Eve gelmişlerdi.Yavaşça aradan indiler.Ayakkabılar çıkartıldı ve eve girdiler.Bir yerlere çarpmaması için babası Ilım ' a yardım etti.Ilım evi gözünde canlandırmaya çalıştı.
İşte kapının solundaki askılık oradaydı.Hemen dibinde iki şemsiye, uzun olan şeffaftı, kısa ise koyu mavi üzerine açık mavi desenli olandı:
-Baba , dedi,oda mı çıkabilir miyim?
-Peki, canım.Merdivenler bu tarafta gel bakalım.
-Hayır....Yani , ben yapabilirim, baba.Gerçekten...
-Tamam, nasıl istersen.
Ilım bir kaç adım attıktan sonra durdu:
-Baba, yapabilirim.Evi tanıyorum, peşimde gelme!
-Oh, tamam. Üzgünüm...
Ilım bir şey fark etti:İnsanın bir duysun zayıflayınca diğeri güçleniyordu. Yavaş ve güvenli adımlar atarak merdivene yaklaştı. Trabzanı kavradı ve birinci basamağı çıktı.İlk basamakları iki aşamalı çıkıyordu. Yani bir ayağını attıktan sonra diğerini yanına koyuyor ve basamağa ilk basan ayağı ile bir sonraki katı çıkıyordu. Tıpkı merdivenlerle yeni tanışmış çocuklar gibi. Ancak sonraları normal çıktı.Merdivenler bitti.Odası sağ taraftaydı,oraya doğru ilerledi.Çok yavaş yürüyordu, elleriyle kapıyı arıyordu. Sonunda bir yere çarptı.İşte!Kapının kolunubulup açtı.Artık odasındaydı.