no, only you

164 32 130
                                    

Mingi okula gelmiş ve ilk dersin başlamasını bekliyordu. Dün mesaj atan kişinin Yunho olduğunu öğrenince oldukça şaşırmıştı. Yunho'nun gay olduğuna dair daha önce birkaç dedikodu yayılsa da hiçbiri kesin bilgiler değildi ancak dün Yunho bizzat kendisi söylemişti. Ayrıca onu öpmek de istemişti? Jeong Yunho neden kendisini öpmek istemiş olsun ki? İlk başta birinin onu kandırıyor olabileceğini düşünse de, arkadaşlarının da yardımıyla, okul ve sınıf gruplarından onun gerçekten de Yunho olduğu kesinleşmişti.

Okulda çoğu kişi Yunho'dan hoşlanmasa bile çekici bulurdu. Bazıları ise sırf gıcıklığına ya da kıskançlıklarından dolayı tam tersini iddia etse de asıl düşüncelerinin herkes farkındaydı.

Jeong Yunho. Okulun basketbol takım kaptanı. Sporda başarılı olmasının yanında dersleri de çok iyi ve hocaların gözdesi. Tam bir örnek öğrenciydi Yunho.

Mingi ise çok olmasa da sıradan bir öğrenci sayılırdı. Okulun yüzme takımındaydı. Çoğu kişi Yunho kadar olmasa da ona da bayılırdı. Her ne kadar kabul etmek istemese bile arkadaşları onun okulun ateşli ve popüler çocuklarından biri olduğunu söylüyordu. Mingi bunu ne kadar kabul etmek istemese de neredeyse her gün dolabında bulduğu mektuplar ve bir ortama girdiğinde ona dönen bakışlar bunu yeterince kanıtlıyordu.

Mingi sırada öylece oturmuş Yunho'nun yazdıklarında ciddi olup olmadığını düşünüyordu. Zaten teneffüslerde çok fazla dışarı çıkmayan birisiydi. Bugün hiç çıkmasa sorun olacağını düşünmüyordu. Yunho'yla karşılaşmak en azından şu an istediği bir şey değildi. Yunho onları ciddi olmayarak sırf şaka olsun diye yazmışsa bile bu yüz yüze gelmek için fazla garip hissettiriyordu. Normalde doğru düzgün konuşmuşlukları bile yoktu. Daha önce sadece birkaç defa ayaküstü sohbet etmişlerdi ki onlar da uzun sayılamazdı bile. Şimdi birden bire böyle bir şey yazması normal olarak garip gelmişti.

Mingi derin derin bunları düşünürken sınıf yavaş yavaş dolmuş ve kısa bir süre sonra da ders zili çalmıştı. Mingi her ne kadar kafasını karıştıran takım kaptanı yüzünden odaklanamayacağını bilse de dersi dinlemeye çalıştı.

...

3. teneffüse çıkmışlardı. Mingi lavaboya gitmeliydi ve ne kadar çıkmak istemese de karşılaşmamayı umarak çıkmıştı sınıftan. İşini bitirip kabinden çıkmış ve ellerini yıkıyordu. Hani olur ya hayat size bazen en olmayacak anda bir güzel nah çeker. Evet, Mingi'ye de en olmayacak anda nah çekmişti. İçeriye giren Yunho'yla aynadan göz göze gelen Mingi, olmayan şansına küfürler ediyordu içinden. Yunho tam yanındaki lavaboya gelip elindeki boyayı çıkarmaya çalışırken ara ara Mingi'ye bakıyordu.

Mingi musluğu kapatıp ellerini kurulamak için peçete aldı. Tam ellerini kurulamıştı ki Yunho ona seslenmişti.

"Mingi."

Mingi ise ne yapacağını bilemediği için onu duymazdan gelmeye karar vermiş ve elindeki peçeteyi çöpe atıp hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitmişti. Yunho ise öylece kalakalmış arkasından bakıyordu. Neydi bu şimdi? Onu göz göre göre duymazdan gelmişti. Yunho siniri bozulmuş bir şekilde suyu kapattı ve ellerini kurulayıp dışarı çıktı.

Sinirli bir şekilde kendi sınıfına gidip sırasına oturmuş kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Onu sinirli görmeye alışık olmayan sınıf arkadaşları şaşkınca ona bakarken o sadece önündeki sıraya bakıyordu. Bakışları o kadar keskindi ki az sonra gözleriyle sırayı aleve verecek gibi duruyordu.

O sırada Mingi de sırasında oturmuş yaptığı aptallığı düşünüyordu. Ne diye onu duymazdan gelmişti ki? Yanına gelen arkadaşları ne olduğunu sorup duruyordu ve açıkçası pek yardımcı oldukları da söylenemezdi.

cherry 🍒 | yungi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin