."
" Ameliyat olursam da belki amaliyatı atlatamıcam bile belki de yoğun bakımda bilincini yitirmiş olarak kalıcam "
Soracana yalvaran sesim çıkmıştı
" Size dürüst olucam evet bu ihtimaller var ve yüksek amaliyatında olumlu geçmesi düşük bunu geçen ki randevumuzda da söylemiştim amaliyat bir çözüm bunu size söyledim evet ama kesin değil "
Ağrılı acılı bir ameliyat sonrası bilincimin açık bile olmadığı ağrılar için yattığım bir hastahane ne kadar ömrümün kaldığı bile belliyken niye daha fazla acı çekicektim. Kısa bir konuşma daha olduktan sonra doktorun odasından çıktım. Şimdi ise beklediğim şey başıma gelmişti. Bildiğim bu acı ile yürümeye devam ettim. Adımlarım beni çıkışa yöneltti. Sonunda bu hastahaneden kendimi dışarı atmıştım.Otobüs durağında oturuyordum. Hiçbir şey düşünmüyordum. Hiçbir şey hissetmiyordum. Kollarım bacaklarımın üstüne düşürmüştüm. Yıkılmıştım
Gelen otobüs ile yerimden kıpırdadım ve ayağa kalktım. Gelen otobüs durunca bindim ve boş olan bir yere oturdum. Cama kafamı yaslamış dışarıyı izliyordum. Bitti gerçekten bitti
Ben bittim
Telefonumun sesini duyunca baktım. Arayan Chaeyoung'tu telefonu açıp yanıtladım.
" Efendim Chaeyoung"
" Alo Jisoo ajansa gelicek misin? Burada işler yoğun. Toplantı olacak ve patron herkes orada olsun dedi"
Ben ölüyordum ama yine de işe mi gidicektim.
" Jisoo ne olur gel sen olmadan halledemem"
Zaten şuan biri bana ne derse yapabilirdim. Hiçbir şey anlamıyordum. Kafam o kadar boştu ki ne olduğu hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ne hissedeceğimi bile bilmiyordum. Ama tek kaldığım da bütün hislerim ortaya çıkacaktı.
" Tamam Chae geliyorum"
" Sonunda bekliyorum. Seni seviyorum"
" Bende"
Ve sonra telefon kapandı. Ben ise yolu izlemeye devam ettim.Ajansa geldiğimde koşuşturma içerisindeydiler. Çalışanların hepsi telaşlıydı. Daha fazla ortada durmayarak Chaeyoung'un yanına gittim. Odasının kapısını çalarak içeriye girdim. Bilgisayardan işlerini hallediyordu.
Beni gördüğünde gülümseyerek bana baktı.
"Biran gelmiyeceksin sandım. Yapacağımız çok şey var. Yayınevleri işini hallettim. Yeni yazarlarla konuşmamız gerek."
Nefesimi bıraktım cidden ne haldeydim. O kadar garip ki. Bir adım daha atsam yere yığılırdım. Yapmam gereken işler vardı. Onları da yüz üstü bırakmazdım. Zaten son zamanlarım
" Tamam yaparız"
" Tamam o zaman sonra toplantı olacak. Toplantıdan sonra derin bir nefes veririz. Kalan işleri hallederiz veee iş çıkışı gelmiş olurrr"
" Aynen öyle"Chaeyoung'la yaptığımız konuşmadan sonra odama gittimiştim. Yeni gelen yazarla konuştum. Yayınevlerini ayarladım. 2 saat sürmüştü. Sandalyemde gerindim. Chaeyoung ile toplantıya gitsek iyi olurdu biraz sonra başlardı.
Odamdan çıkıp Chaeyoung'un yanına gittim.
" Chaeyoung toplantı başlamadan gidelim hadi"
" Tamam geliyorum"
Toplantı odasına doğru yürüdük. İçeride tanıdığım çalışanlar vardı. Herbirine selam verdip yerime oturdum. Aradan Bi beş dakikadan sonra patron geldi. Toplantı ajansın son ki durumu hakkındaydı. Ama kafam o kadar doluydu ki dinlemiyordum. Aklımda dönen duran sadece doktor ile konuşmamdı. Sıkışmış hissediyordum. O kadar sıkışmış hissediyordum ki bu toplantı biraz daha sürerse kendimi şu camdan atıcaktım. Eve gidip bağıra bağıra ağlamak istiyordum. İçimi dökmek istiyordum ağlıyarak.
Sonunda patron konuşmasını bitirmiş. Ve bizlere bakıyordu. Biraz sonra toplantıyı bitirecekti. Gözleri beni bulduğunda konuşmaya başladı
" Jisoo hanım bugün işe geç geldiniz. İzinde almadınız. Geç geleceğinizi de bildirmediniz. Bu hakkı size kim verdi?"
İğneleyeci bir şekilde konuşmuştu
Sinirli gözlerim Chaeryoung'a indi. Bana sakin ol dermişçesine bakıyordu. Derin nefes alıp patronuma baktım. Zaten burası boğucuydu.
" Hastahanede randevum vardı. Bu yüzden geç kaldım "
Gözleri aynı bakışa sahipti
" Bunu bize bildirmeliydiniz. İş saatlerinde işte olucaksınız"
Artan sinirimi belli etmedim. Bu diyen kişiye bak. Ajansı umursamadan tatile gitmişti. İşi bize yıkmıştı. Patron olduğunda bunu yapabiliyordu. Kurulun da bunu elinden geçirmeleri gerekiyordu artık yeter.
Birşey demeyip patrona baktığımda. Bakışlarını diğerlerinde gezdirmiş birkaç birşey daha söyledikten sonra toplantıyı bitirip çıkmıştı. Bizde azat edilmiş olduk.
Son altı ayım kaldı burada niye sürünüyordum. Yarın istifamı verecektim.
![](https://img.wattpad.com/cover/350271611-288-k441629.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chance Of Life | Vsoo
FantasíaÖleceğini bilen Jisoo kalan son ayları umursamazca yaşar. Ama kaderinin tüm iplerini elinde tutan melez bunu bozar. "Ölümden kurtulduğumdan değilde sana sahip olduğumdan teşekkür ederim Tanrı'ya."