Final - Fire On Fire

11.9K 1K 1.7K
                                    

Hadi bakalım geldi o mutlak son herkesten yorum bekliyorum güzelce keyifli bir şekilde bitirelim bu hikayeyi de 🎀

"Alev aleve yanmak normalde bizi öldürür. Bu kadar tutkuyla kazanan biziz."

"Onlar kontrolden çıktığımızı ve bazıları günahkâr olduğumuzu söylüyorlar."

"Ama onların güzel uyumumuzu mahvetmelerine izin verme."

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Jungkook..

Aldığım telefon yüzünden cehennemime,eski evime, gelmek durumunda kalmıştım. Myeong'un ağlamaklı bir şekilde beni eve çağırması nedeniyle apar topar okuldan çıktım. Telefonda nefes nefese cümle kurmaya çalışmıştı bazen kelimeleri toparlayamadığı olmuştu. O evde her ne yaşandıysa bir türlü kendine gelememişti. Jeongguk'un ona bir şey yapmış olma ihtimali beni acele ile evin yolunu tutmam için harekete geçirdi.

Kapıya tüm gücümle vuruyordum neredeyse bütün sokak benim gürültümü duyabiliyordu, çalışanlar beni bir an önce fark etse iyi olurdu yoksa komşularımız yakında tek tek dışarıya dökülecekti, Jeon ailesi bu rezalete şahit olmak istemezdi. Bir süre bekledim fakat kimse açmadı. Gerginliğin getirdiği rahatsızlık hissi ile küfrettim, yeterince huzursuzdum bir de üstüne ev resmen ölü gibiydi sesimi duyan yoktu. Koşarak arkadan dolandım. Mutfaktan bahçeye açılan kapı her daim açık olurdu, eve girmek için tek şansım o kapıydı.

Yarısına kadar açık olan kapıyı ittim. Burası rahatsız edici derecede sessizdi normalde aşcı ve birkaç hizmetli burada her zamanki rutinlerini yapıyor olurdu ama bu sefer hiçbiri ortalıkta görünmüyordu.

Jeongguk'un ne derece ileri gidebileceğini kestiremiyordum. Uyuşturucu alıp yine kendinden geçmiş olabilirdi. Çekmeceden gözüme kestirdiğim uygun bir bıçağı alıp olabildiğince sessiz adımlarla salona yürüdüm.

Kapı girişinden etrafı kontrol ettiğimde köşede yere çökmüş ağlayan ikizimi gördüm. Elleriyle kulaklarını kapatmış kendi kendine bir şeyler fısıldıyordu.
Akıl hastanesinden kaçmış delilerden farkı yoktu.

Myeong ise yemek masasının yanında düşmemek için bir eliyle masadan destek alıyorken diğer eliyle ağlarken ağzını sıkıca kapatmış arada öğürüyordu. Bu manzarayı görmemle tüylerim ürperdi. Ne bok dönüyordu bu evde?

Elimdeki bıçağı daha sıkı tutarak Myeong'a doğru adımladım. Beni görmesiyle ağlaması daha da şiddetlendi. Gözleri kocaman olmuştu ve geri geri adımlayarak benden kaçıyordu.

"Myeong sakin ol! Benim Jungkook."

"Orada dur!"

"Tamam durdum. İyi misin sen? Hayalet görmüş gibisin, şu hâline bak ne oldu sana? O şerefsiz ne yaptı?"

Heartbreak Hotel | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin